WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği gibi, kişisel haklar yalnızca sözleşmenin tarafına karşı ileri sürebilir. Taşınmaz üzerinde doğan kişisel haklar da aynı niteliktedir. Borçlu bu taşınmazı üçüncü kişiye geçirirse kişisel hakkın üçüncü kişiye karşı ileri sürülebilme olanağı bulunmadığı, borçludan borca aykırılıktan dolayı Borçlar Kanununun 96. Maddesine göre tazminat istenebilir. Taşınmazlarda mülkiyetin geçirilmesi değil yalnızca kullandırma, yararlandırma hakkı veren adi kira ve ürün kirası sözleşmelerinden kaynaklanan kişisel haklarda da durum böyledir. İşte taşınmazlardaki kişisel hakların tapu kütüğüne şerhi, hak sahiplerine kendileri için doyurucu olmayan üstelik gerçekleşmesi borçlunun ödeme gücüne bağlı, bu nedenle de kuşkulu olan yalnız tazminat gideri istemiyle yetinmek zorunda kalmaktan kurtarmakta, bu hakların taşınmaza edinen üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesine olanak sağlamaktadır....

    mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez, aksinin kabulü; anılan maddelerin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçlar doğurur, bu nedenle, bir kişisel bilginin, açıklanan anlamda “kişisel veri” kabul edilip edilmeyeceğine karar verilirken, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. 1) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Davacı vekili, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davası açtığı, davacı adına tescilli bulunan ......

        Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğunun, nitelik itibarıyla kusursuz sorumluluk olduğu hususu gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanıksız olarak tutulmuş olan kayıtlar nedeniyle doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan, tapu kütüğünün oluşumu aşamalarında kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün oluşturduğu kuşkusuzdur. TMK’nın 1007. maddesinde kabul edilip sorumluluğun doğabilmesi için ilk şart, Tapu Sicil Tüzüğü'nün 7. maddesinde sayılan ana ve yardımcı sicillerin Devlet tarafından tutulması için gerekli bir eylem veya işlemin bulunmasıdır....

          Şöyle ki; Türk Medeni Kanunu'nun 1007 nci maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğunun, nitelik itibarıyla kusursuz sorumluluk olduğu hususu gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanıksız olarak tutulmuş olan kayıtlar nedeniyle doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan, tapu kütüğünün oluşumu aşamalarında kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün oluşturduğu kuşkusuzdur. TMK’nın 1007 nci maddesinde kabul edilip sorumluluğun doğabilmesi için ilk şart, Tapu Sicil Tüzüğü'nün 7 nci maddesinde sayılan ana ve yardımcı sicillerin Devlet tarafından tutulması için gerekli bir eylem veya işlemin bulunmasıdır....

            TMK’nın 1007 maddesinde de “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” hükmüne yer verilmiştir. Tapu sicilinin tutulması sırasında ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunu yasa açıkça düzenlemiştir. Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu, tapu sicilinin tutulması sırasında sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de, eylem ya da işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Anılan ilke, 27.03.1957 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile benimsenmiş, 818 sayılı BK’nun 55.maddesindeki sorumluluğun kusura dayanmadığı 22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile de tekrarlanmıştır. Adam çalıştıranın objektif özen eksikliğinin doğurduğu zarardan sorumludur....

              ili ... ilçesi ... mahallesinde bulunan 164 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ilk tesisisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir tapu kaydının, ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilip, söz konusu taşınmazda davacı ... adına kayıt oluşturulup oluşturulmadığının, ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulmasından, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10 .06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava 4721 Sayılı TMK.' nun 1007.maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 20.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ........

                  Maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                    Mahkemece, davacılar ile tapu malikleri arasındaki ırsi bağlantı tespiti ile mahallinde refakate resen alınacak fen bilirkişisi ve mahalli bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak, dayanak tapu kaydının kapsadığı alan kesin olarak belirlenmeli, dayanak tapu kaydının kapsamında kalan ve arazi kadastrosu ile parsel numarası verilen taşınmazlar varsa bu taşınmazlar tespit edilerek kadastro tespit tutanakları, var ise dayanak belgeleri, oluşan tapu kayıtları, hükmen oluşan tapu kaydı var ise dava dosyaları; dayanak tapu kaydının kapsamında hükmen oluşan tapu kaydı var ise dava dosyaları getirtilip davacıların dayandığı tapu kaydının değerini hangi tarihte yitirdiği tapu kaydı kapsamında kalan her bir parsel için ayrı ayrı ve açıkça tespit edilip, davalı Hazine süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğundan bu husus da tartışılıp karar verilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu