WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen hükmün davalı-karşı davacı baba tarafından temyiz edildiği ancak dosya arasında davalı-karşı davacıya yapılan gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasının olmadığı görülmüştür. Yapılan temyizin süresinde olup olmadığının anlaşılabilmesi için gerekçeli karar tebliği gerçekleşmişse tebligat örneğinin dosya arasına alınması için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.13.12.2016(Salı) .......

    Velayeti davacı anneye verilen ortak çocukla baba arasında mahkemece yapılan kişisel ilişki düzenlemesi; infaz edilebilir nitelikte değildir. Dini ve milli bayramlar ile doğum günlerinde mahkemece yapılan kişisel ilişki düzenlemesi; infaz edilebilir nitelikte değildir....

      Aile Mahkemesinin 29/11/2019 tarih ve 2019/666 E., 2019/766 K. sayılı kararı ile anlaşmalı boşandıkları, 2017 doğumlu ortak çocuğun velayetinin babaya verildiği ve kararın 31/12/2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 13/10/2021 tarihinde açıldığı, annenin çocuğun da yaşadığı İstanbul ilinden taşınıp Mardin iline geldiği ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi sebebiyle dava açtığı, hem anne hem baba ile farklı zamanlarda görüşülerek sosyal inceleme raporu alındığı anlaşılmıştır. Somut olayda, aradan geçen süre ve çocuğun yaşı, çocuğun anne ile kişisel ilişki kurması halinde çocuğun bedeni fikri ve ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceğine ilişkin bir delil olmadığı, boşanma kararı ile düzenlenen kişisel ilişkinin yetersiz kaldığı da gözetilerek ayda iki kez hafta sonları, dini bayramlar, yarıyıl ve yaz tatilleri ile anneler gününde olmak üzere çocukla kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya uygun olup davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Artırılması - Kişisel İlişkinin Kaldırılması Veya Azaltılması ile Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı anne tarafından kişisel ilişki süresi, iştirak nafakası miktarı yönünden; davalı-davacı baba tarafından ise karşı davanın reddi, kişisel ilişkinin azaltılması ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, tarafların ortak çocukları 2006 doğumlu ....'nin velayeti boşanma kararı ile birlikte anneye bırakılmıştır....

        GEREKÇE : Dava; velayetin değiştirilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Velayet düzenlenmesinde en önemli ölçüt, velayeti düzenlenen çocuğun üstün yararıdır....

        Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman islenebilir. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilmediğinden davalının istinaf isteminin HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince bu yönden kabulü ortak çocuk ile baba arasında ortak çocuğun yaşı, kişisel ilişkiden beklenen amaç ve dosya kapsamı da dikkate alınarak kişisel ilişki konusunda karar verilmiştir....

        , bu durumun polis tutanağı, hastane raporu ile tespit edildiğini, ayrıca dosyada alınan bilirkişi raporunda Esma Duru'nun kendi beyanları dikkate alındığında ablası Doğa'nın ve annesinin kendisine kötü davrandığını belirttiğini, ancak yerel mahkemece bu hususların dikkate alınmadığını belirterek açıklanan nedenlerde ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiş devamla vekalet ücreti yönünden de istinaf taleplerinin olduğunu, Velayetin değiştirilmesi davasının terditli olarak açıldığını, yerel mahkemece ilk talep olan velayetin değiştirilmesi talebinin reddine, feri talepleri olar kişisel ilişki kurma talebinin ise kabulune karar verilmiş buna rağmen yerel mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu davada kısmen kabulün söz konusu olmadığını, dava terditli olarak açıldığından iki ayrı dava değil tek bir davanın söz konusu olduğunu bu konuda Yargıtay ın yerleşik içtihatlarının da olduğunu belirterek bu yönde verilen...

        , anne ile şahsi ilişki tesisine karar verilmesi talep etmiştir....

        Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin ve kişisel ilişkinin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet ve kişisel ilişkiye ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir....

        Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı da ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin de velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihi olması gerekmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı baba 05.07.2013 tarihinde müşterek çocuğun velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesi için dava açmış, bu davada çocuk için iştirak nafakasına da hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne karar verilerek çocuk için dava tarihinden itibaren davacı baba yararına iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de, açıklandığı üzere velayetin değiştirilmesi davalarında kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmelidir. Velayet kendisine bırakılmamış olan eşin fiilen çocuğa bakması durumunda nafakaya hükmedileceğine ilişkin bir düzenleme de mevcut olmadığına göre dava tarihinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu