İDDİA VE TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ... ... plakalı aracın davalıdan İzmir ilinde .../.../... tarihinde satın alındığı, aracın Ankara iline götürüldüğü, bu sırada araçta arıza uyarısı ve harici seslerin duyulduğu, bunun üzerine aracın servise götürüldüğü, serviste yapılan incelemede aracın bazı parçalarının hasarlı olduğu, orjinal olmadığı ve ayıplı olduğunun tespit edildiği, bu kapsamda dava dışı servise ödemeler yapıldığı, davalının bu durumu satış aşamasında gizlediği, gizli ayıp nedeniyle yapılan harcamanın davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği, ayrıca davalının aracın kullanılamadığı süre nedeniyle meydana gelen zarar ve satış bedeline etki eden ayıp nedeniyle bedel indiriminden sorumlu olduğunu belirterek davalıdan 126.007,49 TL'nin tahsil edilmesini talep etmiştir....
Alınan tüm bilirkişi raporlarında davaya konu işte tespit edilen ayıbın gizli ayıp olduğu, ancak kullanımla ortaya çıkacağı tespit edilmiş, ayıp ortaya çıktığında durum davalıya gecikmeksizin bildirilmiş olup davalı vekilinin ayıbın açık ayıp olduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığına ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Ayıp nedeniyle iş sahibinin seçimlik hakları TBK'nın 475. Maddesinde düzenlenmiş olup anılan maddeye göre ayıp halinde iş sahibi, sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim veya eserin ücretsiz onarımını isteme haklarına sahiptir. Ayrıca iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı da bulunmaktadır. Somut olayda davacı iş sahibi ayıp nedeniyle bu seçimlik haklarından eserin ücretsiz onarım (ayıp giderim bedeli) ve genel hükümlere göre ayıp nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiştir....
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat talebine ilişkindir. Dava konusu satım ilişkisinin taraflar arasında olduğu, davacı tarafında davalıya mal satıldığı ve satılan malların davalıya teslim edildiği yapılan tahkikatla anlaşılmıştır. Mahkemece, satılan malların bir kısmına ilişkin usulüne uygun ayıp ihbarı bulunduğu ve bu malların gerçekten ayıplı olduğu gerekçesiyle ayıplı mallara ilişkin ödeme talebi reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak dosya içeriğindeki belgelerden davalı alıcı tarafından davacıya usulüne uygun ayıp ihbarı yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemenin ayıp ihbarının usulüne uygun olduğu şeklindeki kabulü dosya içeriğine uygun değildir. Mahkemece ayıp ihbarının usulüne uygun yapıldığı gerekçesiyle davacının bir kısım satış fatura bedellerinin tahsili talebinin reddedilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir....
SHM' de 2015/70Değişik İş numaralı dosya ile tespit davası açtığını, toplam 54 madde eksikten ötürü davacının mağdur edildiğini beyanla maddi ve manevi tazminat talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalıya yönelen bir ayıp iddiası bulunmadığını, davacının daireyi teslim alırken teslim tutanağına herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığını, iddia ettiği ayıpların tamamının açık ayıp olabileceğini ve ihbar süresinin 30 gün olduğunu, davacı tarafın öncelikle iddia ettiği hususların müvekkilin sözleşmesel taahhütleri kapsamında olduğunu kanıtlaması gerektiğini, daha sonra bu hususlardaki eksiklik ve ayıp iddialarını kanıtlamasının gerektiğini, daire teslim tutanağı ve tespit dosyası tarihi gözetildiğinde ihbar külfetinin zamanında yerine getirilmediğinin ortada olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Mahkemece toplanan delillere,benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından davalıdan satın alınan iki adet konteynerda elektrik tesisatından kaynaklı olarak meydana gelen yangın nedeniyle davacının 16.400,00 TL zarar gördüğü, yangının konteynerlardaki gizli ayıptan kaynaklandığı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, sözleşmeden dönmeye ve satım bedelinin iadesini talebe hak kazandığı , davacının elinde bulunan konteynerların hurda bedeli indirimi ile birlikte 10.000,00 TL satım bedeli tutarı ve ayıp dolayısıyla uğradığı zararlar nedeniyle 6.400,00 TL davacıdan talep edebileceği, manevi tazminata ilişkin talebinin ise koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık satım konusu malın ayıplı olduğu ve ayıp nedeniyle yanması sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Öncelikle malın ayıplı olduğunu mal üzerinde inceleme yapılarak tespit edilmelidir....
Karar sayılı dosyada yine keşif yolu ile alınan 14.10.2010 tarihli bilirkişi raporunda vinçte açık ayıp bulunduğu,ancak davalı yüklenicinin uğranılan zarardan sorumlu tutulamayacağı açıklanmış,itiraz üzerine başka bir heyetten alınan 17.09.2012 tarihli bilirkişi raporunda da açık ayıp bulunduğu ve davalının zarardan sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece daha önce alınan bilirkişi raporlarının çelişkili olduğu,tarafların bu raporlara itirazları nedeniyle yeniden keşif yapılarak rapor alınması gerektiği ancak vinçin davacı tarafından hazır edilmemesi nedeniyle keşif yapılamadığı sonuçta davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş ise de önceki dosyalarda saptanan olguların dosya üzerinden alınacak bilirkişi raporu ile değerlendirilmesi mümkün olduğundan bu şekilde rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi yerine eksik inceleme ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış davacı yararına bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, TMK'nun 24'üncü maddesi anlamında davacının doğrudan kişilik haklarına tecavüz söz konusu olmadığı gibi, BK'nun 49'uncu maddesinde belirtilen manevi tazminat isteme koşulları da oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği..." şeklindeki gerekçe ile, 1- Ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme talepli açılan davanın kabülüne, a-Davacı tarafından 20/08/2020 tarihinde satın alınan ve davacıda bulunan dava konusu lavita elit koltuk takımı ( 4+3+1), sanat beyza konsol + ayna, sanat beyza yemek masası, hilsa benz 6'lı sandalyenin ayıp nedeniyle davacı tarafından davalıya iadesine, b-Davalı tarafa ödenen 20.000,00- TL'nin ürünlerin iade edileceği tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2- Manevi tazminat talepli açılan davanın reddine , dair karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, satın alınan araçtaki gizli ayıp nedeniyle aracın yenisi ile değiştirilmesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hüküm Asliye Ticaret Mahkemesince verilmekle, temyiz içın inceleme görevi ... Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun kararı uyarınca ... ... 13. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Burada üzerinde durulması gereken husus ayıbın açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu noktasında olup araçtaki ayıbın açık olduğu ve hukuki ayıbın davacı tarafça bilindiğine dair herhangi bir delilin bulunmadığı, dosya kapsamı itibariyle davacı tarafın bu hususu bilebilecek durumda olmadığı değerlendirilmiştir. Buna göre; araçta ayıp oranında bedel indiriminin hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davanın tazminat ödenmesine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ortak alanlarda ve daire içerisindeki açık ayıplı, gizli ayıplı ve eksik imalatlı işlerin maliyetleri belirlenmiş ve gizli ayıp, açık ayıp ve eksik imalatın dava tarihi itibari ile toplam bedeline hükmedilmiş ise de; eksik işlerin, açık ayıptan ayrı olarak değerlendirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Eksik işlerin yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır....