Taraflar arasında, 30/04/2009 düzenleme tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 5/2 maddesinde kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin, kira bedelinin kiraya veren adına havale edildiği tarih olduğu kararlaştırılmış olup, kiraya verene, 17/12/2009 tarihli dekont ile kira ödemesi yapıldığı anlaşılmakla, Mahkemenin kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 17/12/2009 olduğuna ilişkin tespitinde bir usulsuzlük bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 9. maddesinde "kiracı, herhangi bir sebep göstermeksizin 15 gün önceden yazılı ihbarda bulunmak suretiyle tazminatsız olarak kira sözleşmesini feshedebilir....
Taraflar arasında 15.04.2013 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi ... İlkokulu okul bahçesinin tatil günlerinde otopark olarak kullanımına ilişkin olup kiralanan açık alan vasfındadır. Kiraya verenin sözleşmeye konu şeyin maliki olması zorunlu olmadığından ...- ... tarafından imzalanan kira sözleşmesinin geçerli olduğu tartışmasızdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 327. maddesinde yer alan düzenlemeye göre genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde, kira sözleşmesinin başlangıcı ve süresi belli ise sürenin dolması ile kira sözleşmesi kendiliğinden sona erer....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 10/12/2013 NUMARASI : 2011/1564-2013/1599 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin iptali davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiraya veren tarafından kiracı aleyhine açılan kira sözleşmesinin iptali ve kira şerhinin tapudan silinmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, kira sözleşmesinin feshine ve kira şerhinin terkinine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı vekili ise karşı temyiz isteminde bulunmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 8.maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu davalar açıkça ve sınırlı şekilde gösterilmiştir....
a vekaletname verdiklerini, davalının taşınmazın kirası hakkında bilgi vermediğini, kira bedeli de ödenmediğini, diğer davalı ...’a kiraya verdiğini, en son 1.7.2008 tarihli 5 yıllık sözleşme düzenlendiğini,aylık 100 TL ye kiraya verildiğinin belirtildiğini,davalı kardeşlerinin vekaleti kötüye kullandığını, kira bedeli ödenmediği gibi emsallerinden çok düşük kira üzerinden kira sözleşmesi düzenlendiğini bildirerek,kira sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle feshine, müdahalenin meni ile fuzuli işgal nedeniyle kiracının tahliyesine, aylık 900 TL den 8.100 TL ecrimisil bedelinin ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişler, bilahare ecrimisil talebini kira bedeline tahvil ederek tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar, taşınmaza yapılan zorunlu ve faydalı masraflar nedeniyle kira bedelinin düşük tutulduğunu, vekaleten yapılan kira sözleşmesinin geçerli olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir....
çekilmez hale getiren, önemli bir sebep olduğunu, böyle bir halde kira sözleşmesinin feshinin şartlarını düzenleyen TBK.'...
Bunun bir sonucu olarak alt kira sözleşmesi ilk kira sözleşmesi ayakta kaldığı sürece geçerlidir. İlk kira sözleşmesinin feshi yada ortadan kalkması ile ikinci kira sözleşmesi de kendiliğinden sona ermiş olur. Somut olayda davalı, asıl kiraya veren ile yaptığı 23.11.2013 tarihli kira sözleşmesine dayanmış ve mahkemece bu nedenle davanın konusuz kaldığına karar verilmiştir. Geçerli olan bir kira sözleşmesi, ya mahkeme kararı ile ya da tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya da kiralananın yok olması ile sona erer. Söz konusu kira sözleşmesinin usulüne uygun olarak açılan tahliye davası ile veya tarafların karşılıklı irade beyanları ile veya kiralananın tamamen yok olması ile sona erdiğine ilişkin dosyaya bir belge sunulmamıştır. Davacının kendi kiracısı ile düzenlediği kira sözleşmesi usulüne uygun olarak feshedilmediğinden veya bir yargı kararı ile sözleşme ortadan kaldırılmadığından sözleşme tüm hükümleri ile geçerli olup tarafları bağlar....
a 16.08.2000 tarihli kira sözleşmesi ile 99 yıllığına konut mesken olarak kiralayıp kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiği, oysa bu yerin konaklama tesis alanı olduğu ve bu nedenlerle kira sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile tapudaki kira şerhinin iptalini ve taşınmazın tahliyesi talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davanın, yeni malikin davalı kiracı ile önceki malik kiralayan arasında yapılan 16.08.2000 tarihli kira sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile tapudaki şerhin kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin olduğu anlaşılamakla, HUMK'nun 8/II-1 maddesi uyarınca kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağından, uyuşmazlığın ... 4. sulh hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Yargılama aşamasında kira sözleşmesinin 2005 yılı Ocak ayında başladığını ve kira parasının aylık peşin ödendiğini bildirmiştir. 6570 Sayılı Yasanın 7/e maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasının yerleşik içtihatlar uyarınca kira sözleşmesinin bitiminden itibaren bir ay içerisinde açılması zorunludur. Kira sözleşmesinin başlangıç tarihi ve süresinin davacı tarafından ispatlanması gerekir. Dava 16.05.2011 tarihinde açılmıştır. Davacının yargılama sırasındaki beyanı karşısında kira akdinin başlangıç tarihinin 01.01.2005 olarak kabul edilmesi gerektiğinden 16.05.2011 tarihinde açılan dava süresinde değildir. Bu durumda mahkemece, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Ecrimisil, kötüniyetli işgalcinin taşınmazı işgal ettiği dönem için ödemek zorunda olduğu tazminat olup, uygulamada taşınmazı kullanan kişi haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası ile kullandığı gerekçesiyle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış sözleşmesi , fiili taksim, kira sözleşmesi vs) bu kullanım kötüniyetli sayılmayacağından tazminat ile sorumlu tutulmamaktadır.Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin incelenmesinde; davacı apartman yönetimi ile davalı şirket arasında ilk olarak 16.10.1998 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin sona erdiği 5 yılın sonunda kira sözleşmesinin yenilenerek davalı ile 16.10.2003 başlangıç tarihli, 5 yıl süreli ve yıllık 4.000 USD bedelli kira sözleşmesinin imzalandığı, kira sözleşmesinin 5. maddesinde '' sözleşme süresi 5 yıldır....
Davacı tarafça iptali istenen kira sözleşmesinin ekindeki protokolü .... yerine ... yerine ... imzalamış ve yine iptali istenen 10.12.2011 tanzim ve 1.5.2012 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin ön yüzünde kiralayan kısmında ... yerine... yerine ... . yazılmış ise de imzaların ... ve ...tarafından kendi isimleri yazılarak imzalandığı, imza kısmında imzaların .... ve ... yerine atıldığına dair bir ibare bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda kira sözleşmesini kiralayan sıfatıyla imzalayan ... ve ...'un bu sözleşmenin kiralayanları olduğunun kabulü gerekir. Davacı, ..., kira sözleşmesinin iptalini talep ettiğine göre bu davanın iptali istenen kira sözleşmesinin kiralayanları ... ve ... aleyhine de açılması gerekmektedir. Oysa, dava paydaşlar ... ve.. ... aleyhine açılmış olup kiralayanlar ... ve ... aleyhine açılmış bir dava bulunmamaktadır. Kiralayanlar yönünden zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakta olup kiralayanların davaya dahil edilmeleri gerekmektedir....