DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı davalı asıl borçlu ve kefil aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacaklı olunduğu iddiası ile başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminden ibaret olan itirazın iptali davasıdır. Davacı banka ile davalı kredi lehtarı borçlusu (asıl borçlu) ... A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeyi diğer davalının da müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, davalı ...'...
İcra Müdürlüğünün 2012/6619 E. ve 2012/6626 E. sayılı icra dosyaları ile borçlu olmadığının tespiti ile fazlaca ödenen miktarların ödeme tarihinden itibaren bankalarca mevduata işleyecek en yüksek faiz miktarı üzerinden işleyecek faizi ile beraber istirdatına, %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesinde; Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2012/6619 E. ve 2012/6626 E. sayılı icra dosyalarında borçlu olmadıklarının tespiti ile 2012/6619 E. sayılı takip dosyasında davalı yana borçlu bulunmadığı halde yatırılan bedellerin istirdadı, ayrıca dava tarihinden sonra bu takip dosyasına 16.11.2018 tarihinden 19.06.2019 tarihine kadar yapılan 5.730,00 TL maaş kesintisinin de davalıdan alınarak davacı müvekkillerine en yüksek faiz oranı üzerinden ödenmesine karar verilmesini istemiştir. II....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacının istemi devren aldığı işyerinin kendisinden önceki döneme ait elektrik sarfiyatı nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdadı olmakla dairemiz görevli değildir. Bu nedenle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 5.5.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
- K A R A R - Dava, Tarımsal Krediler Genel Sözleşmesi ve Tarımsal Krediler İkraz sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine karşı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, kredi sözleşmenin ilgili maddelerine göre aynı sözleşme ile aynı limitte kalmak kaydıyla yeniden kredi kullandırılabileceğinin, açıkça anlaşıldığını, sözleşmenin süresiz akdedildiğini, kredi borçlusu ...’ın aynı kredi dosyasından aynı sözleşmeye ilişkin yeni bir kredi çektiğini, BK’ nun 494 ve devamındaki kefalet hükümlerine dayandığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, birinci verilen kredinin asıl borçlu tarafından ödendiği, ikinci krediden davacı kefilin sorumluluğu cihetine gidilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı bankaya icra dosyası ile borçlu olmadığının tespitine, davacı aleyhine yürütülen icra takibinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir....
ye ödenen 300,000,00 TL'nin iadesi kredi sözleşmesi kapsamında ödenen paranın iadesi ve kredi borcu olmadığının tespiti ile davalı İş Bankası'ndan alınan kredi nedeniyle kredi taksitlerinin ödemesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davalı İş Bankası'ndan çekilen kredi nedeniyle kredi taksitlerini ödemesinin durdurulması talebinin kabulüne karar verilmiş, davalı bankanın itirazı üzerine yapılan duruşma sonucunda itirazın reddine karar verildiği görülmüştür....
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davalıların davacıya kredi borcu olup olmadığının tespiti ile davacının davalılar aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığının tespiti ile davacının davalılar aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmakla; delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişinin yapmış olduğu inceleme sonucu düzenlediği raporunda davacı banka ve davalı dava borçlu şirket ...İnşaat Taahhüt Madencilik ve Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve müşterek borçlu-müteselsil kefiller ......
. - K A R A R - Davacı, davalı banka tarafından kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için aleyhine takip başlatılmış ise de kendisinin asıl borçlu veya kefil sıfatıyla kredi sözleşmesi imzalamadığını, sahte imza ile borçlu gösterildiğini belirterek davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takip nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Takibe konu edilen tutarın 4416 TL olmasına ve bu meblağ üzerinden davacının borçlu bulunmadığının tespitine rağmen mahkemece eksik yatırılan nisbi harcın tamamlatılmadan ve bu husustaki Harçlar Kanunu’nun 30.maddesi hükmü de gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir....
. - K A R A R - Davacı, davalı banka tarafından kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için aleyhine takip başlatılmış ise de kendisinin asıl borçlu veya kefil sıfatıyla kredi sözleşmesi imzalamadığını, sahte imza ile borçlu gösterildiğini belirterek davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takip nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Takibe konu edilen tutarın 4416 TL olmasına ve bu meblağ üzerinden davacının borçlu bulunmadığının tespitine rağmen mahkemece eksik yatırılan nisbi harcın tamamlatılmadan ve bu husustaki Harçlar Kanunu’nun 30.maddesi hükmü de gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir....
İstinaf eden davacı vekili; mahkemenin davalı Mudanya Belediyesine borçlu olmadıkları yönünde kabul kararı vererek taraflarından ödenen bedellerin her birinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkil şirkete iadesine karar verdiğini, ancak bu kararla çelişkili bir biçimde davalı belediye tarafından müvekkil şirkete tahakkuk ettirilen bedeller açısından karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiğini, bir konuya ilişkin iki karar verdiğini, bu itibar ile yerel mahkeme kararı kendisi ile çeliştiğini, taleplerinin idari işlemin iptali olarak değerlendirilip bu konuda karar verilemeyeceğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiğini, taleplerini borçlu olmadıklarının tespiti ve taraflarından ödenen bedellerin iadesine yönelik olduğunu, mahkemenin borçlu olmadıklarının tespiti ile davayı kabul etmiş ancak kabul ettiği talep yönünden ayrıca ikinci kez karar verilmesine yer olmadığına kararı vermiş ve haksız olarak davalı taraf lehine vekalet...
İstinaf eden davacı vekili; mahkemenin davalı Mudanya Belediyesine borçlu olmadıkları yönünde kabul kararı vererek taraflarından ödenen bedellerin her birinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkil şirkete iadesine karar verdiğini, ancak bu kararla çelişkili bir biçimde davalı belediye tarafından müvekkil şirkete tahakkuk ettirilen bedeller açısından karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiğini, bir konuya ilişkin iki karar verdiğini, bu itibar ile yerel mahkeme kararı kendisi ile çeliştiğini, taleplerinin idari işlemin iptali olarak değerlendirilip bu konuda karar verilemeyeceğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiğini, taleplerini borçlu olmadıklarının tespiti ve taraflarından ödenen bedellerin iadesine yönelik olduğunu, mahkemenin borçlu olmadıklarının tespiti ile davayı kabul etmiş ancak kabul ettiği talep yönünden ayrıca ikinci kez karar verilmesine yer olmadığına kararı vermiş ve haksız olarak davalı taraf lehine vekalet...