edilen ipoteğin huzurdaki davaya konu taşınmazın adi yazılı şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinden önce gerçekleştiğini, adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğini, müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin, taşınmazın satışının taahhüt edilmesinden önce veya sonra tesis edilmesinin, ipotek hakkı açısından etkisi bulunmadığını, ipoteğin tesisi anında taşınmazın davacı tarafından kullanıldığına dair delil bulunmadığı gibi, taşınmazın 3.kişi tarafından kullanılıyor olmasının, taşınmazın haricen devredildiğini göstermeyeceğini, davacı, taşınmazı haricen devralmış ise, satış vaadi sözleşmesini tapu siciline işletmesi gerektiğini, şayet, şerh ettirmiş olsaydı dava konusu ihtilafın yaşanmamış olacağını, davanın açılmasına davacının kendi ihmalinin sebebiyet verdiğini, MK 3.madde gereği, kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişinin iyi niyet iddiasında bulunamayacağını...
Arasında konut satım sözleşmesinin akdedildiği, sözleşme kapsamında taşınmazın 30/06/2016 tarihinde alıcıya teslim edileceğinin taahhüt edildiği, 01/03/2019 tarihinde bağımsız bölümün adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar ile birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalılar Ak Finansal AŞ. Ve Akbank AŞ. , arasında her hangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı , uyuşmazlığa konu ipoteğin davalı T6 Koza Şirketinin davalı Ak Finansal AŞ. Ve Akbank AŞ. , ile yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği , söz konusu ipoteğin haksız olduğu , kaldırılması taleplerinin yargılamayı gerektiği , ancak ipotek alacaklısının Ak Finansal AŞ....
Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil yani ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak; verilen ihtiyati tedbir kararının davalı banka ve finans kuruluşu dışında diğer takyidat alacaklarını da kapsadığı bu durumun davada taraf olmayan 3....
Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil yani ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak; verilen ihtiyati tedbir kararının davalı banka ve finans kuruluşu dışında diğer takyidat alacaklarını da kapsadığı bu durumun davada taraf olmayan 3....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/275 KARAR NO : 2021/333 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5.TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2020 NUMARASI : 2019/792 ESAS - 2020/468 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Hizmetin Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu İstanbul İli Esenyurt İlçesi Çınar Köyü 382 ada 43 parselde bulunan konut nitelikli taşınmaz B Blok 57 nolu Bağımsız bölüm için 05/09/2012 yılında adi yazılı konut satım sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereğince tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalı Garanti Koza'nın müvekkili ile yapmış olduğu konut satım sözleşmesinden sonra taşınmaz üzerine diğer davalı Akbank lehine ipotek tesis edildiğini...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece "...Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı ile davalıların ticari şirketler olduğu, taraflar arasında konut satım sözleşmesinin akdedildiği, tapu kayıtlarından dava konusu bağımsız bölümün davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, davalı tarafından tapu ferağının verildiği anlaşılmıştır....
; ipoteğin kaldırılması davasının kabulü, takibin durdurulması ara kararı ve aile konutu şerhi davasında vekâlet ücreti yargılama giderleri yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak kamu düzeni yönünden yapılan inceleme verilen tedbir kararının davalı banka ve finans kuruluşu dışında diğer takyidat alacaklarını da kapsadığı bu durumun davada taraf olmayan 3....