'a devir ve temlik ettiğini, davalının hisse devir tarih itibariyle davacı şirkete137.440,49 TL borçlu olduğunu, borcunu ödemediğini, davalının davacı şirket ortağı ve yetkilisiyken 27/11/2015 tarihinde ... bankasından davacı şirket üzerinden kendi şahsi ihtiyaçları için kredi çektiğini ve şahsını da kefil gösterdiğini, çekilen krediyi kendi özel işlerinde kullandığını, davalının kefil olduğundan bahisle müvekkili şirketin kredi ödemelerini yapmadığından, bankanın kendisine rücu etmesi nedeniyle müvekkili adına kredi taksitlerini ödediği iddiasıyla müvekkili aleyhine Küçükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasında takip yapıp usulsüz tebligatla takibin kesinleştirilerek müvekkilinden ana para ve ferileriyle toplam 73.946,64 TL'nı tahsil ettiğini, cebri icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirket yetkilisi ve hissedarı iken hisselerinin 16/05/2016 tarihinde ......
Asıl dava, eksik prim borcu olmadığının tespiti, aksi yöndeki Kurum işleminin iptali, ihtirazi kayıtla ödenenen prim, gecikme zammı ve faiz toplamı 371.745,36 TL'nin ödeme tarihinden itibaren amme alacaklarına uygulanan faiziyle birlikte iadesi; birleşen davalar ise, Kurumun başka borç tahakkuk yazısı sebebiyle borçlu olmadığının tespiti, yine sonrasında ihtirazi kayıtla ödenen prim, gecikme zammı ve faiz toplamı 4.834.112,47 TL'nin ödeme tarihinden itibaren amme alacaklarına uygulanan faiziyle birlikte iadesi; ödeme sonrasında Kuruma yapılan itirazı reddeden prim itiraz komisyonu kararının iptali istemlerine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Davacı vekilinin dava konusu yaptığı genel kurul kararının iptali davasının başka bir dava ile birlikte görülmesinin mümkün olmadığı tespit edilmiş eldeki davanın kooperatif üyeliğinin tespiti istemi ve kooperatif üyesi olmadığının tespiti halinde ödenilen bedellerin iadesi istemi yönünden devamına, Kooperatif genel kurul kararının iptali isteminin ise 6545 sayılı kanun uyarınca Ticaret Mahkemesi heyeti tarafından görülmesi gerektiğinden tefriki kararı verilmiş ve yeni bir esasa kayıt edilmesi kararlaştırılmıştır. Eldeki dava, öncelikle kooperatif üyesi olduğunun tespiti, kooperatif üyesi olmadığının tespiti halinde ödenen bedellerin iadesi istemine ilişkindir. Davanın hukuki dayanağı Kooperatifler Kanunu'dur. Taraflar arasında uyuşmazlığın, davacının kooperatif üyesi olup olmadığı, bu davayı açmakta hukuki yaranının bulunup bulunmadığı, davacının usulune uygun kooperatife başvurusunun bulunup bulunmadığı noktasında olduğu, tespit edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/7524 Esas sayılı dosyasıyla genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı aleyhine icra takibi yapıldığını, icra dosyasından gönderilen tebligatın davacıya ulaşmadığını, takibe konu genel kredi sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığını, davacının, takip borçlusu Lineteks Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin % 2,5 hissesine sahip ortağı ise de, şirketi temsile yetkisi olmadığını ileri sürerek, İzmir 24. İcra Müdürlüğü'nün 2013/7524 Esas sayılı dosyası ve dayanağı genel kredi sözleşmesinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, icra tehditi altında davacıdan tahsil edilen paranın yasal faizi ile davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davaya konu icra takibine dayanak yapılan genel kredi sözleşmesinde dava dışı Lineteks ... Ltd....
ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, bu nedenle borçlu olduğunu, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun geri ödemesi için takibe konu 10.08.2015 vade tarihli 305.000,00 TL bedelli senedin bankaya verildiğini, davacının senette avalist olduğunu, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının ileri sürülemeyeceğini, genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte davacının evli olmadığını ve eş rızasının da aranmadığını, kefaletin geçerli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, taraflar arasında düzenlenen sözleşme, hesap kat ihtarnamesi, davacı bankanın ticari defter ve kayıtları ile dayanılan diğer deliller ve tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davacı banka ile davalı arasında üye işyeri sözleşmesi ve diğer eklerinin imzalandığı, imzalanan sözleşme kapsamında, davalı işyerine POS cihazı bağlandığı, Üye İşyerinin satışlarının bir kısmının POS cihazı aracılığı ile Kredi Kartı ve Banka Kartları ile gerçekleştirilmeye başlandığı, ancak, Üye İşyerinden kredi kartı ibrazı ile alış yapan kredi kartı hamillerinin bir kısım sebeplerle kredi kartlarından çekilen bedellerin iadesini talep ettiği (charge back talebinde bulundukları) bu bedellerin, davacı banka tarafından kart hamillerinin kart hesaplarına iade edildiği, takip tarihi itibariyle davacı bankanın alacaklı olduğu, davalının icra takibine...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yersiz maaş ödemesi, yersiz reçete gideri ve yersiz hastane gideri adı altında Kurum tarafından talep edilen borca ilişkin borçlu olmadığının tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali ile aylığından bu borca karşılık kesinti yapılmış ise yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile;davacıdan yersiz maaş ödemesi, yersiz reçete gideri ve yersiz hastane gideri adı altında kurum tarafından talep edilen borca ilişkin borçlu olmadığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline, davacıya bağlanan maluliyet aylığından yersiz ödenen aylık, yersiz ödenen hastane gideri ve reçete gideri nedeniyle oluşturulan borcun iptali ile aylığından bu borca karşılık kesinti yapılmış ise yapılan kesintilerin davacıya iadesi gerektiğinin tespitine, karar vermiştir....
Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı banka ile davalı asıl borçlu ... arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden kullandırılan taksitli ticari kredi, kredi kartı ve ödenen banka çek sorumluluklarından dolayı davalı asıl borçlu yanında müteselsil kefil davalının ödenmeyen kredi borcundan kefalet limiti oranında ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumlu olduğu, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı banka tarafından asıl borçlu davalıya kullandırılan krediler kapsamında ödenmeyen davacı banka alacağına ilişkin sözleşme hükümleri dikkate alınarak bilirkişi tarafından yapılan hesaplama neticesinde tespit edilen nakit alacak hükme esas alınarak açılan davanın kısmen kabulünün gerektiğini, gayri nakit alacak yönünden genel kredi ve teminat sözleşmesinin 10.13. maddesi kapsamında davacı bankanın asıl borçlu yanında müteselsil kefilden de gayri nakit alacağın depo edilmesini talep hakkı bulunduğu gözetilerek bu yöne ilişkin davacı talebinin kabulüne...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, davacı aleyhine başlatılan Samsun İcra Dairesi'nin .... E. Sayılı dosyasında davacıya ait rehinli araçların satılarak paraya çevrildiğini ve dosya borcunun ödenerek kapatıldığını, aynı borca ilişkin Samsun İcra Dairesi'nin .... E. sayılı dosyasının davacıların davalı bankaya olan tüm borçlarının ödenmesine rağmen kapatılmadığını, bu nedenle Samsun İcra Dairesi'nin .... E. Sayılı dosyası sebebi ile borçlu olmadığının tespiti ile Samsun İcra Dairesi'nin .... E. Sayılı dosyasında fazla ödenen miktarın istirdatı ile davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinde bulunmuştur....