WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bedeli karşılığında kullanması için devredildiğini, önceleri kira paralarını ödeyen Hasan Koca' nın daha sonra ödemeyi kestiğini ve 8 yıldan fazla zamandır kira ödemediğini, kendisi ile müvekkili arasında bu nedenle ciddi tartışmalar yaşandığını, kendisinin ölümünden sonra mirasçıları olan davalı ve oğulları Hakan ve Uğur Koca'dan birikmiş kira bedellerini talep ettiklerini, Kargı İcra Müdürlüğü'nün 2020/40 Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin davalıların takibe ve kira sözleşmesine itirazları ile durduğunu, davalıların kira sözleşmesine (murisleri ile müvekkilim arasında sözlü kira sözleşmesi bulunduğu halde) itiraz ederek kiracılık ilişkisini kabul etmediklerini ve söz konusu evin Hasan Koca tarafından yaptırıldığını iddia ederek ve söz konusu evin T3'nın zilyetlik ve mülkiyetinde olduğunu iddia ettikleri için müvekkili ile kiracılık ilişkisini tanımadıklarını beyan etmekle haksız şagil konumuna düştüklerini, müvekkili bu yerin T3 tarafından kullanıldığını öğrenince sürekli ikameti...

Dava, muarazaanın meni ve kira sözleşmesinin belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüştüğünün tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde taraflar arasında akdedilen 10 yıllık kira sözleşme süresinin 24.05.2011 tarihinde sona ermesine rağmen süre dolmadan ya da İ.İ.K. 272 maddesi gereği süre dolduktan sonra bir ay içinde taşınmazın tahliyesi istenmediğinden B.K. 263. md. uyarınca kira sözleşmesinin belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüştüğünü, kira süresinin uzamasından yaklaşık yedi ay sonra taşınmazın tahliyesinin talep edildiğini belirterek, muarazaanın meni ve kira sözleşmesinin belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüştüğünün tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili,davacının fuzuli şagil olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.'...

    Mah. 1198 ada 8 parselde kayıtlı 530 m² alanlı arsanın 15.03.2004 tarihli kira sözleşmesiyle davalıya bırakıldığını, 01.12.2005 tarihli ikinci sözleşmeyle bu parselin davalının kullanımına bırakılmadığını ancak davalının dava konusu yeri halen kullandığını belirterek, müdahalenin meni ve 10.000.-TL ecrimisil talepli dava açmıştır. Davalı, 15.03.2004'ten beri dava konusu yerde kiracı olduğunu davacının bu kullanımı bildiğini, kendisinin kötü niyetli olmadığını ifade ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ikinci kira sözleşmesinin ilk kira sözleşmesinin devamı niteliğinde olmadığı, kira ilişkisini yeniden düzenlendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile müdahalenin meni ve 10.000.-TL ecrimisil tazminata hükmetmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Üye ...'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

      Noterliği'nin 08.01.2014 tarih ve 00784 yevmiye nolu ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesi ve bu sözleşmenin ayrılmaz eki genel esaslar ve şartlarının yerine getirilmemesi nedeni ile tek taraflı olarak feshedildiğini, kira sözleşmesine istinaden davacının dava konusu taşınmazdan sözleşme süresince kullanma ve yararlanma haklarına haiz olduğu, bayilik sözleşmesi gereği davalının üstlenmiş olduğu hususlardan herhangi birisine uymaması halinde davacıya sözleşmeyi derhal ve süresinden önce feshetmek hakkı tanındığı, davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, davalının sözleşme edimlerini gereği gibi ifa etmeyip hem de istasyonu satışa kapalı tutmasının davacının zararına olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu akaryakıt istasyonuna vaki davalının tecavüz ve haksız müdahalesinin meni ile söz konusu haksız faaliyete ilişkin tesisatın ve müştemilatların kaline ve çekişmenin bu şekilde giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı şirket temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir....

        Tüzel Kişiliği aralarındaki müdahalenin meni davasına dair Gümüşhacıköy Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02.12.2009 günlü ve 2008/309 E.-2009/433 K. sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 29.04.2010 günlü ve 2010/4659 E.-2010/7655 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, suya vaki müdahalenin meni istemine ilişkin olup hüküm Sulh Hukuk Mahkemesinden verilmiştir. H.U.M.K.nun 440.maddesi uyarınca Yargıtay’ın bu çeşit kararları hakkında karar düzeltilmesi yoluna gidilemez. Bu nedenle dilekçenin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 27.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Dava, müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. 1.Davacıların ecrimisile yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, bu yöndeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Davacıların müdahalenin önlenmesine yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava konusu edilen 2070 parselin malik hanesinin boş olduğu Kadastro Mahkemesinde davalı olduğu, davacı tarafın babalarının zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla eldeki davayı açtığı ve dava konusu yerin tarafların ortak murisinden kaldığının esasen Mahkemenin de kabulünde olduğu anlaşılmıştır. O halde; davacıların miras payına vaki müdahalenin önlenmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile müdahalenin önlenmesi talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki emniyet mesafelerine vaki müdahalenin meni ve kal davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, emniyet mesafelerine vaki müdahalenin meni ve kal istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde taşınmaza vaki müdahalenin meni, davalıya ait binanın kal'i ve 353.400,00 TL (353,40 TL) ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece müdahalenin men'i ve kal istemlerinin kabulüne, ecrimisil isteminin ise 259.460,00 TL (259,60 TL)'lik bölümünün kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalının mirasçılarından ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A YK A R A R I Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Davacı ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ecrimisil ve müdahalenin meni davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın mahkemenin görevsiz olduğuna yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının dava konusu taşınmazı 15/02/2011 tarihinde satın aldığını, satın alma tarihinde taşınmazın boş olduğunu ancak sonrasında taşınmaza davalının haksız olarak müdahale ettiğini belirterek fuzuli işgale dayalı müdahalenin meni ve kullanım bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, taşınmazda 2010 yılından bu yana davalının kiracısı olan üçüncü kişinin oturduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

                  Bu doğrultuda dava ilk derece mahkemesince her ne kadar müdahalenin önlenmesi olarak nitelendirilerek intifa değeri üzerinden harç ikmali yapılarak vekalet ücreti ve yargı giderinin bu miktara göre hesaplanması doğru görülmemiştir. Ticari ilişkinin bayilik sözleşmesine bağlı kira sözleşmesi olduğu belirlenmekle kiralananın tahliyesi olarak değerlendirilerek Harçlar Kanununun 17. maddesi gereği taşınmazın 1 yıllık kira bedeli toplamı üzerinden harç alınması ve dava değerinin bu tutar olarak kabulü gerekmektedir. Bu durumda kira akdine kıyasen taşınmazın davalı tarafça kira bedeli olarak kayıt düşülen, davacı tarafça da istasyon işleticilik ücret bedeli olarak faturalandırılan aylık 10.620-TL'nin bir yıllık toplamı olan 127.440-TL üzerinden harç alınması ve bu tutarın dava değeri olarak kabulü ile davalı aleyhine bu tutar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu