WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda temerrüt nedeniyle tahliye koşulları oluşmuştur. Davalı istinaf dilekçesinde davalının kanalizasyon arızasını kiraya mahsuben kendisinin giderdiğini savunmuştur. TBK'nun 306/1 maddesinde "Kiracı, kiraya verenden kiralanandaki ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilir; bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, ayıbı kiraya veren hesabına gidertebilir ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebilir veya kiralananın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir. " düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre kiralananda ayıp kapsamında kanalizasyon arızası mevcut ise kiracının öncelikle kiraya verene bir ihtar çekerek ayıbın giderilmesini talep etmesi ve ayıp verilen süre içerisinde giderilmez ise bu ayıbı kiraya veren adına gidererek yapmış olduğu gideri kiradan mahsup etmesi gerekir. Kiracı tarafından yasal düzenlemeye uygun olarak ayıp ihbarı çekildiği ve ayıbın kiraya veren hesabına giderildiği ispat edilmemiş olduğundan bu savunmaya itibar edilmemiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kiralanandaki ayıp sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 301. maddesi hükmü gereği kiraya veren kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kira, sürekli bir akit olduğundan hem sözleşmenin kurulmasından önce var olan, hem de akdin devamı süresince kiracının bir kusuru olmaksızın ortaya çıkan ayıplar kiraya verenin tekeffülü altındadır. Diğer bir anlatımla, kiraya veren sözleşme süresince kiralananın kullanmaya elverişli halde bulunması için gerekli önlemleri almak durumundadır....

Maddeleri kapsamında, davacı kiracının, önemli ayıp nedeniyle kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılması ve icra takibine konu borcun buna göre hesaplanarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istediği anlamına geldiği, sözleşmede kiralanan 2511,80 m2 olarak belirtilse de yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda davacı kiracının 518,54 m2 lik alanı sözleşme süresince kullanabildiği, kiralayan tarafından bilinen ve kiracının bildirimi ile öğrenilen bu ayıplı durum giderilmediğinden ayıpla orantılı indirim yapılması gerektiği belirtilerek, kullanılamayan alanın kiralanan alana oranı %80 olduğundan toplam borç miktarından ayıpla orantılı indirim yapılması sonucunda davacı kiracının 2.527,59.-TL tutarındaki borç miktarı bakımından borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiştir. Davacı kiracı tarafından açılan dava ile takipte istenen kira parasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti istenmiştir....

    Davalı yargılamaya katılmamış, cevap da vermemiştir. 1-Davalının kiralanandaki hasar bedellerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı T.B.K.’nun 316.maddesi (818 sayılı eski B.K.’nun 256. maddesi) hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334.maddesi (818 sayılı BK'nun 266.maddesi) gereğince kiralananı sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Taraflar arasında 01.10.2009 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralananın tahliyesinden sonra .......

      Davacının Kiralanan taşınmazda hastane işletmeciliği yaptığı, mecurun duvarlarından yağmur sularının sızdığı ve oluşan rutubet, küf, koku nedeniyle tahsis amacına uyğun kullanımın sağlanamadığı bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nun 301 maddesine göre “....kiralananı kullanmaya uygun tam ve eksiksiz bir şekilde kiracıya teslim etmek ve kira müddeti boyunca bu halde bulundurmak ile mükelleftir...”. Taşınmazın kiralandıktan sonra ayıplı hale gelmesi hali, TBK. 305 ve 306. maddelerinde düzenlenmiştir. TBK. 305/1 maddesinde "Kiracı, kiraya verenden kiralanandaki ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilir; bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, ayıbı kiraya veren hesabına gidertebilir ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebilir." hükmünü getirmiştir....

        Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; davacının davalıdan satın aldığı dairenin imar projesine aykırı olduğu gerekçesi ile dairenin değerinde meydana gelen azalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava; 6098 Sayılı TBK.’nun 223. maddesi'ne göre; alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulur bulmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır....

          SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/03/2018 NUMARASI : 2014/838 ESAS 2018/350 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmenin İfası, Kirada İndirim Yapılması ve Tazminat KARAR : Antalya 3....

          Trafik güvenliği gerekçesiyle kiralanandan anayola çıkış verilmemesi nedeniyle depo olarak kullanılamaması kira sözleşmesinin yapılması sırasında davalı kiraya verenin bildiği ve gizlediği kiralanandaki bir kusur veya hukuki ayıp olarak kabul edilemeyeceği için davacı kiralayanın sözleşmeyi feshinin haklı sebebe dayanmadığı ve ayrıca kiralananın davacıya zilyetliği devredilerek teslim edildiği yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığından sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca taraflar akdettikleri sözleşmedeki hüküm ve koşullar ile bağlı olduğundan kira sözleşmesi nedeniyle davalı tarafa ödenen kira bedelinin kiralananın kullanılmadığı gerekçesiyle davacı tarafça iadesinin istenmesi mümkün değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl davada alacak, birleşen davada tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 15.05.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı-karşı davacı şirket yetkilisi ... ile vekili Av... ve Av.... geldiler. Davacı-karşı davalı adına gelen olmadı....

            Bu yükümlülüğün ihlal edilmesiyle kiralananda sonradan meydana gelen ayıp türü ortaya çıkmaktadır. 27. Kiralanandaki ayıp açık veya gizli ayıp olabilir. Kiralananda detaylı bir incelemeye gerek duymadan, basit bir gözden geçirme ile herkes tarafından fark edilebilecek türden eksiklik, bozukluk ya da aksaklıklar açık ayıp olarak nitelendirilir. Sözleşmenin kurulması sırasında kiracının bilmediği ve kiralananda yapacağı olağan inceleme ile fark edemeyeceği eksiklik, bozukluk ya da aksaklıklar gizli ayıp olarak adlandırılır. 28. 818 BK’nın 249/III hükmünün karşıt anlamından yola çıkılarak kiraya verenin ayıplardan sorumlu olabilmesi için bu ayıpların gizli olması gerektiği kabul edilmektedir. Hükme göre; “Eğer ayıp, müstecirin yahut kendisiyle birlikte yaşayan kimselerin yahut işçilerin sıhhati için ciddi bir tehlike teşkil etmekte ise; mucir, bu tehlikeye akdi yaparken vakıf olmuş veya fesih hakkından feragat etmiş olsa bile yine icarı feshedebilir.”...

              UYAP Entegrasyonu