Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının öncelikle eşyaların aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesini talep etmesi gerekirken, tam tersi şekilde talepte bulunduğunu, belirtilen mehir senetlerinin müvekkiline zorla imzalatıldığını ve bir geçerliliği bulunmadığını, ayrıca davacının evden ayrılırken kendisine ait tüm takıları götürdüğünü belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı aşamalardaki beyanında ise; davacının evden ayrıldığı gün, babasının davacıyı almaya eve geldiğini, bu sırada kendisinden altınları istediğini ve kendisinin de altınları davacının babasına teslim ettiğini, talep edilen beyaz eşyaların halen müşterek konutta olduğunu belirtmiştir....
MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyaların iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile boşandıklarını, senetteki çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını, davalının eşyaları vermediğini, bedelini de ödemediğini belirterek, eşyaların tutarı olan ....390,00 TL'nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davacı ile evlenirken çeyiz senedi düzenlenmediğini, düzenlemiş olsa bile imza attığını hatırlamadığını, çeyiz senedinde yazılı eşyaların düğün olmadan önce aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle kendisine teslim edilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; düğünde takılan ziynet eşyalarından 1 adet alyans, 1 adet beş taş yüzük, 1 adet altın küpe ve 1 adet altın kaplama saat dışındakilerin davalı tarafından evden çalınacağı gerekçesi ile köyde yaşayan ailesinin evine bırakıldığını, daha sonra da iş kurmak için 6 adet bileziği sattığını, 2019 yılı mart ayına kadar fiilen birlikte yaşadıklarını, düğün, gezme gibi zamanlarda elaleme karşı ayıp olmasın diye ziynet eşyalarını taktığını, bu tür faaliyetler bittiğinde de tekrar davalı ve ailesine iade ettiğini, müvekkili ve ailesinin çeyiz olarak hazırladıkları eşyaların da müşterek hanede kaldığını, yine müvekkiline ait kişisel eşyaların müşterek hanede kaldığını belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 100,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, çeyiz ve kişisel eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde kişisel eşyalar...
bu parayı ödünç olarak teslim ettiğini, davalının davacıyı kendi kullandığı arabasına bindirip köy girişinde zorla arabadan indirdiğini, davacının sokak ortasında terk edildiğini, davacının çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını, davalının ziynet eşyalarını teslim etmediğini, belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde 14.500,00 TL bedelin yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacıya ait kişisel eşyaların aynen iadesine olmadığı takdirde 11.600,00 TL bedelin tahsiline ve davalının babasına ödünç olarak verilen 1.600,00 TL takı parasının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkili ile davalının evlenirken, davacının ortak haneye bir kısım kişisel çeyiz eşyası getirdiğini, eşyalar ve takılarla ilgili eşya senedi düzenlendiğini belirterek, bu eşyaların aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece; davacı taraf her ne kadar evlenmeden önce aldığını ve evlendikten sonra davalının yedinde kaldığını beyan ettiği eşyalarının tekrar kendisine verilmediğinden bahisle kişisel eşyaların bedelinin tazmini için dava açmış ise de; davacı tarafça sunulan faturaların davaya konu eşyalara ait olduğunun kesin olarak ispatlanamadığı, ayrıca her ne kadar davacı taraf tanıkları eşyaların davalı tarafça götürüldüğünü beyan etmiş ise de bunun yanında davalı tanıklarının da evdeki eşyaların davacı tarafça götürüldüğü yönünde beyanda bulundukları dikkate alındığında, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kişisel eşyaların bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
/katılma alacağı olarak ıslah ettiklerini bildirmiş, edinilmiş malların ilgili kanuna göre tasfiyesine ve mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre paylaştırılmasına, aynen taksimi mümkün olmadığı takdirde bedelinin yarısının işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, 2006/812 Esas sayılı dosya ile tespiti yapılan eşyaların evlilik birliği kurulurken davacı tarafından getirildiği sonucuna varılarak tespit mahallinde bulunan eşyaların aynen mümkün olmadığı takdirde bedellerinin iadesine, tespit mahallinde bulunamayan eşyaların davacı tarafından getirildiği ispatlanamadığından buna ilişkin taleplerin reddine, davacının gelir kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, ziynet eşyalarına yönelik talepte; tanık anlatımları ve bilirkişi raporu doğrultusunda 6 adet hediyelik bilezik, 1 adet gerdanlık, 5 adet çeyrek altın, 2 adet 15 gr bileziğin davacıya takıldığının anlaşıldığı, davacının evden ayrılırken üzerinde olmadığı kanısına varılarak bunlara yönelik talebin kabul edilmediği, davacının dava dilekçesinde talep ettiği diğer bileziklerin bilirkişi raporunda gram ve adet itibariyle tespit edilemediği, tanık anlatımlarının yeterli bulunmadığı, bu husustaki taleplerin ispatlanamadığı bu nedenle reddine karar verildiği belirtilerek...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ziynet ve Eşya İadesi-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * ziynet ve eşyaların iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 2. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.02.2008 (pzt.)...
Dava, kişisel (ziynet) eşyanın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde tarafların 2007 yılında evlendiklerini, 29.10.2010 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, tarafların boşanma aşamasında imzaladıkları protokolde ziynet eşyalarının iadesine yönelik herhangi bir düzenleme yapılmadığını, boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına dönüşmemesi için boşanma işlemi gerçekleştikten sonra davalı tarafından müvekkiline ait takıların ve paranın iade edileceğine dair söz verilmesine rağmen iade edilmediğini belirterek ziynetlerin aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde değerlerinin belirlenerek yasal faizi ile birlikte fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 43.370,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir....