ın eli ürünü olmadığı, genel kredi sözleşmesinin TBK'nın 583. maddesine aykırı düzenlenmesi nedeniyle kefaletin geçersiz olup adı geçen davacının bu sözleşme uyarınca kefil sıfatıyla sorumluluğunun olmadığı, davalı banka tarafından alınan kambiyo senedi şekil yönünden geçerli ise de söz konusu kambiyo senedi genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak alındığından ve kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan, teminat senedi olarak alınan bononun da geçersiz olduğu, bu nedenle davacı ......'ın davalı bankaya karşı herhangi bir yükümlülüğü ve borcunun olmadığı, davacı ...............'ın gerek dava konusu genel kredi sözleşmesinde gerekse teminat olarak alınan kambiyo senedinde imzasının bulunmadığı, eşinin kefilliğine muvafakat için düzenlenen belgenin kendisine krediden dolayı külfet ve sorumluluk yüklemediği, kendisi hakkında yapılan bir icra takibi bulunmadığından davada aktif husumet ehliyetinin mevcut olmadığı gerekçesiyle davacılardan ...............'...
- K A R A R - Heyetçe incelenmesine gerek görülen 15.04.2005 tarihli 20,813,11 YTL bedelli, kredi borçlusu ... olan Genel Kredi Sözleşmesinin aslı veya tüm sayfalarını gösteren okunaklı tasdikli fotokopisinin eklenmesinden sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine 15.11.2011 tarihinde karar verilmiş ise de; yerel mahkemece dava konusu ile ilgili olmayan 20.07.2004 tarihli kredi borçlusu Kadir Gümüş olan Genel Kredi Sözleşmesinin gönderildiği anlaşılmakla, geri çevirme kararlarının daha dikkatli okunarak gerekli hassasiyetin gösterilmesi ve eksiklikler tamamlandıktan sonra gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 03.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
kredi ile müvekkilinin kefil olduğu kredi borcunun kapatılacağını, taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince 08/06/2012 tarihli taksitli kredi sözleşmesinin borcunun kapatıldığını, yeni bir kredinin çekilmesi ve müvekkilinin kefil olduğu borcun kapatılması ile birlikte müvekkilinin borcunun sona erdiğini, borcun kapatılması ile birlikte müvekkilinin borcunun da sona erdiğini, taraflar arasında imzalanan 04/11/2014 tarihli kredi sözleşmesinde sadece Ömer Taş'ın imzasının bulunduğunu, Ömer Taş'ın çekmiş olduğu yeni krediyi ödemediğinden Alternatifbank A.Ş.'...
Davacı, dava konusu genel kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığı iddiasıyla borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece imza incelemesi için davalı taraftan Genel Kredi Sözleşmesi'nin aslının ibraz edilmesini istemiş, davalı tarafın 14.01.2014 tarihli beyan dilekçesinde genel kredi sözleşmesinin icra dosyasında olabileceği belirtilmiş, mahkemece sözkonusu genel kredi sözleşmesinin davalı taraf dilekçesinde belirtilen icra dosyasında olup olmadığı araştırılmaksızın ve genel kredi sözleşmesinin ibrazı için HMK uyarınca kesin süre verilmeksizin, sözleşme aslının ibraz edilmemesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, dava dışı babası ile davalı banka arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesi uyarınca tarafına 22.03.2002 tarihinde ek kredi kartı tahsis edildiğini, kredi kartı borçlarının ödenmemesi üzerine asıl borçlu ile beraber davalı bankanın aleyhine icra takibine başladığını, ek kart ile ilgili kredi kartı üyelik sözleşmesinin imzalandığı tarihte reşit olmadığını, ek kartı hiç kullanmadığını asıl borçlunun borcu yapılandırdığını ileri sürerek davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Bu şekilde talep aşımı yapılmak suretiyle karar verilmesi HMK'nın 26. maddesine aykırıdır. 3-Kabule göre de; a)Kredi kartı harcamalarına ilişkin olarak her ne kadar kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığına ilişkin tespit yapılmış ise de, kredi kartı ile yapılan harcamaların ve harcamalara ilişkin ödemelerin kimin tarafından nasıl yapıldığının araştırılarak şayet davacı tarafından harcama yapılmış veya ödemelerde bulunulmuş ise davacının davaya konu borçtan sorumlu olacağı, ayrıca bilirkişi raporunda kredi kartı borcuna ilişkin olarak davacı ile davalı banka arasında yeniden yapılandırma sözleşmesinin akdedildiği belirtilmiş olup, mahkemece raporda belirtilen yeniden yapılandırma sözleşmesinin getirtilerek şayet davacı ve davalının imzalarının bulunduğu böyle bir sözleşme var ise kredi kartı borcunun davacı tarafından kabul edildiği hususunun da gözetilmemesi yerinde değildir. b)30.000 TL tutarlı tüketici kredisinin davacının hesabına yatırıldığı ve davacının da...
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile; T1, dava dışı olan Ahmet Yazıcı isimli şahsın Ziraat Bankası Ordu Akyazı Şubesinden kullandığı, 70.000,00 TL tutarında ki bireysel kredi sözleşmesine kefil sıfatı ile imzası bulunduğu görülen Erol Şimşek'in eşi olduğunu, kredi sözleşmesinin 14/11/2013 tarihinde akdedilmiş olduğunu, akdedildiği tarih itibari ile icra kefaletinde eş rızasının geçerlilik şartı olarak arandığı yasal düzelemeden sonra imza altına alındığını, bahse konu kredi sözleşmesi, T1 dava konusu kredi sözleşmesinde kefil sıfatı ile imzası bulunduğu görülen eşinin maaşından kesinti yapılmaya başlandıktan sonra haberdar olduğunu, T1 bu durumunun akıbetinin araştırması üzerine eş muvafakati bölümünde gerçekte kendisine ait olmayan bir imzanın olduğunu gördüğünü, imzanın T1 olmadığı gerekçesi Ordu T4 düzenlenen 14/11/2013 tarihli 70.000,00 TL'lik bireysel kredi sözleşmesine ait Kefalet Sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile, kefalet sözleşmenin iptalini taleple dava ettiği, Yerel mahkemece...
GEREKÇE: Dava, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Dava dilekçesinin incelenmesinde; davacının ... Bankası ... İzmir Şubesi ile imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin teminatı amacıyla davalı banka ile düzenlenen kefalet sözleşmesinden dolayı ... Bankası tarafından kredi alacağı devrolunun ... AŞ.'nin kredi sözleşmesinin ödenmemesi nedeniyle davacı hakkında başlatılan icra takibinden dolayı borcu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası açılmış olduğu, davadaki uyuşmazlığın davalı tarafça temlik alınan kredi sözleşmesinin teminatı olarak davacı ile iş bankası tarafından düzenlenen kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve bu sözleşme kapsamında davacının davalıya borcu olup olmadığının tespitine yöneliktir....
Davacı, murisi olan eşi tarafından davalı bankadan kullanılan kredinin sigortalı olması nedeniyle bakiye kredi borcunun ödenmesinin kendisinden talep edilemeyeceğini, bakiye kredi borcunun sigorta şirketinden poliçe limitleri dahilinde karşılanması ve geriye kalan bedelin tarafına iadesine karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, sigorta sözleşmesinin davacının murisi ile dava dışı ... Hayat Emeklilik A.Ş. arasında imzalandığını, bankanın sigorta sözleşmesinin tarafı olmaması nedeniyle husumet yöneltilemeyeceğine yönelik savunma yaparak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın sigorta hukukuna göre değerlendirilmesi ve husumetin sigorta şirketi olan ... Hayat Emeklilik A.Ş.’ne yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Davalı banka, kredi sözleşmesinin tarafı ve aynı zamanda daimi murtehini olup husumet yöneltilmesi doğrudur....
.- DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 11/11/2021 KARAR TARİHİ : 16/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Sakarya Tüketici Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ...'in babası ... T.C kimlik numaralı müteveffa...'in...A.Ş Kocaali Sakarya şubesinde yapılan kredi sözleşmesinin tarafı olduğunu, davalı şirket tarafından müteveffa...'in tarafı olduğu kredi sözleşmesi ve tarım-üretici karttan doğan borçları, altsoy mirasçısı olan müvekkilinden talep ettiğini, kredi sözleşmesinin imza edildiği 08/12/2020 tarihlerinde 75 yaşın üstünde olan müteveffanın kredi ve tarım-üretici kartı kullanabilmesi için banka aracılığıyla hayat sigortası vb. Sözleşmelerinin de akdedilmesi gerektiğini, ancak davalı banka tarafından hayat sigortası vb....