Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; tamirat süresince mahrum kalınan kira bedelinin tahsili ve hor kullanma ile eski hale getirme bedelinin tazmini istemlerinin; kabulüne, mahrum kalınan kira bedelinin tahsiline yönelik istemin ise kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2)6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesi uyarınca; kiracı, kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanun'un 334. maddesi uyarınca da kira sözleşmesinin sonunda kiralananı aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür....
Her ne kadar Sözleşmenin hususi şartlarının 8 maddesinde” kefil bu kira sözleşmesinden kaynaklanan ödeme ve yükümlülükler konusunda kiracı ile müteselsilen sorumlu olup kira sözleşmesinin uzaması veya yenilenmesi halinde de kefaletinin aynı şekilde devam edeceğini kabul eder” Hükmüne yer verilmiş ise de hor kullanma tazminatı sözleşmenin kurulması sırasında belirli ve belirlenebilir bir alacak olmadığı gibi kefilin bu konularda sorumlu olacağı süre ve sorumluluğunun miktarı da kira sözleşmesinde ayrıca kararlaştırılmamış olduğundan hor kullanma tazminatından kefilin sorumlu tutulması da mümkün değildir. Mahkemece kefil durumundaki davalı hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
(B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. O halde mahkemece alınacak bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerekir. Mahkemece gerçek zararın belirtilen şekilde tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılara ait taşınmazın çocuk yuvası olarak kullanılmak üzere 01/09/2003 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralandığını ,daha sonra taraflar arasında akdedilen 01/09/2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracılık ilişkisinin devam ettiğini,ancak davalıların kiralanan taşınmazın yıkılmasını sağlamak amacıyla müvekkilinden habersizce ilgili Belediye'ye başvurduklarını ,kiralananın kira süresince kullanıma uygun halde bulundurulması gerektiğini, gerek akdin başında gerekse devamı sırasında müvekkilince kiralanana faydalı imalatlar yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL kiralananın kullanıma uygun halde bulundurulmaması nedeniyle uğranılan zarar ve yoksun kalınan kazanç kaybı, 10.000,00 TL faydalı imalat bedeli ile 2.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Hor kullanma tazminatı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı hor kullanma tazminatı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava,hor kullanma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili,dava dilekçesinde özetle,davacıya ait taşınmazda 01/10/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olarak oturan davalının 09/06/2010 tarihinde haber vermeden taşınmazı boşalttığını,davalının taşınmazı hor kullandığını belirterek hor kullanım nedeni ile 1.900 TL hasar bedeli ve 515 TL tespit-ihtarname gideri olmak üzere toplam 2.415 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin BK.410 ve sonraki maddelerinde düzenlenen vekaletsiz ... görme hükümlerine göre çözülmesi gerekir. Davacı BK.nın açıklanan maddesi gereğince davalı nam ve hesabına yaptırılan faydalı ve zaruri giderler ile değer arttırıcı giderlerin yapım tarihleri itibari ile değerlerini isteyebilir. Mahkemece, yapılan zaruri ve faydalı giderlerin yapım tarihlerindeki değeri belirlenerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu ayrıntılı araştırma yapılmadan imalat giderlerinin dava tarihindeki değerine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bent gereğince temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.6.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı taşınmazı mevcut hali ile sattığından ve satış bedelini aldığından sebepsiz zenginleşme satış ile birlikte gerçekleştiğinden yeni malik ile davacı arasındaki kira sözleşmesinin devam etmesi davalının imalat bedellerini talep hakkını ortadan kaldırmaz....
2.000.000 Euroluk bir kira geliri kaybına maruz kalınacağını belirterek, oteldeki hor kullanma ve eksik demirbaş eşya bedeli 1.511.113,21 TL ve kira geliri kaybı 2.000.000 Euronun davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Ancak kiracı 3 yıllık kira süresi bitmeden önce taşınmazı tahliye etmiş olmakla, Mahkemece bu durumda sözleşmenin 12. maddesi de gözetielerek kiracı tarafından yapılan ve zorunlu ve faydalı masraf niteliğinde olduğu belirlenen imalatların imalat tarihi itibariyle yıpranma payı düşülmüş bedellerinin kalan kira süresi ile orantılı olarak tesbiti ile sonucuna göre takas mahsup talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, 20.976 TL zorunlu ve faydalı masraf alacağı ile 430 TL delil tespiti giderinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 18.266 TL alacağın tahsiline karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.10.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile dükkan nitelikli kiralanan iş yeri olarak kullanılması için davacıya kiralanmıştır Dosya kapsamı itibariyle davacının burada otogaz dönüşümü konusunda ticari faaliyette bulunduğu anlaşılmaktadır....