Somut olayda; davacının 24.11.2005 tarihli dilekçesi ile kooperatif üyeliğinden çıkma talebinde bulunduğu, bu talebin 28.11.2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiği, çıkma talebinden sonra 2005 yılı genel kurulunun 16.06.2006 tarihinde yapıldığı ve bilançonun kesinleştiği, yönetim kurulu veya genel kurul kararında çıkma payının ertelendiğine dair bir hüküm de bulunmadığı, davacının ayrılma payının 16.07.2006 tarihinde muaccel olduğu, 1163 Kooperatifler Kanununun 17.naddesinde belirtilen beş yıllık talep süresinin 16.07.2011 tarihinde dolduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
ın 2007,2008 ve 2009 hesap yıllarına ait dönemde 3 yıl süre ile genel kurul yapmayarak kooperatif aleyhine açılan davalar hakkında üyelerini bilgilendirmediğinden kusurlu oldukları kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte; davalılardan ... ile ...' de davacı kooperatif üyesi olduktan sonra 01/04/2017 tarihinde yapılan genel kurulu kadar kooperatifin eski yöneticileri olduğu, davalılardan ...'nun da davalı ...'...
Soruşturma dosyasının açıldığını, davacı kooperatif tarafından ... tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararlar muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alındığını, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış dava olan Kayseri ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasına red kararının verildiğini, kooperatif anasözleşmesi madde 61 hükmü gereği yönetim kurulu, genel kurul kararına gerek duyulmaksızın serbestçe kesin maliyet hesabının çıkarıldığını, hesaplanan kesin maliyetler ana sözleşmenin 61....
a devredildiği, ancak bu kararda yönetim kurulu üyelerinin imzası bulunmadığı, bu nedenle davacının üyeliğinin devrine ilişkin kararın varlığından söz edilemeyeceği, bundan dolayı davacının halen kooperatif üyesi olduğu, yalnızca davacının genel kurul toplantılarına çağırılmamasının toplantılarda alınan kararların butlanını ya da iptalini gerektirmediği, butlan sebeplerinin oluşmadığı, çağrıda usulsüzlüğün tek başına genel kurullarda alınan kararların iptali için yeterli olmadığı, davacının genel kurulda alınan kararların yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ispatlayamadığı, davanın bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, davalı ...'ın 2005 yılından itibaren davalı kooperatifin ortağı gibi hareket ettiği ve hatta yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, bu haliyle davalı ...'...
tarafından yapılması konusunda sözleşme yapıldığını, banka kredisi de kullanılmak sureti ile inşaatın tamamlandığını, ....03.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında inşaatı yapan şirketin sahibi ve ortağının yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 59. maddesine göre yönetim kurulu üyelerinin kendisi veya başkası namına bizzat veya dolaylı olarak kooperatifle, kooperatif konusuna göre bir ticari muamele yapamayacağı hükmünün yer aldığını, aykırı davranışın cezai yaptırımı gerektirdiğini ileri sürerek, ....03.2011 tarihli kooperatif genel kurul kararı ile bu karara dayanılarak yönetim kurulunun aldığı tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, özetle; kooperatife ait inşaatları yapan... İnş. Ltd....
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, kooperatif ortağı tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı vekili, kooperatif genel kurulunun 27.04.2003 tarihli kararı uyarınca müvekkilinin davalı kooperatifin sabit fiyatla peşin ödemeli ortağı olduğunu, bununla ilgili olarak kooperatif yönetim kurulunun 29.12.2003 gün ve 337 sıra numaralı kararı aldığını ve Kayseri 7....
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 31.05.2021 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin 10.05.2015 tarihinde olağan genel kurul toplantısının yapıldığını, bu toplantıda alınan kararların pek çok yönden usul ve yasaya aykırı olup, kooperatif genel kurulunda alınan kararların yok hükmünde olduğunu, Davalı kooperatifin 10.05.2015 tarihli genel kurulunda üye kayıt defterinde kayıtlı olmayan üyelerin, genel kurula katıldığını ve oy kullandıklarını, bu durumun başlı başına genel kurulda alınan kararların yokluk hükmüne tabi olması sonucunu doğurduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından üyelerin usul ve yasaya uygun şekilde genel kurula davet edilmediklerini, üyelere en az on beş gün önceden genel kurul gündemi ve toplantı tarihinin tebliğ edilmesi gerekmesine rağmen üyelere yasal geçerli tebligat işlemi yapılmaksızın genel kurul toplantısının gerçekleştirildiğini, gündemin 5....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Talep eden vekili, müvekkili kooperatifin yönetim kurulu karar defteri, genel kurul defteri, ortaklar defterinin kooperatif eski başkanı tarafından teslim edilmediğini, bu sebeple kooperatifin faaliyetlerini yürütemediklerini, müvekkili kooperatifte, 24.09.2017 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu olarak..., ... ve ...'in seçildiğini ve bu genel kurul kararlarının kooperatif eski başkanı... tarafından ... ... gazetesine de tescil ettirildiğini, kooperatif yönetim kurulunun tescilden sonra rutin faaliyetlerini sürdürebilmek için, kuruluşundan beri kooperatif başkanı olan ve Ankara'da ikamet etmeyen Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/283 E. sayılı dosyası ile zimmet suçundan mahkum olduğu halde bunu genel kuruldan saklayan kooperatif başkanı...'...
in müvekkili aleyhine dava açamayacağını, kooperatif adına dava açabilmesi için her hangi bir yetki verilmiş bulunmadığını belirterek davanın öncelikle usul yönünden reddini talep etmiştir. Davalı ... ... ... vekili cevap dilekçesinde özetle; 28.06.2003 tarihli genel kurul toplantısında seçilen denetleme kurulu üyesi ... ...'nın istifası sonrası yerine müvekkilinin getirildiğini 27.06.2004 tarihinde yapılan genel kurulda öğrendiğini, müvekkiline görevi ile ilgili bir bildirim yapılmadığını savunmuş, davanın reddini istemiştir. Davalı ... ...' vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 28.06.2003 tarihli katılmadığı genel kurul toplantısında denetleme kuruluna seçilmiş olduğunu 27.06.2004 tarihli genel kurul toplantısından üç gün önce öğrendiğini, yönetim kurulu üyeleri için dava açılması kararı alındığını, denetim kurulu için dava açılmasına dair karar alınmadığını savunmuş, davanın reddini istemiştir....
K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; "...Kooperatif genel kurullarında alınan kararlar, kooperatifin tüm üyeleri için bağlayıcı olup, kooperatif üyesinin maliki olduğu taşınmazı kiraya vermesi hâlinde, kiracının toplu işyerindeki taşınmazı kooperatif genel kurul kararlarında belirlenen şartlar çerçevesinde kullanması, kira ilişkisinin doğal sonucudur. Aksi durumda, yani kiracının taşınmazı kooperatif genel kurul kararlarındaki şartlar dışında kullanması hâlinde, kooperatif genel kurul kararlarının bağlayıcılığı ilkesi zedenlenmektedir. Bu açıdan site işletme alanına dahil taşınmazlar ile ilgili kooperatif genel kurulu kararlarının kooperatif üyesi olan malikten taşınmazı kiralayarak şahsi hak elde eden kiracıyı da bağlayacağını kabul etmek gerekir. Kooperatiflerin yönetim kurulu kararları ile uygulanan ceza işlemlerinin taşınmazların kullanma şartlarını belirleyen kooperatif genel kurul kararları doğrultusunda alındığı tartışmasızdır....