tarafından yapılan eksik işlerin yaptırılması için hukuki aksiyon almamış bu hususun denetim kurulu raporunda eleştirilmediğini, genel kurulda kooperatif üyelerinin menfaati yerine yönetim kurulunu adeta müteahhidin menfaatlerini kayırma yolunu seçtiğini, kooperatifin taşınmazları yasanın öngördüğü şekilde değerlendirilmemiş genel kurula ait devredilemez yetki kapsamında ki aynın değerlendirilmesi yönetim kurulunca yapılarak taşınmazların kooperatifi zarara uğratacak şekilde satıldığını, kooperatif kaynaklarının (şerefiyeler) eşitliğe aykırı şekilde harcanmış üyeler arasında adil menfaat paylaşım dengesinin bozulduğunu, davalı kooperatifin 02.10.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan ve müvekkillerince karşı çıkılan genel kurul kararlarının tamamının iptaline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....
Davalı vekili, davacının kooperatifin 2616 no'lu üyesi olduğunu, 08.04.2007 tarihinde yapılan genel kurulda kooperatif anasözleşmesinin 61. maddesi uyarınca kesin konut maliyetlerinin hesaplanma yönteminin genel kurulun 15. maddesinde görüşülerek karara bağlandığını ve hesaplama tarzının 9 madde ile sınırlandırıldığını, genel kurulca seçilen yedi yönetim kurulu üyesi, üç denetim kurulu üyesi ve beş kooperatif üyesinden oluşan toplam 15 kişilik heyetçe kesin hesabın çıkarıldığını, tüm üyelere bildirilerek itiraz süresi tanındığını, davacının 1.353,00 TL ana para borcu ve 380,45 TL gecikme zammı borcu olmak üzere toplam 1.733,45 TL borcu bulunduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, kooperatif genel kurulunca anasözleşmenin 61.maddesine göre işlem yapılması için yönetim kuruluna yetki verildiği, bu usule uyulmaksızın anasözleşmenin 61. maddesi uyarınca üç kişilik kurul tarafından hazırlanan ve Beyoğlu 20....
Diğer yandan, aksi halde görevdeki yönetim kurulu üyelerinin davacı ve davalı sıfatı birleşerek menfaat çatışması yaratacak şekilde kendileri hakkında sorumluluk davası açamayacağı da gözetildiğinde bu davanın kooperatif denetim kurulu tarafından açılması gereklidir. Bu bilgiler ışığında, dosya kapsamında davalı aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde genel kurulca alınmış bir karar bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, bu doğrultuda davacı vekiline genel kurul kararını sunması ya da bu davaya muvafakatlerinin sağlanması için süre verilmemiştir....
Davalı vekili, kooperatif üyesinin davacı şirketin sahibi ve yetkilisi olan N. K. olduğunu, davacının kooperatif üyesi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararının davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce, davacı ile davalı kooperatif yönetim kurulu arasında, yapılan anlaşmanın genel kurul tarafından kabul edilip edilmediği, genel kurul tarafından davacının bu tür ortaklığı ile ilgili alınmış bir karar bulunup bulunmadığı, genel kurulca benimsenip benimsenmediği ayrıca zımnen üyelik şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması için bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının 28 ve 15 no'lu bağımsız bölümler için davalı kooperatifte peşin ödemeli ortak olduğunun tespitine karar verilmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı kooperatifin 29.11.2005 tarihli kararı ile davalının davacı kooperatife ortaklık kaydının yapıldığı, ortaklık kaydına ilişkin 36 numaralı kooperatif yönetim kurulu kararının karar defterine kaydedildiği ve davalı şirketin faaliyetlerinin olduğu alan ile ilgili kat irtifak tapusu verilmesine ilişkin 09.12.2015 tarih 39 nolu kooperatif yönetim kurulu kararının alındığı, dolayısı ile davalının davacı kooperatif ortağı olduğu, davalının kooperatif ortağı olması nedeniyle genel kuruldaki ödemeleri yapması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif yönetim kurulu kararlarının iptali, elatmanın önlenmesi, ecrimisil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, davalı ...'ün davacı kooperatif üyesi iken üyeliğini 19.07.2005 tarihinde devrettiğini, ortaklık sıfatı olmaksızın genel müdür olarak görevine devam ettiği sürece muhtelif yönetim kurulu kararları ile kooperatiften bağımsız bölüm devraldığını, devraldığı bağımsız bölümleri kanuna aykırı ve muvazaalı şekilde kızları olan diğer davalılara ve yanında çalışan ...'...
