Mahkemece belirtilen hususun gözetilmemiş olması doğru görülmediğinden kararın kaldırılmasına" karar verilmiş; Kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince yapılan yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 2021/589 Esas 2022/1100 karar sayılı ilamı ile, "taraflar arasında 24/06/2010 başlangıç tarihli 25 yıl süreli işyeri kira sözleşmesi imzalanmıştır.Sözleşmenin 11.1 maddesinde "toplam asgari kira bedeli veya ciro kirasından yüksek olanının kira bedeli olarak ödeneceği", sözleşmenin asgari kira bedeline ilişkin 11.2 maddesinde, "İlk kira dönemi için asgari kira bedeli aylık net 18,000 (onsekizbin) TL'dir. Asgari kira bedeline tekabül eden stopaj tutarı Tesco tarafından ayrıca ödenecektir. Takip eden her kira dönemi için asgari kira bedeli söz konusu kira döneminden bir önceki kira dönemine ilişkin asgari kira bedelinin endeks oranında arttırılması yolu ile hesap edilecektir." şeklinde kira bedeli ve artış şartı kararlaştırılmıştır....
edilen tedbir kararının itirazları doğrultusunda kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
09/08/2022 tarihinde dava konusu taşınmaz için ihtiyati tedbir kararı verildiği, HMK.nun 389 ve devamı maddeleri gereğince verilen geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin itirazının reddine..." şeklinde karar verilmiştir....
09/08/2022 tarihinde dava konusu taşınmaz için ihtiyati tedbir kararı verildiği, HMK.nun 389 ve devamı maddeleri gereğince verilen geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin itirazının reddine..." şeklinde karar verilmiştir....
SHM'nin 2020/793 Esas sayılı dosyasında kira bedeli uyarlama davası açıldığını ve derdest olduğunu, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, istemin reddi ile takip tutarının %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
Davalı vekili tarafından ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine bu kez Mahkemece, 13/09/2022 tarihli ara karar ile tedbire konu taşınmazın idarece tahliyesi halinde davacının dava konusu ettiği hakkını elde etmesinin imkansız hale geleceği anlaşılmakla ihtiyati tedbire itirazın reddine, davalı T4 vekilinin ihtiyati tedbir için teminat yatırılması talebinin kabulü ile HMK'nun 392/1 maddesine göre karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık olarak yıllık kira bedelinin %15 oranında (65.136,00 TL:100X15= 9.770,40 tl) teminatın iki haftalık süre içerisinde davacı tarafından yatırılmasına, aksi halde ihtiyati tedbir kararının kaldırılacağının davacı vekiline ihtarına karar verilmiş, kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 29/11/2022 tarih 2022/3722 esas 2022/861 karar sayılı kararı ile HMK'nun 394 maddesi gereğince ihtiyatı tedbire itirazın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırılması üzerine Mahkemece...
Mahkemece; kira ilişkisine vaki müdahale konusundaki talebin kabulü ile, davacının kira ilişkisine vaki müdahalenin giderilmesine, ihtiyati tedbir talebi ile verilen süre dolmuş olmakla ihtiyati tedbir talebinin kaldırılmasına, bankalara bu konuda müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili, mahkemece talep aşılarak karar verildiğini, davacı tarafın kira ilişkisine müdahale edildiği iddiası bulunmamasına rağmen “Kira ilişkisine vaki müdahalenin giderilmesi konusundaki talebinin kabulüne” karar verildiğini, mahkemece verilen tedbir kararı ile, davanın esası hakkında karar verilmesine gerek kalmadığını, talep edilenden fazlası davacıya verildiği gibi, var olan kira ilişkisine bir müdahale bulunmadığından mahkemece talep aşılarak davalı idare aleyhine yargılama gideri ve karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yolu başvuru isteminde bulunmuştur....
Bu sebepledir ki ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Bu bağlamda, davacının dayandığı alt kira sözleşmesinin dayanağı olan asıl kira sözleşmesinin Ankara 3. İdare Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve 2020/1853 Esas sayılı dosyası ile iptal edildiği ve bu kararın mündericattan geçerek kesinleştiği nazara alındığında ilk derece mahkemesinin, yaklaşık ispat koşulunun somut olayda gerçekleşmediği yönündeki kabulü yerinde olup ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına dair ara karar yerinde görülmüştür. Davacı vekili her ne kadar müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi durumunda olduğunu iddia etmiş ise de, alt kira sözleşmesini imzalayan davacı şirketin imzaladığı kira sözleşmesinin asıl kira sözleşmesi ile kayıtlı olduğunu bilmesi gerekmekte olup, basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğünde olan davacının aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir....
Mahkemece; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile taraflar arasındaki 01/01/2022- 31/12/2022 tarihli kira dönemi için imzalanan 18/12/2021 tarihli sözleşmeye göre İhtiyati tedbir isteyen tarafından bir yıllık kira bedelinin (23.245,11x12=278.941,32) %15'i oranında 41.841,19 TL nakit ya da kesin ve süresiz teminat mektubu şeklinde teminat yatırıldığında davalının söz konusu kiralanandan 31/12/2022 tarihine kadar tahliye edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir yolu ile tahliyenin durdurulmasına karar verilmiş, davalı vekilinin bu ara karar ile verilen İhtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin yaptığı itirazın kabulüne, mahkemece verilen 08/08/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....
Gerçekten de uzun bir süreyle kira akdine bağlanmış kiracı ve kiralayanın hak ve vecibelerini, kısa süreli kira sözleşmesinin tarafları ile bir konumda görmenin sözleşme serbestîsi ilkesine, adalet ve mantık kurallarına aykırı olacağında duraksamaya yer olmamalıdır. Aksinin düşünülmesi halinde sözleşmenin fesih edildiği, yeni bir sözleşmenin ortaya çıktığı sonucuna kavuşmak gerekir ki hükümlerini sürdüren bağlayıcı ve ayakta duran sözleşme karşısında bunu kabul etmek mümkün değildir. Olayımızda ise;Taraflar arasındaki 01.01.2002 başlangıç tarihli 5 yıl süreli sözleşme süresi 01.01.2007 tarihinde dolmuştur. Davacı kiracı uzayan kira döneminde kira bedelinin tespitini istemiştir. Mahkemece davanın uyarlama davası olarak kabul edilerek kira bedeli tespiti yoluna gidilmesi doğru değildir. Ancak bu husus davacı tarafından temyiz edilmediği için davalılar lehine usulü kazanılmış hak oluşturmaktadır....