Davalı T8 vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava konusu taşınmaz değeri üzerinden eksik harcın tamamlanması gerektiğini, eksik harç yatırılmadan davaya devam olunamayacağını, zamanaşımına uğrayan davacı taleplerinin reddinin gerektiğini, geçersizliği iddia edilen kira sözleşmesinin imzalandığı tarih göz önüne alındığında, sözleşmenin imzalandığı hususunun tasfiye memurları tarafından bilinmesine rağmen bu güne kadar herhangi bir itirazda bulunulmamasının sözleşmenin kabulü anlamını doğurduğunu, ayrıca anılan kira sözleşmesine istinaden davacının hesabına her ay düzenli olarak 4000 litre motorin bedeline karşılık tutarda kira bedeli yattığını, davacı tarafça bugüne kadar kira sözleşmesine itiraz edilmeksizin her ay kira bedeli tahsil edilmesinin açıkça hakkın kötüye kullanımı olduğunu, davacı şirketin tasfiye memurları hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayetçi olduklarını, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2016/67711 soruşturma sayılı dosyası kapsamında soruşturmanın...
Davacı vekili; davacının 11.04.2011 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya ait taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, davalı kiraya verenin ilk olarak 28.09.2011 tarihli yazıyı göndererek taşınmazın yatırım programına alındığından bahisle 31.12.2011 tarihi itibariyle boşaltılmasını istediğini, bunun üzerine davalı hakkında ... 20. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/ 1035 esas sayılı dosyasında kiracılığın tespiti ile müdahalenin meni davası açtıklarını, bu dava devam ederken davalının bu kez 13.04.2012 tarihli yazıyı göndererek taşınmazın 10.04.2012 tarihinden itibaren teslim edilmesinin istendiğini, oysa 6570 sayılı Yasaya göre süre sonunda feshedilmediğinden sözleşmenin bir yıl süreyle yenilendiğini, 11.04.2012 tarihinde sözleşme yenilendikten sonra gönderilen bu yazının sonuç doğurmayacağını belirterek kiracılığın devam ettiğinin tespiti ile müdahalenin menine karar verilmesini istemiştir....
gerekçesi ile, Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu müdahalenin meni davasının konusu kalmadığından HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, haksız müdahalenin var olduğu müdahaleyi yapan davalı bakımından haklı bir gerekçe ileri sürülemediği gerekçesiyle davacının daha sonradan ıslah etmiş olduğu bedel olan 16.397,62 TL üzerinden davanın kısmen kabul ve kısmen reddiyle müdahalenin meni ve ecri misil bedeli olan 13.617,16 TL'nin davalıdan tahsiline hükmedildiği görülmüştür....
Yine aynı Dairenin 10/12/2013 gün ve 2013/4546 Esas – 2013/16574 Karar sayılı kararında, meni müdahale ve ecrimisil istemli açılan davada, kira ilişkisinin ortaya çıkması halinde, davanın meni müdahale ve ecrimisil çerçevesinde incelenerek esastan karar verilmesi, görevsizlik kararı verilemeyeceği açıklanmıştır. Yargıtay ilamlarından da anlaşıldığı üzere, kira sözleşmesinin varlığı iddia edilerek açılan davada, kira ilişkisi ispat edilmediği takdirde esastan karar verilmesi gerekecek, görevsizlik kararı verilemeyecektir. Dava dilekçesi itibarı ile dava, kira ilişkisinden kaynaklanan kira alacağına yönelik itirazın iptali istemi olduğundan, bu davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kat irtifaklı ana taşınmazdaki ortak yerlerden olan bodrum katına yapılan müdahalenin önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince; dava konusu el atılan taşınmaz değerinin dava tarihi itibariyle sulh hukuk mahkemesinin görev sınırını aşması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi de; 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre ortak yerler arasında sayılan bodrum katına vaki müdahalenin meni ve kal isteminin değere bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ....
Tüm bu açıklamalar sonucu, müdahalenin meni talebinden açıkça vazgeçen davacı taraf, talebini yalnızca taşınmazda malik olduğu döneme ilişkin olarak ecrimisil istemi ile sınırlandırmış olup, müdahalenin meni yönündeki talebinin reddine ilişkin karar, temyize konu edilmediği halde; mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ilk karara ve davacı talebine aykırı olacak şekilde, davanın kabulü ile müdahalenin önlenmesi ve trafonun kaldırılmasına dair karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Sakarya 1.Sulh Hukuk Mahkemesince, davalı ile öncek....arasında kira sözleşmesi mevcut olmadığı, davalının satmış olduğu taşınmazı tasarruf etmesinin hukuki nedeni kira akdi veya başka bir sözleşme olmadığı anlaşıldığından davacının talebi meni müdahale niteliğinde olup, dava konusu taşınmazın değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ise,davacı tarafından tahliye talepli olarak Sakarya 1.Sulh Hukuk Mahkemesine davanın açıldığı, dava dilekçesinde davalı ...'nin davacıya taşınmazı satan.......'...
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Somut olaya gelince; bilirkişi raporunun hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur....
Noterliği'ne ait 17/10/2018 tarih ve 29718 yevmiye no'lu kira sözleşmesinin tetkikinde davacılar ve davalının davaya konu taşınmazda paylı mülkiyet esasına göre malik oldukları ve davalının dava dışı 3.kişi ile akdettiği kira sözleşmesinde de sözleşmenin konusunun taşınmazın davalının hissesine düşen 37/231 ve 133/264 hissesine tekabül eden 1227 metre karelik alana ilişkin olduğu, iş bu noktada davalının taşınmazdaki kendi hissesine tekabül eden kısım için kira sözleşmesi yaptığı anlaşılmış olmakla davacıların taşınmazda kendi hisselerine düşen kısma yönelik meni müdahale ve ecrimisil taleplerine yönelik husumeti davalıya yöneltemeyecekleri anlaşılmış olmakla" gerekçeleriyle Davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....