Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır. Kişisel ilişki hakkı, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir. Buna göre mahkemece yapılan düzenleme gereğince müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuk yararına olduğu ve kişisel ilişki ile ilgili düzenlemelerin her zaman değiştirilebileceğinden davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların tedbir nafakası yönünden; TMK'nun 169. maddesi ayrılık ya da boşanma davasının açılması ile ve davanın devamı süresince hakimin gerekli gördüğü geçici önlemleri re'sen alabileceğini düzenlemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kişisel ilişki nedeni ile çocuğun huzurunun tehlikeye gireceği ve babanın bu haklarını yükümlülüklerine aykırı olarak kullandığına ilişkin bir vakıa dosya kapsamında ispatlanamadığı; ayrıca davalının çocuk ile ciddi olarak ilgilenmediği yada çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkının kaldırılmasına ilişkin önemli sebeplerin olmadığı, babanın kişisel ilişki hakkının devam ettirilmesinin faydalı olacağı, bu ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından üstün yararı ve sosyal inceleme raporları da dikkate alınarak çocuk için çocuğun yaşı psikolojik durumu halihazırda babaya bağlılığı gibi bütün unsurlar değerlendirildiğinde kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu gerekçesi ile çocuk ile baba arasında boşanma davası ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı babanın Almanya'da yaşadığı, ortak çocukla kişisel ilişkisini kendi ailesi ile de çocuğun görüşebilmesi ve çocuğun yurt dışı deneyimi edinebilmesi adına Almanya'da da kurabilmeyi talep ettiği, ortak çocuk ile davacı baba arasında yurt içinde kurulan ilişkinin sorunsuz şekilde tesis edildiğini, çocuğun yüksek yararı, bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimi durumu ile davacı babanın çocukla kişisel ilişki hakkı gözetilerek açılan davanın kabulü ile davacı babaya davalı annenin muvafakati olmadan tarafların ortak çocuğu ... ... adına pasaport çıkartabilmesi ve vize işlemlerini yapabilmesi için kararın kesinleştiği tarihten itibaren yetki ve izin verilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK. 328/1)Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Somut olayda; davacı tarafından velayetleri kendi üzerinde bırakılan müşterek çocuklar Sara ve Anıl adına davalıdan iştirak nafakası talep edildiği, mahkeme tarafından Sara lehine dava devam ederken 18 yaşını ikmal ettiği gerekçesiyle iştirak nafakası yerine yardım nafakasına hükmedildiği, dosyanın incelenmesinde Sara'nın dava devam ederken kendi adına avukatı için ayrıca vekalet verdiğine dair vekaletname ibraz edilmediği ya da Sara tarafından yardım nafakası talebini içerir bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere iştirak nafakası çocuklar 18 yaşını dolduruncaya kadar devam eder. 18 yaşın hitamı ile kendiliğinden sona erer....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava ,çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, yoksulluk nafakasının kaldırılması,birleşen dosyada dava velayetin değiştirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı birleşen dosya davalı erkek,velayet ve nafaka, kişisel ilişkinin değiştirilmesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemler Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, müşterek çocukların velayetinin davacıya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, Beste Neva lehine hükmedilen iştirak nafakasının, dava tarihinden, Yekta Bera lehine hükmedilen iştirak nafakasının ıslah tarihi itibariyle kaldırılmasına, iştirak nafakasının kısmen kabulüyle müşterek çocuklar lehine, ıslah tarihinden itibaren, aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, birleşen iştirak nafakasının arttırılmasını davasının reddine karar verilmiştir.. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-davacı vekili; iştirak nafakası tarihi, kişisel ilişki süresi ve vekalet ücretleri hususunda ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Tarafların ortak çocukların velayeti babaya bırakılmış, anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmuştur. Ancak, dini bayramlarda dönüşümlü olarak kurulan kişisel ilişkinin yeterli açıklıkta olmadığı, Temmuz ayında düzenlenen kişisel ilişkide, ortak çocukların anne ile görüşmesinin başlangıç ve bitiş saatlerinin hükümde gösterilmediği, yarı yıl tatilinin ilk bir haftası şeklinde kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş günleri ile saatlerinin hükümde gösterilmediği anlaşılmaktadır. Yine ortak çocukların öğrenci olduğu gözetildiğinde, hafta sonları kurulan kişisel ilişkinin Cuma gününden başlatılmasının çocuğun eğitim ve öğretimini aksatacak nitelikte olduğu da anlaşılmaktadır. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun üstün yararı her zaman dikkate alınmak zorundadır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği tarih olan 28/11/2011 tarihinden itibaren aylık 300.00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasının aylık 400.00 TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir. TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....
Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Buna bağlı olarak; davalının ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....
Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların ortak çocuğu ile davalı baba arasında, daha önce görülen çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasındaki karar ile, kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı baba vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı baba vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....