WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklı kredi borcunun davacı tarafça ödenmediğini, takibe konu bononun da davacı tarafından kredi borcunu ödemek üzere keşide edildiğini, teminat senedi olmadığını, zorunlu unsurlarının bulunduğunu, kambiyo vasfına haiz olduğunu, kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın muaccel olduğunu, hesap kat ihtarının gönderildiğini, itiraz edilmeden kesinleştiğini, borcun ödendiğinin ödeme dekontu ya da yazılı delil ile ispat edilemediğini beyan etmiş, davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; teminat senedi iddiasının ve borca itirazın yazılı deliller ile ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, takip durdurulmadığından davalının tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir....

. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan borçlanma sözleşmesi uyarınca müvekkilinin kredi borcuna teminat olarak davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun tamamen ödenmesine ve 2510 sayılı iskan yasasının 30. maddesindeki 10 yıllık süre dolmasına rağmen ipoteğin kaldırılması yönündeki taleplerinin sonuçsuz kaldığını iddia ederek, ipoteğin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, ipoteğin fekki için kredi borçlusunun krediyi ödemesinin yanında bankanın hazineye olan tüm kredi borçlarını ödemesi ve Hazine’nin de ipoteklerinin fekkine müsaade etmesi gerektiğini, husumetin davalı bankaya yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddi istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacının kredi borcunu tamamen ödediği, başkalarının ödemediği kredi borcundan dolayı mağdur edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    TALEP: İhtiyati haciz talep eden alacaklı banka vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile ... arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca bahsi geçen şirkete taksitli ticari kredi kullanıldırıldığını, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçluların kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, diğer kredilere ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla kullanılan taksitli ticari krediden ötürü kredi hesabının kat edildiği tarih itibariyle .....TL borcun bulunduğunu, hesap kat ihtarının usulünce borçlulara tebliğ edilmesine karşın borcun bugüne dek ödemediğini, kredi borcunun teminatı olmak üzere kefillerden ..... adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 500.000,00-TL bedelli ipotek kurulmuş ise de; söz konusu ipoteğin ...'...

      Dava, kullanılan konut kredisinden kaynaklı taşınmaz kaydına konulan ipoteğin ödemelerin bitirilmesi nedeniyle terkini isteğine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının 04.06.2007 tarihli konut destek kredisi sözleşmesi ile 80.000,00 TL tutarlı 120 ay vadeli konut kredisi kullandığı, kullanılan bu kredi nedeniyle dava konusu 8 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydına davalı banka lehine 172.500,00 TL tutarlı ipotek tesis edildiği, kredi borcu aylık olarak ödenmekteyken kalan borcun tamamının 20.03.2015 tarihinde erken ödeme işlemi ile davacı tarafından kapatıldığı anlaşılmaktadır. Davalı banka vekili, davacı adına 2013 ve 2014 yıllarında yenilenen DASK sigortasına ilişkin 288 TL toplam prim ücretinin davalı bankaya ödenmediği belirtilerek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 876. maddesine dayanarak ipoteğin fekkinden kaçınılmış olmasının haklı ve hukuki olduğunu savunmuştur....

        İlk Derece Mahkemesince, davalı ... tarafından vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı, taşınmazın davalı ...’ın kredi kullanması karşılığında teminat amaçlı davalı ...’a devredildiği, çekilen kredi bedelinin davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, davalı vekil ... ve davalı ...’ın birlikte hareket ederek davacıyı zararlandırdıkları, ipoteğin kaldırılması isteği yönünden ise davalılar ... ve ...nin kötüniyetli olduklarına dair bir delil bulunmadığı gibi davacının davasını HMK 125. maddesi gereği tazminata dönüştürmesi sebebiyle ipoteğin kaldırılması isteği yönünden hukuki menfaatin kalmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulü ile taleple bağlı kalınarak 70.000 TL’nin davalılar ... ve ...’dan tahsiline, ipoteğin kaldırılması isteğinin ise reddine karar verilmiş, davalı ... ve davalı ...Ş. vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....

