Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değerine dayanılarak davacıların bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 116 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 1/30 pay 25.10.2011 tarihli satış ile davalıya 30.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, satış bedelini miktar belirtmeksizin daha düşük olduğunu, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Ancak 30.000.00 TL üzerinden harç yatırmıştır....
teslim tarihi olan Kasım 2016 tarihleri arasındaki davalıların eksik iş ve eksik ifa sebebiyle müvekkilinin kullanamadığı döneme ilişkin, site genel gider, ısıtma ve aidat parasına ilişkin müvekkili aleyhine icra takipleri yapıldığını, müvekkili tarafından icra takip tutarlarının icra dairesi ile dava dışı Şehrizar site yönetimi banka hesabına ayrı ayrı ödendiğini, müvekkilinin davalıların eksik iş ve eksik ifası nedeniyle bu tarihler arasında gayrimenkulü kullanamadığını ancak kullanamadığı dönemin site aidatından sorumlu kılındığını beyanla fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili tarafından dava dışı Şehrizar Konakları Yönetimine ödenen toplam 51.146,93 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren kanuni faizi le birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsiline, aylık 10.000,00 TL olmak üzere toplam 140.000,00 TL kira mahrumiyet bedelinin müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsiline, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini...
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, kat karşılığı inşaat yapım ve satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan eksik işler nedeniyle nama ifa yetkisi verilmesi, eksik işlerin ifası sırasında mahrum kalınacak kira bedelinin ve ödenen vergi ile harçların tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece ıslah edilen miktar da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle karar başlığında davalı olarak gösterilen ... ve ..., Tasfiye Halinde SS Taşkınbey Konut Yapı Kooperatifi’nin tasfiye memurları olup, kararda bu sıfatlarının gösterilmemiş olmasının maddi hataya dayalı olması nedeniyle her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacılar vekili, arsa malikleri...
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dosya içerisinde yer alan satış sözleşmesinden satış şeklinin..... satış olarak kararlaştırıldığı bu itibarla malın .......'ında alıcıya teslimiyle hasarının alıcıya geçtiği, hasarın bu aşamadan sonra malın limandan teslim yeri olan.....'ye kara yoluyla taşınması sırasında gerçekleştiği, bu sırada hasarın alıcı firmaya ait olması nedeniyle gönderen firmanın sigortalı olarak gösterildiği poliçe uyarınca yapılan ödemenin davacıya dava açma hakkı tanımayacağı, her ne kadar davacı vekilince ibraz edilen faturada satış şekli olarak ... satış belirtilmiş ise de davacının 24.03.2010 tarihli fatura uyarınca mal bedelini alıcıdan tahsil etmiş olması nedeniyle hasarın limanda teslimle geçtiği kısım sonrasında yapılan taşıma yönünden satıcının sigortalabilir bir menfaatinin olmadığı gerekçesiyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tapu devri borcu doğuran, ön ödemeli konut satış sözleşmesi geçerli bir sözleşme olduğunu, iş bu sözleşmenin, satıcı inşaat şirketinden kaynaklanan nedenlerle adi yazılı olarak akdedilmiş ise de 6502 sayılı Tüketici Kanunu'nun 40. ve 41. maddesi uyarınca satıcı şirket, bu sözleşme ile tam bir şekilde bağlı olduğunu, satış sözleşmenin açık kanun hükmü gereğince geçerli olduğunu, ön ödemeli konut satışları bakımından resmi şekil şartına açık bir istisna getirildiğini ve adi yazılı sözleşmeleri başka hiç bir ek koşula bağlamaksızın doğrudan geçerli saydığını, tapu iptali ve tescil talebi bakımından her hangi bir ifa imkansızlığı bulunmadığını, inşaatın tamamlanmamış olmasının tapu devrine engel olmadığını, satışa konu bağımsız bölüm yüzölçümünün eksikliği nedeniyle tazminat ve kira kaybı tazminatı taleplerinin de hüküm altına alınması gerektiğini, lehine hükmedilen nispi vekalet ücretinin eksik hesaplandığını...
Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkili mahkemede açılmaması nedeniyle yetki yönünden reddine karar verilmesini, müvekkilinin Honda marka araçların yetkili bayiliğini yaptığını, üretimden kaynaklı ayıp iddiasının müvekkile karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığından pasip husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu araçta satış işlemi öncesinde tüm ayar ve kontrollerinin yapılarak ayıptan ari bir şekilde davacıya teslim edildiğini, davacının aracı kontrol ederek herhangi bir hata eksik tespit etmediğini araç teslim formu ile beyan ettiğini, araçtaki arızanın imalat hatası değil kullanıcı hatası olduğunu, dava konusu ayıp iddiasının tamir yoluyla çözümlenecek bir arıza olduğunu, bedel iadesi talebinde faiz işletiminin söz konusu olamayacağını, davacının araçtan faydalanmaya devam etmesi nedeniyle faiz işleme tarihinin aracın davalı tarafa iadesi ile başlayacağını, bu nedenlerle öncelikli davanın Honda Türkiye A.Ş ye ihbarını, haksız davanın reddini...
Raporumuzun Mali Kısmındaki tespitlere göre; davalı, sözleşme bedelinin KDV dahil 9.440 TL'lik kısmını ödemiş olup, geriye kalan KDV dahil 9.440 TL'lik kısmını ise, davacının sözleşmeden kaynaklanan barçarını ayıplı ve eksik ifa ettiği gerekçesiyle ödememiştir. Raporumuzun Teknik Kısmındaki tespitlere göre; davacının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ayıplı ve eksik ifa etmiş olması nedeniyle, sözleşme elinden %25 tutarında İndirim yapılmalıdır. Kanaatimizce, taraflar arasındaki sözleşme, eser sözleşmesi ile kira sözleşmesinin unsurlarının bünyesinde barındıran bir karma sözleşme (atipik sözleşme) niteliğindedir. Eser sözleşmesini ve kira sözleşmesini düzenleyen kanun hükümlerinde, yüklenicinin ve kiraya verenin borcunu ayıplı ifa etmesi halinde, İŞ sahibine ve kiracıya bedelden indirim yapma hakkı tanınmıştır (TBK.md.475, md.305, md.307)....
Davacı tarafından delil olarak dayanılan tanık Muammer Özçelik'in dava konusu aynı taşınmazda payını 50,00TL/m2 bedelle dava tarihinden sonra devrettiğini beyan etmiş ise de, tapu harcının düşük ödenmesi için tapuda satış bedelinin düşük gösterilmesi yaygın bir uygulama olduğundan ve yapılan işlemin de davacı kooperatifle yapılmış olması nedeniyle bu husus tek başına ispata yeterli bir delil değildir. Bu durumda davacının bedelde muvazaa iddiasının kanıtlandığı kabul edilemeyeceğinden yerel mahkemece tapudaki satış bedeli esas alınarak davacıya satış bedelinin tamamlaması yönünde önel verilmesi ve davacının satış bedelini tamamlamadan, iddia ettiği bedel üzerinden mahkeme veznesine eksik depo ederek davanın kabulüne karar verilmesi talebi karşısında, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, bu nedenle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru isteminin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Her ne kadar davacının talebi bedel iadesine ilişkin olsa da, "çoğun içinde azı da vardır" kuralı gereğince davacının ilgili araçta ayıp bulunması ve koşulları oluşması halinde, ıslaha dahi gerek olmaksızın ayıp nedeniyle satış bedelinden indirim istemeye hakkı olduğu kabul edilmelidir. Davacı da dava diekçesinde terditli olarak satış bedelinden indirim yapılmaıs talebinde bulunmuştuır. (Emsal Yargıtay 3.HD'nin 14.06.2021 tarih, 2020/5500 Esas ve 2021/6438 Karar sayılı ilamı). Davada talep edilen alacak ayıp oranında bedelde indirim istemine ilişkin olup yerleşik yargı kararlarına göre ayıp oranında bedelde indirim miktarı nispi metoda göre hesaplanmalıdır....
tesisler ile mimari tasarımlar "eksik ifa" niteliğinde olduğundan zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, geç teslimden kaynaklı tazminat taleplerinin gerek sözleşmeden gerekse kanundan kaynaklandığını, kararlaştırılan konut teslim tarihinin kesin vade niteliğinde olduğunu, bu hususlar dikkate alınarak bu taleplerinin de kabul edilmesi gerektiğini, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....