Asıl dava davalısı Şekip vekili, 1163 sayılı kooperatifler kanununun 98. inci maddesinin yollaması ile TTK' nun 341. maddesi hükmüne göre eski yönetici hakkında sorumluluk davası açabilmesi için genel kurulca davanın açılması yolunda karar alınması ve denetçilerin bu dava için görevlendirilmesi ile davanın denetçiler tarafından açılması gerektiğini, bu durumun dava şartı olduğunu, davanın kooperatif yönetim kurulu adına ve genel kuruldan karar alınmadan açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin yönetim kurulunda görev yaptığı tüm dönemlerde yaptığı sözleşmelerin ve faaliyetlerinin genel kurula sunulduğunu, genel kurulda ibra kararlarının alındığını, müvekkilinin görev yaptığı dönemlerde ihmal ve kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili; davacının kooperatif ortaklığından çıkarılmasının kooperatif ana sözleşmesinde gösterilen sebep ve prosedürlere ve Kooperatifler Kanunu'nun 16.maddesinde belirtilen yönteme uygun olarak yapıldığını, kooperatif ana sözleşmesi incelendiğinde görüleceği üzere kooperatif menfaatlere ve ortaklık sıfatı ile bağdaşmayan iş ve işlemlerde bulunan ortakların yönetim kurulunu teklifi ve genel kurul kararı ile ortaklıktan çıkarılmalarının mümkün olduğunu, davacı yönetim kurulu üyeliğinden istifasının ardından da kooperatif aleyhine asılsız söylemler ile kooperatif tüzel kişiliğini ve diğer yöneticilerin zan altında bırakıcı tavırlar içine girdiğini, hatta bu durumdan rahatsız olan kooperatif denetçileri ... ve ... de denetçilik görevlerinden istifa ettiklerini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatifin yönetim kurulu yetkilendirilmiş olsada davacı hakkında 17.05.2015 tarihli genel kurulda davacının üyelikten ihracına yönelik yapılan oylamayla yeniden bir karar alındığı ve bu kararında davacıya tebliğinin gerekli olduğu halde yapılmadığından davalının süresi içerisinde dava açılmadığı iddiasının dinlenemeyeceği, zimmet suçundan mahkumiyet hükmünde davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geriye bırakıldığı, davacının bu mahkumiyeti hukuki sonuç doğurmadığından 14. maddenin 5. fıkrasının uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile kooperatif yönetim kurulu tarafından davacının üyelikten ihracına dair 08.10.2014 günlü 222 numaralı kararın genel kurulda görüşülerek onanmasına ilişkin olarak verilen 17.05.2015 tarihli genel kurulun 6. gündem maddesinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Hukuka aykırı olduğu iddiasıyla kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararları aleyhine dava açılarak iptali sağlanabilir. Somut olayda ise, dava, kooperatif yönetimince belirlenen ve davacıyı dışlayan çalışma şeklinin yeniden düzenlenmesi suretiyle muarazanın giderilmesine ve yönetim kurulu kararı uyarınca davacının çalışmasına engel olunduğu iddiasına dayalı kazanç kaybının tazmini istemine ilişkin olarak açılmıştır. Kural olarak, yönetim kurulu kararları doğrudan dava edilemezler. İtiraz üzerine genel kurulda alınacak kararın, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53.maddesi uyarınca ortaklar tarafından dava edilmesi mümkündür. Yönetim kurulu kararlarının somut olayda olduğu gibi ortağın doğrudan kişisel haklarını etkilemesi, ilgili kişi zararına sonuçlar doğurması halinde doğrudan dava konusu edilebileceği, gerek öğretide ve gerek yargısal içtihatlarda kabul edilmektedir....