Davalı banka vekili müvekkili ile davacı taraf arasında tüketici hukukuna ilişkin bir ilişkinin bulunmadığını, kredi borçlusu Mehmet Erdem'in kredi kartı borcunun 26.643,74 TL'ye ulaştığını, kefaleten borçların toplamının ise 87.973,97 TL olduğunu, dava konusu 31.12.2013 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli bononun ...'in müvekkili banka nezdindeki borçlarına mahsup edilmek üzere alındığını, herhangi bir kredi sözleşmesinin teminatı olarak alınmadığını, kambiyo senedinin sebepten mücerret olduğunu belirterek, davanın reddi ile % 20 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, davanın kambiyo senetlerine özgü takibin dayanağı olan bono nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davacıların dava dışı ...'in kullandığı taşıt kredisine kefil olduğu, kullandırılan kredi nedeniyle herhangi bir borcun bulunmadığı, ...'...
kefiller hakkında uygulanamayacağı, ancak kredi sözleşmesinin müteselsil kefilleri kendi kefaletlerinin teminatı olarak ipotek vermişler ise haklarında öncelikle anılan Kanun'un 45 ... maddesinde öngörülen rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması zorunluluğu bulunulduğu, genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalıların kredi asıl borçlusu olmadığı gibi ipotek veren de olmadığı, bu durum karşısında bankanın davalılar aleyhine tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla takip yapmasında hukuken engel bulunmadığı, borcun varlığının ve miktarının icra takip tarihi itibari ile tespit edilmesi için bilirkişiden rapor aldırıldığı ve hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin toplam 522.787,99 TL üzerinden devamına, yasal şartları oluştuğundan 522.787,99 TL'nin %20'si oranındaki 104.557,60 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir...
Şti. arasında hem genel kredi sözleşmesinin hem de takibe konu şirket kredi kartı üyelik sözleşmesinin imzalandığını, davacının her iki sözleşmeye de kefil olduğunu, kredi kartından kaynaklanan borçların ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, davacının dayandığı ibra yazısının genel kredi sözleşmesiyle ilgili olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, takibe konu şirket kredi kartı sözleşmesinde kefalet limitinin gösterilmediği ve limitin sözleşme metninden açıkça anlaşılmadığı, davalı vekilince ibraz edilen ortak ve/veya kefil bilgileri isimli belgede ise davacının imzasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
, kefalet sözleşmesinin teminat için üzerinde olması gereken tüm geçerlilik şartlarını taşıdığı tespit edilmiştir....
Tic ltd Şti'nin kullanıma açıldığı, sözleşmede iş bu genel kredi sözleşmesinin bundan önce doğmuş tüm kredi borçlarını kapsadığı ve kefaletin de önceki borçları kapsadığı belirtilmek suretiyle imza altına alındığı anlaşılmaktadır. Öte yandan davacı tarafça 08.04.2019 tarihli dilekçe ile, davacı banka ile dava dışı borçlu şirket ve davalı borçlu kefil arasındaki ticari ilişkinin 2006 yılına dayandığı ve kredi borçlusu şirkete çeşitli tarihlerde kredi kullandırıldığı ileri sürülmüştür. Bu nedenlerle, borcun 31.01.2017 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan bir kredi mi, yoksa öncesine dayalı, devam eden bir kredi sözleşmesinden (ilişkisinden) mi kaynaklandığıın usulüne uygun şekilde araştırılıp duraksama oluşmayacak şekilde tespit edilmesi gerekir....
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının şikayeti üzerine dava dışı kredi asıl borçlusu ve davalı kooperatifin yetkilileri ile çalışanları hakkında başlatılan ceza soruşturması sırasında savcılıkça alınan ekspertiz raporu ile takibe konu kredi sözleşmesindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafın şikayeti üzerine dava konusu kredi sözleşmesiyle ilgili olarak, dava dışı kredi asıl borçlusu ve davalı kooperatifin yetkilileri ile çalışanları hakkında sahtecilik suçlamasıyla ceza soruşturması başlatıldığı, savcılıkça alınan bilirkişi raporu ile kredi sözleşmesindeki davacıya atfen atılan imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır....
Şti arasında 20.5.2005 tarihinde kredi sözleşmesi, 20.9.2005 tarihinde ise limit artırımı sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin sözleşmeye kefil olduğunu, sözleşmenin şirket adına ortaklarca imzalandığını, ayrıca dört adet bononun da kefil olan şirket adına yine ortaklarca imzalandığını, davalı bankanın asıl borçlunun borcunu ödememesi üzerine Ankara 17.icra müdürlüğünün 2007/1605 esas sayılı dosyasında senetleri takibe koyduğunu, takibe konu senetlerin kredi sözleşmesinin teminatı olduğunu, davalı bankanın ayrıca müvekkilleri aleyhine kredi sözleşmesine dayalı olarak 17. icra müdürlüğünün 2007/8396 asas sayılı dosyasında takibe geçtiğini, bu takip sırasında asıl borçlunun kredi kartı borcunun da talep edildiğini, davalı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesinde müvekkilinin kefaletinin bulunmadığını, müvekkili şirketle davalıya yapılan harici ödemelerin icra dosyasına bildirilmediğini belirterek fazalaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin...
GEREKÇE: Dava, temerrüt sebebiyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ve sözleşme doğrultusunda bağlı kredi olarak davalı bankadan çekilen konut kredi sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda iadesi ve davalı bankaya borçlu olunmadığının tespiti isteklerine ilişkindir....
Şubesi ile kredi müşterisi ... Taah San ve Tic Ltd Şti arasında 11/04/2017 tarihinde 6.000.000,00TL kredi limitli genel kredi sözleşmesinin akdedildiğini, davalı ... ... ile dava dışı ... ...'...
istisnalarında söz konusu olmadığı tespit edilmiş olmakla kefalet sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle davacının kefalet sorumluluğundan söz edilemeyeceği bu kapsamda menfi tespit talebinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne, davacının ........şubesi ile düzenlenmiş asıl borçlusu ... ... ve ... ......