Davalı kiracı da önceki malik ile yapılmış kira sözleşmesine karşı çıkmadığına göre, davacılar kira sözleşmesinin tarafı haline gelmiştir ve önceki malik ile yapılmış olan kira sözleşmesine dayanarak dava açmalarında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın da, el atmanın önlenmesi ve haksız işgal tazminatı kurallarına göre değil, kira sözleşmesine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Kural olarak, davalı kiracı, davacıların talep ettiği kira miktarına karşı çıktığına göre taşınmazı iktisap eden davacılar, kiralayan sıfatı ile talep ettikleri aylık kira miktarını kanıtlamak zorundadırlar. Mahkemece, ilk bozmadan sonra vergi dairelerinden getirtilen muhtasar beyannameler ile kira miktarının kanıtlanması doğru olmadığı gibi, davalının fuzuli şagil kabul edilerek, haksız işgal tazminatı belirlenmesi de doğru olmamıştır..."...
A.Ş tarafından işletilmesi, davalıların bu taşınmazda vaki bir tecavüzlerinin bulunmaması sebepleriyle açılan müdahalenin meni ve ecrimisil talepleri yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere, A) Davacının müdahalenin meni ve ecrimisil taleplerine yönelik açtığı davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, 1-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin olarak alınan 853,90 TL ile tamamlama harcı olarak alınan 170,77 TL toplamı 1.024,67 TL'den mahsubuna, 2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ve ...'...
Davalı, taşınmazın önceki malikinin kiracısı olduğunu, kira sözleşmesinin yeni malik ile devam ettiğini, davacı tarafından kendileri aleyhine sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açıldığını, bu davanın derdest olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Yargılama sonucunda taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunduğu bu nedenle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı tarafından sulh hukuk mahkemesine açılan davanın sonucu beklenmiş,Karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2014/578 E, sayılı 26.2.2014 tarihli kararı ile "Davalı R.. S..'nın öncesinde kiracı olduğunu kabul ettiği kiralananın davacı tarafından satın alınması ile davacı önceki malikin halefi olduğundan, davalı R.. S..'nın yeni malikin kiracısı olduğunun kabulü gerekir." gerekçesiyle bozulmuştur. Taraflar arasında öncesinde kira sözleşmesi olduğu davalının kabulünde olduğu gibi davacı tarafından da kira sözleşmesine dayalı tahliye davası açılmıştır....
nın yeni malikin kiracısı olduğunun kabulü gerekir." gerekçesiyle bozulmuştur.Taraflar arasında öncesinde kira sözleşmesi olduğu davalının kabulünde olduğu gibi davacı tarafından da kira sözleşmesine dayalı tahliye davası açılmıştır.Artık taraflar arasında kira sözleşmesi olduğu hususu kesinleşmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık tektir. Bu uyuşmazlık ise davacının maliki olduğu taşınmaza yapılan müdahalenin haklı olup olmadığıdır.Görev kamu düzenini ilgilendirir....
Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, su isale hattına yapıldığı iddia edilen müdahalenin meni isteğine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, yargılama sırasında dava konusu yerde kadastro çalışmalarının tamamlandığı ve kadastro tespit tutanağının düzenlenerek mülkiyetin belirlenmesi için ...Kadastro Mahkemesi'ne gönderildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Kadastro Mahkemesi ise, davanın su borularına yapılan müdahalenin önlenmesine ilişkin olup taşınmazın mülkiyetine veya kurulmuş bir sınırlı ayni hakka müdahalenin söz konusu olmadığı, haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Mahkemece, 16.9.2005 tarihli ilk kararla; taraflar arasında yapılan 1.7.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin geçerliliğini koruduğu ve kira ilişkisinin devam ettiği hususunun tesbitine, muarazaanın men'i ile Zeytinburnu Yedikule semt pazarında yer ... büfe-pergola-wc den oluşan kiralanana vaki müdahalenin önlenmesi ile davacının kullanımına uygun hale getirilerek davacıya teslimine, bu şekilde taraflar arasındaki muarazaanın giderilmesine karar verilmiş, davalı temyizi sonucu dairemizin 2.3.2006 gün, 2005/16751 E, 2006/2743 K. sayılı ilamı ile davalının diğer temyiz itirazları reddedilerek iki numaralı bentte ".... Mahkemece yıkım tarihi itibariyle davacı kiracının mecurda kiracı olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, idareyi zorlayıcı surette mecurun davacının kullanımına uygun hale getirilerek davacıya teslimine de karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu " belirtilerek hüküm bozulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Çorum 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/125 esas, 2022/90 karar sayılı kararında:"Davacı, T6 ve T7 aleyhine müdahalenin önlenmesi talebinde bulunmuş ise de, Çorum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/374 E sayılı dosyasında davalılar T3 ve T8 aleyhine hakkı olmayan yere tecavüz suçlamasıyla dava açıldığı, yine T8 keşifteki beyanında dava konusu taşınmazları abisi T3 ile birlikte kullandığını beyan ettiği, tanık beyanlarıyla da T6 ve T7'ın taşınmazları kullandığı ispat edilemediğinden bu davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, diğer davalılar aleyhine açılan dava yönünden ise, ikrarlarıyla taşınmazları kullandıkları sabit olup, kayda üstünlük ilkesi gereği aleyhlerine açılan müdahalenin meni davasının kabulüne karar verilmiş olup, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.11.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.03.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı vekili, davalının müvekkilinin 258 parsel numaralı taşınmazına vaki müdahalenin meni ile yaptığı beton duvarın kalini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Dava çaplı taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi ve kal istemine ilişkindir....
K A R A R Davacı, üniversite içinde bulunan büfe işletmesini 2886 sayılı yasa gereğince 19.6.2002 tarihli sözleşme ile 3 yıl süre olarak davalıya kiraladıklarını, şartnamenin 11, 12, 15. maddeleri gereğince mecurun süre sonunda kendilerine teslim edilmesi gerektiği halde davalının müdahalesine devam ettiğini ileri sürerek vaki müdahalenin meni ile taşınmazın kendilerine teslimine ve sözleşmenin 12. maddesi gereğince cezai şartın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sözleşmenin feshi ile taşınmaza vaki müdahalenin men’i ve cezai şartın tahsili isteğine ilişkindir. Davada tahliye nedenine dayalı bir istek yoktur. Bu nedenle ve dava olunan miktara göre davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Öyle ise mahkemece işin esası incelenmeli ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmelidir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın, davacının yeni malik sıfatıyla açtığı tahliye ve kira bedelinin tespiti ve tahsili niteliğinde olduğundan HMK 4/1 maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Dava, müdahalenin meni ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, hak sahibinin taşınmazı kullanması nedeniyle hak sahibi olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir. Somut olaya gelince, dava dilekçesinde yer alan talep, taraflar arasında geçerli kira ilişkisi bulunmadığından, davalının haksız işgalci durumunda olması nedeniyle açılan mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil istemine ilişkindir....