          bankanın ticari müşterisi olduğunu, ticari kredi kullandığını bildirdiği, kullanılan kredilerin genel kredi sözleşmesinden kaynaklı ticari kredi olduğu, tüketici kredisi olmadığı gerekçesiyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi bulunduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı sonrasında, kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için yasal sürenin dolduğu ve HMK'nun 20. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan 10/09/2019 günlü ek kararın ONANMASINA, 14/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ın 14.05.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi gereğince, ...'ın taşınmazı üzerine banka lehine ipotek koydurduğunu, 23.10.2015 tarihinde ... tarafından kredi borcunun tamamının ödendiğini, buna rağmen bankanın davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını belirterek icra dosyasından dolayı borçlu olmadıklarının tespitini, ipoteğin kaldırılmasını, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; ipotek borçlusu ...'ın, ...'ın kullandığı kredi nedeniyle 14.05.2015 tarihinde taşınmazını banka lehine ipotek verdiğini, ipoteğin genel kredi sözleşmesinin 10 uncu maddesine göre müşteri ve ipotek borçlusunun doğmuş ve doğacak krediler ve borçları için teminat teşkil ettiğini, müvekkil banka ile ...'ın hissedar ve müdürü olduğu ... Taah. İnş. Teks. Pet. Tar. Hay. Ltd. (''... Şirketi'') arasında 27.08.2014 tarihli 1.500.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, ...'ın müteselsil kefil olduğunu, ...'...

              Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, benimsenen asıl ve ek bilirkişi raporlarına göre, ipoteğin limit ipoteği olup, ipotek bedelinin 150.000 USD ile sınırlı olduğu, banka kredi borçlarına yönelik olarak ipotek verildiği, icra dosyasındaki taahhütler ve kapak hesabından davacının, dava tarihi itibariyle davalı bankaya borçlu olmadığı, bu nedenle ipotek borçlusunun davanın tarafları arasındaki kredi ilişkisinden dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacı taşınmaz maliki olmayıp, kredi borçlusu olarak ipoteğin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı bulunduğu, davacının asıl amacının borç bittiği halde davalı bankanın ipoteği kaldırmaya yanaşmaması sebebi ile ipoteğin kaldırılması olup, davacı vekili verdiği açıklama dilekçesiyle ipoteğin kaldırılması olarak davayı sürdürdüklerini beyan ettiği, borç ödendiğinden ipoteğin fekkine ilişkin davacı isteminin yerinde olduğu, davacının kötüniyet tazminat talebinin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı borçlu Bahattin Dinç'in tarımsal krediler sözleşmesi uyarınca davalı bankadan kullanmış olduğu kredi için müvekkilinin ve dava dışı şahısların kefil olduğunu, ayrıca müvekkilinin bir taşınmazı üzerine banka lehine ipotek tesis edildiğini, ..... borcunu 1999 yılında tamamen ödemiş olmasına rağmen müvekkilinin taşınmazı üzerindeki ipoteğin ve kefillerin kefaletlerinin kaldırılmadığını, bunun üzerine açılan menfi tespit davasında verilen kararla müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edildiğini, ancak buna rağmen müvekkilinin ipoteğin kaldırılması yönündeki talebinin reddedildiğini...

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Tüm bu hususlar ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı T8 A.Ş. arasında tüketici işlemine dayanak tutulan taşınmaz satış sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmesi suretiyle başkaca tüketici işlemi kalmadığı, her iki şirketin işleminin de ticari işlerden olduğu, davacı ile diğer davalılar bankalar arasında da herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı , uyuşmazlığa konu ipoteğin davalıların aralarında yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği, ipotek alacaklısının davalı banka ipotek borçlusunun da davalı T8 A.Ş. olduğu , ipoteğin tüketici kredisi teminatını teşkil etmediği, davalı T8 A.Ş. ipoteklerin kaldırılması yönünde davacıya açık taahhüdü bulunmamasına karşın davalılar arasındaki çözümü beklenen işlemin 6102 sayılı yasanın 4.bölümü 4.maddesinin f bendinde sayılan ticari davalardan olduğu ve davacının tacir olması sebebiyle uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesinden kaynaklandığı göz önünde...

                  UYAP Entegrasyonu