O halde mahkemece, bankada bulunan mevduatın ortak hesap olduğu gözetilerek, murisler .... ve....'in ayrı ayrı mirasçılık belgeleri temin edilerek her iki pay hakkında ayrı ayrı elbirliği mülkiyetinin müşterek mülkiyete çevrilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, ortak hesaptaki tüm paranın murislerden ...'e ait olduğu sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
kabul edileceği" ortak çocuk Süleyman'ın baba yanında kalacağı belirtilmiştir....
Ş… ……ün anataşınmazın ortak giderlerden payına düşen 122.000.000 TL. ortak gideri ödemediğinden bu paranın faizi ile birlikte tahsili için hakkında icra takibi yapıldığını, borçlunun bu borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibe konu alacağın faizi ile birlikte tahsili ile % 40 icra inkar tazminatını davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yargılamanın ilk oturumunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın (miktar da gözönünde tutularak) 4822 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Kurulu tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden davanın kesin olarak reddine karar verilmiş; bu karara karşı HUMK'nun 427. maddesi gereğince Adalet Bakanlığının gördüğü lüzum üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz yoluna başvurulmuştur....
Buna göre; bölge adliye mahkemesince velâyetleri anneye bırakılan ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının miktarı yönünden davacı kadının istinaf talebi kabul edildiği halde, velayetleri anneye bırakılan diğer ortak çocuklar ...ve... yararına iştirak nafakasına ilişkin hüküm kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
Buna göre; bölge adliye mahkemesince velâyetleri anneye bırakılan ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının miktarı yönünden davacı kadının istinaf talebi kabul edildiği halde, velayetleri anneye bırakılan diğer ortak çocuklar ... ... ve ... yararına iştirak nafakasına ilişkin hüküm kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Dolandırıcılık Sanığın, katılan ile yarı yarıya ortak olduğu ve ayrı ayrı münferiden temsile yetkili olduğu ... Turizm İşletmeleri isimli şirket adına kayıtlı taşınmazı, ...'e değerinin altında 8.000 TL bedelle muvazaalı şekilde satarak menfaat sağladığı iddia edilen olayda; Sanığın savunmasında taşınmaz satışından elde edilen geliri yine katılan ile kendilerine ait ... Ltd. Şti.’nin borçlarının ödendiğini savunması karşısında maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; paranın gönderildiği tarih itibariyle ... isimli şirketin işçi,vergi vb. borcunun olup olmadığının araştırılması bu konuda bilirkişi raporu alınması ile toplanan delillerin sonucuna göre sanığın ......
saklı tuttuklarını, parasal taleplerini artırmak istediklerinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin davalı tarafa verdiği 13.837,88 EURO'nun bugünkü karşılığı olan 48.432,58 TL'nin ilk davada istenen 6.500,00 TL'nin dışında kalan 41.932,58 TL'nın paranın davalı tarafa verildiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Müşterek hesaptaki 1.180.000 TL'nin tamamının, müteveffaya ait fonların bozdurulması ile ortak hesaba girdiği ihtilafsızdır. Müteveffanın iradesi, bu paranın ve ortak hesaba yatırdığı diğer paraların tamamını davalıya bağışlama olsa idi, bunu, doğrudan davalının kişisel hesabına aktarmak suretiyle de yapabilirdi. Ancak, ortak hesaba aktarmakla, yarısının diğer mirasçılara ait olduğunu göstermiştir. Ortak hesaptan davalının hesabına aktarılması ise, bilirkişinin yukarıda özetlenen raporunda belirttiği şekilde, bankacılık uygulamalarına aykırı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bakiye 393.377.38 TL'nin kim tarafından ortak hesaba yatırıldığı raporda açıklanmamakla birlikte, tamamı ortak hesap olmasına rağmen davalı tarafından çekilmiştir. Murisin vefat ettiği 23/08/2010 tarihinde müşterek hesapta bulunan 256,24 TL nakit dışındaki paranın tamamı ise fon değerleridir. Murisin ölümünden sonra da, ortak hesapta bulunan 318.346,28 TL ve 28.876,50 TL yine davalı tarafından çekilmiştir....
O halde, baba ile ortak çocuk İbrahim arasında “aynı şehir-ayrı şehir" ayrımına gidilmeksizin kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan hususların (1.) bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.06.2021 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tazminat miktarları ve vekalet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve ortak çocuk .... için takdir edilen iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ortak çocuk ... için takdir edilen 250 TL nafakanın karar kesinleşinceye kadar tedbir, kesinleştikten sonra iştirak nafakası olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden faize hükmedilmesini talep etmiştir....