WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Borçlar Kanununun 325.maddesi hükmüne göre kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Ancak sözleşmeyi haklı nedenle fesih eden kiracı erken tahliye nedeniyle makul süre kira bedelinden sorumlu değildir. TBK’nun 301.maddesi hükmü gereği kiraya veren; kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiraya veren bu borcu sadece fiili bir teslim ile ifa etmiş olmaz. Kiracı kiralananı hangi maksat için tutmuş ise kiralayan o maksada elverişli bir tarzda teslim ile mükelleftir. Davacı kiraya veren, gerekli vasıfları taşımayan binayı kreş olarak kiraya vererek kusurlu davranmıştır....

    O halde İlk Derece Mahkemesince; davalı kiracı tarafından tek taraflı olarak davacı kiraya verene gönderilen fesih ihtarının haklı nedene dayanmadığı, diğer bir anlatımla kiralananı süre bitmeden tek taraflı olarak tahliye etme hak ve yetkisi tanınmamasına rağmen, davalı kiracının, davacı kiraya verenin rızası olmaksızın ve haklı bir nedene de dayanmaksızın sözleşmeyi feshederek kiralananı tahliye etmiş olmasının sözleşmeye aykırı davranış teşkil ettiği, bu nedenle davalı kiracının anahtarı teslim ettiği tarihe kadar olan kira bedeli ile bu tarihten itibaren kiralananın aynı şartlarda kiraya verilebileceği makul süre kira bedelinden sorumlu olduğu kabul edilmek suretiyle davalının sorumlu olduğu kira bedellerinin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1....

      Davacı kiralananı altı yıldan bu yana kahvehane olarak kullanmaktadır. 15/05/2011 tarihinde sözleşme yenilenmiştir. Kiraya veren 21/02/2012 tarihli noter ihtarnamesi ile kiralananı kendi iş yeri ihtiyacı için kullanacağını 15/05/2012 tarihinden itibaren sözleşmeyi yenilemeyeceğini, taşınmazı tahliye etmesini aksi taktirde iş yeri ihtiyacı nedeni ile tahliye davası açacağını ihtar etmiş, kiracı davacı da 18/04/2012 tarihli cevabi ihtarnamesi ile kiraya verenin iş yeri ihtiyacı sebebi ile taşınmazı 15/05/2012 tarihinde boşaltarak teslim edeceğini bildirdikten sonra kiralananı boşaltarak anahtarları 20/04/2012 tarihinde kiraya verene teslim etmiştir. Davalı kiraya veren boşaltılmasını sağladığı iş yerini bir süre boş tuttuktan sonra kiralık ilanı asmış, daha sonra da 01/02/2013 başlangıç tarihli sözleşme ile lokanta olarak üçüncü şahsa 5 yıl süre ile kiraya vermiştir....

        Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak, kiracı kira süresinin sonuna kadar kiralayanın uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak, 6098 Sayılı TBK.'nun 114/2. maddesi (mülga 818 Sayılı BK.nun 98/2.maddesi) göndermesi ile aynı Kanunun 52.maddesi (mülga BK.nun 44. maddesi) uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Bu durumda, davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Kiracı, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak fesh ederek kiralananı tahliye ettiğine göre, anahtar teslim tarihine kadar işleyen kira bedelinden, anahtar tesliminden sonra ise makul süre kirasından sorumludur....

          Sözleşmenin özel şartlar 8.maddesinde "Kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde en az 1 ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt eder" hükmüne yer verilmiştir. Tarafların serbest iradeleriyle kararlaştırdıkları bu koşul geçerlidir ve tarafları bağlar. Kiracı bu ihbar şartına uyarak gönderdiği 29.03.2010 tarihli ihtarname ile taşınmazı 30.04.2010 tarihinde boşaltacağını davalıya bildirmiş ancak kiralananı cebri icra yoluyla 25.06.2010 tarihinde tahliye etmiştir. Davacı kiracı feshi ihbarda bulunmasına rağmen belirttiği tarihte kiralananı tahliye etmediğinden edimini yerine getirmemiştir. Sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesi gereği taraflar sözleşme hüküm ve koşullarına uygun davranmak durumundadırlar. haklı neden olmadıkça ve usulüne uygun feshedilmedikçe kiracı, sözleşme süresi ile bağlı olup sözleşmenin süresinden önce ve haksız olarak feshi durumunda kiraya verenin bundan kaynaklanan zararını gidermekle yükümlüdür....

