WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili 1052 ada 41 parselin önünde yer alan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki deniz yüzeyinin yaklaşık 320 m2 lik kısmına davalı tarafından taş duvar , toprak dolgu yapılmak suretiyle haksız yere müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazın denize kadar gittiğini, Hazineye ecrimisil ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, bilirkişi raporunda F-C-G harfleri ile gösterilen yerlere elatmanın önlenmesine ve ilgili yerlerdeki imalatların kal'ine, B harfi ile gösterilen bölümüne yönelik istemin ise reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ve davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....

    Dava, elatmanın önlenmesi davası niteliğindedir. Çekişmeli 488 parselin bulunduğu Akçaahıt Köyünde 1972 yılında yapılan orman kadastrosu vardır. Ancak 488 nolu parselin ... Köyü mülki sınırları içinde kaldığı ve ... Köyünde arazi kadastosu yapılmadığı anlaşılmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/06/2006 gününde oybirliği ile karar verildi....

      "Öte yandan, bir uyuşmazlığın 634 sayılı yasa kapsamına girip girmediğinin tespitinde davacının kat maliki olması, davalının kat maliki olması ve uyuşmazlık konusunun ortak alan olması ölçütlerinin doktrin ve yasal içtihatlarda benimsendiği açıktır." (Yargıtay 1.HD., 18.12.2017, 2015/3022E. - 2017/7450K., Yargıtay 20.HD., 31/10/2017, 2017/4152E. - 2017/8671K.) 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 4.maddesinde ortak alanlar sayılmış olup, aynı Yasanın 16.maddesine göre, ortak alanlarda bütün kat malikleri arsa payları oranında ortak mülkiyet hükümleri çerçevesinde bu yerlere malik olup her birisi arsa payı ile oranlı kullanım hakkına sahiptir. Eldeki davada, tapu kayıtlarından davanın taraflarının kat maliki oldukları, ortak alan olan çatısında projesine aykırı oluşturulan çekme katın davalının kullanımında olduğu iddiası ile davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

      Davalı vekili davanın meraya elatmanın önlenmesi talepli dava olduğunu, mera konusunda tasarrufta bulunma ve dava açma yetkisinin köy muhtarına ait olduğunu, davacının bu davayı açamayacağını belirterek hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın yargı yolundan kaynaklanan dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava maraya elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davaya Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır....

        -KARAR- Dava, paya vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 379 ada 18 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazda davacı ...'nın 156/252 oranında, davalı ...'in 66/252 oranında paydaş olduğu, diğer davalı ...'nın taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir ... bulunmayıp, taşınmazın çekişmeli bölümünü davalı ...'in kiracısı olarak kullandığı, kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmamış olan taşınmaz üzerinde 2 bodrum+1 zemin+1 normal kattan oluşan bina bulunduğu, çekişme konusu yerin binanın bodrum katında dükkan olarak kullanılan yer olduğu görülmektedir. Davacı, binanın bodrum katındaki apartmanın ortak alanı, kapıcı odası olan dava konusu yerin davalı ...'in kiracısı olan diğer davalı ... tarafından işgal edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalıların ortak alana elatmasının önlenmesi ve davalı ...'...

          Mahkemece, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı, Dairece; “...yapılan uygulamada yanların bağımsız bölümleri arasında inşa ettikleri duvarın davacının 2 nolu bağımsız bölümü içinde yer aldığı ve 5.72 m2 lik yerin davalıların bölümüne katıldığının görüldüğü, bu durumda, davada ileri sürülen isteğin Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinde sözü edilen mülkiyet hakkına dayalı olduğu ve ortak duvarın yıkımı ile projeye uygun hale getirme isteğinin bu açıdan genel mahkemenin görevinde olduğu, ortak yere yönelik elatmanın önlenmesi isteği bakımından ortak alana ne gibi bir müdahale olduğu belirlenmediği ve mahkemenin görevli olup olmadığının tartışılmadığı...” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yargılamaya devam edilerek, bağımsız bölümler bakımından elatmanın önlenmesine, yıkım ve ecrimisil isteklerinin kabulüne, ortak alana yönelik istek yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir...

            Davalı köylerin temsilcileri dava konusu yerlerin davalı köyler tarafından kadimden beri kullanıldığını, davacı aşiretin bu yerlere yazın belli dönemlerde geldiklerini ve herhangi bir icar bedeli de ödemediklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacının ... yaylasını kullanma hakkının bulunduğu, Batırma yaylasının ise davalı köylerin kullanımında olduğu anlaşıldığından, davacının ... yaylasına elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, Batırma yaylasına elatmanın önlenmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir. Hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, mera-yaylak alanına elatmanın önlenmesi isteğine ilişkidir. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar....

              Dava; paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, kal talebine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....

                Davalı şirketler, davacı tarafla yapılan Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşma çerçevesinde 3.şahısların hattan yararlandırıldığını, işlemin hukuka uygun olduğunu, davalı şahıslar, ilgili yerlere müracaat ederek hat çektiklerini, davacıların hiçbir zararının olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dağıtım sistemine bağlantı anlaşması ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği davacıların yaptıkları masrafların davalı şahıslara düşecek katılım ortaklık pay bedelinin davalılara ödeterek hattan yararlanmalarının sağlanması gerektiği gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi, ecrimisil taleplerinin reddine, hat katılım payının tahsili talebinin kabulüne karar verilmiştir....

                  Dava, meraya elatmanın önlenmesi istemine ilşkindir. Esas, 2010/657 Karar sayılı dosyasında; meraya elatmanın önlenmesi davası açtığı, dava konusu yerin davacı ile davalı köylülerin ortak kullanımında ve mera vasfında olduğundan davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 10/10/2011 tarihinde kesinleştiği açıktır. Bu karara göre dava konusu meradan tarafların ortak yararlanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf davalı köyün bu yerden kendilerinin istifadesini engellediğini belirterek dava açtığına göre kesinleşmiş bu karardan sonraki tarihte davalının bir engellemesi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu