Ne var ki, Kanun'da ölü kişiye karşı dava açılması halinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacının davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir. Ne var ki davacının davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir. Nitekim HMK’nin 124. maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın usulden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1- Hakkında düz borudan su kullandığına dair 31/12/2013 tarihli tutanak düzenlenen sanığın kovuşturma aşamasında alınan savunmasında, düz boruyu kaynının yaptırdığını ve 30/04/2014 havale tarihli temyiz talebinde ise kaynının da onlarla birlikte kaldığını belirtmesi karşısında; sanığın beyanı doğrultusunda araştırma yapılıp sanığın “kaynı” olarak belirttiği kişinin kimlik bilgisinin tespiti ile beyanına başvurulup sanığın sözkonusu işlemden haberdar olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre suça konu olayda sanıktan başkaca kişi veya kişilerin sorumluluklarının bulunduğunun tespit edilmesi durumunda suç duyurusunda bulunularak kamu davası açılması halinde dava dosyalarının birleştirilerek yapılacak yargılama sonucunda sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/561 esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 06/12/2021 tarih ve 2021/841 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; murisin annesi Gülhan Özler'in annesi olan Hamide Şenkoç'un nüfustan ölüm tarihinin yazılı olmadığını , miras mallarının intikal etmesi için ölüm tarihinin tespiti gerektiğini belirterek ölüm tarihinin tespiti ile tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Hal böyle olunca; nüfusa kaydı olmayan bir kişinin tapu kaydındaki kimlik bilgileri hakkında düzeltme yapılamayacağı, ancak çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince ve davacının bu yönde talebinin de bulunduğu dikkate alınarak kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. Somut olayda; dava konusu taşınmazların dayanak tapulama tutanaklarında özetle “…de 1935 senesinde ölümü ile evlatları ...nin 1935 olan ölüm tarihi, rızai taksim tarihi ve tapulama tespitleri sırasında kayıt malikinin ölü olduğuna dair tapulama tutanaklarında bir belirtmenin de olmaması göz önünde bulundurularak belirtilen hususlardaki çelişki üzerinde durulmalıdır....
Dosyanın tetkikinden; Mahkemece davacı vekilinin ölü olduklarının tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilen Şekure ve Şerif hakkında mirasçı olabilecek ve bilgisi olduğu belirtilen iki ismin dinlenilmesi talebi " ...davanın mahiyeti gereği davanın kesin deliller ile veya kesin delil mahiyetindeki belgelerle ispat edilebileceği..." gerekçesi ile reddedilerek, gösterilen tanıklar dinlenilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Belirtilen tanıklar dinlenerek tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ... bulunmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir. VI....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 10/12/2013 NUMARASI : 2013/406-2013/1851 Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2642 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan bedel tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin olarak açılan davada verilen hükmün tavzihi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: tavzih davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün tavzihen incelenmesi, davalı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Talep, 4650 sayılı Kanunla değişik 2642 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan bedel tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin olarak açılan davada verilen hükmün tavzihi istemine ilişkindir....