            Mahkemece, davalı şirket yöneticisi hakkında her ikisi de kaçak akaryakıt satmak suçundan olan davalardan ilkine ait suç tarihinin 24.07.2008 karar tarihinin 08.09.2009 olduğu, ikinci kamu davasındaki suç tarihinin 09.02.2009 olduğu, kiralayan olan eski malikin ve kiralananı sonradan iktisap eden davacının söz konusu davalardan haberdar oldukları uzunca bir süre beklenildikten sonra dava açılmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 01.06.2005 başlangıç 31.12.2007 bitiş tarihli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taşınmaz davalıya akaryakıt istasyonu, market, elektrik ve lastik tamir binası olarak kiraya verilmiştir. Davacı kiralananı 15.09.2008 tarihinde eski malikten satın almıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayıl Borçlar Kanunun 256.madde hükmüne göre kiracı kiralananı kullanırken tam bir özen içinde hareket etmek, kiralanana zarar vermemekle yükümlüdür....

              Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 252/1 maddesinde; "Kiracı, kendi kusurundan yahut şahsından hadis olan mücbir bir sebepten dolayı kiralananı kullanamadığı yahut mahdut surette kullandığı takdirde, kiralayan kiralananı akit dairesinde kullanmağa hazır bulundurmuş oldukça, kiracı, kiranın tamanını vermekle mükellef olur. " hükmü öngörüldüğünden; kira sözleşmesinin, mahkemenin gerekçesinde belirtildiği şekilde fahiş kira parası istenmesi nedeniyle fesih, haklı nedenle fesih olarak kabul edilemez. Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak fesih ederek, kiralananı tahliye etmesi durumunda, kural olarak kiracı kira süresinin sonuna kadar kiraya verenin uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak, Borçlar Kanununun 98/2. maddesi göndermesi ile, aynı Kanun'un 44.maddesi uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir....

                Mahkemece, davalının kira sözleşmesinin amacına uygun biçimde kiralananı teslim etmek yükümlülüğünü yerine getiremediği gibi mecuru sözleşme süresince kullanmaya elverişli durumda da bulunduramadığı ve ayıbı gideremediği gerekçe gösterilerek, davanın kabulü ile 10.000.USD alacağın 05.06.2008 tarihinden itibaren 2010/8849-16413 değişen oranlarda Devlet bankalarının bir yıl vadeli USD mevduatı hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Kiracı olan davacının kiralananı boşalttıktan sonra mecuru teslim etmesi B.K.' nun 266. maddesi gereğidir....

                  Sözlemenin 14. maddesi “Kiracılar dönem sonunda kiralananı tahliye etmek isterlerse, bu isteklerini, dönem sonundan en az bir ay önce kiraya verene yazılı olarak bildirecektir. Kiracı dönem sonundan evvel kiralananı tahliye etmek isterse, kiraya veren mal sahibi bu yerini, kiranın bitiş tarihine kadar kiraya veremezse kiracı geçen bütün ayların kiralarını ödemek mecburiyetindedir" hükmünü içermektedir. Bu nedenle davalının akdin feshinden sonraki döneme ilişkin kira parasından da sorumluluğu gerekir. Ancak sözleşmede kiracının sorumluluğunun sınırı davacının taşınmazı yeniden kiraya verebileceği süre ile sınırlanmış olup, davacının bu nedenle zararın artmasına sebep olmaması gerekir. Mahkemece alınan 17.01.2011 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacının kiralananı 3 ay içerisinde kiraya verebileceğinin belirtilmiş olmasına göre, davalının sorumluğunun bu süre ile sınırlı tutulması gerekir....

                    Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu