TMK.nun 24.maddesi "Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hâkimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur. Somut olayda davacının şahsiyet haklarına bir saldırının bulunmadığı açıktır. Mahkemece olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin tümüyle reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Görüldüğü üzere, 4721 sayılı TMK’nun 24.maddesinde; hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırı karşısında, saldırılan kimseye hukuki koruma sağlanacağı, kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırının hukuka aykırı olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 25.maddesinde de, hukuka aykırı bir şekilde kişilik haklarına saldırı karşısında hangi hukuki çarelere başvurulabileceğine işaret edilmiş; mülga 818 sayılı BK'nun 49. maddesinde ise, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişinin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Kanunda kişilik hakkının tanımı yapılmadığı gibi, nelerin kişilik haklarına dahil olduğunu da belirtmemiştir....
T..K.. 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, B...nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
Mahkemece kişilik haklarına yapılan saldırının sona erdiği belirtilerek men talebinin konusuz kalması nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin de esastan reddine karar verilmiştir. TMK'nın 24 ve 25. maddesine göre "Hukuka aykırı olarak kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse bunlara karşı korunmasını isteyebilir. Yine TBK'nın 58. maddesine göre kişilik haklarının zedelenmesinde zarar gören uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat isteyebilir. Somut olayda davacının fotoğraf sütüdyosunda çektirdiği resimler, izinsiz olarak davalı ... tarafından diğer davalı ...'e verilmiş ve onun tarafından kuafördeki katalogda kullanılarak diğer müşterilerle paylaşılmıştır. Bir kimsenin anlık dış görünüşünü yansıtan fotoğrafı üzerindeki hak, kişinin sahip olduğu değerlerinden olup mutlak nitelikte şahsa sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Kişilik hakkı, kişinin devredemeyeceği, feragat edemeyeceği sadece sahibine ait bir haktır....
Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış,olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
(M) KARŞI OY YAZISI Dava kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş; Davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemiz tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda eleştiri sınırlarının aşıldığı, davacının kişilik haklarına saldırının oluştuğu kabul edilerek, davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine karar düzeltme talebi kabul edilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır. Somut olayımızda davacı, davalı tarafından mahalli ...... Gazetesinde yayımlanan bir habere yapılan İnternet yorumlarında kişilik haklarına saldırı teşkil eden ifadelerin yer aldığını ileri sürerek uğradığı manevi zarar nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Haber ve yorumlar incelendiğinde, davacıya suç teşkil eden isnatlarda bulunulduğu görülmektedir....
AŞ. vdl. aleyhine 18/09/2009 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle hukuka aykırı saldırının tespiti ve tespit kararının yayınlanmasının istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 28/09/2010 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 21/02/2012 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalılar vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....
K.. aleyhine 25/03/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının TBMM'nin 04/05/2010 tarihli 101. oturumunda eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyecek sözler ile kendisine hakaret ettiğini ve kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
a yapılan saldırının sanıkları arasında yer aldığını, çete ile ilgileri olduğunu ve karanlık ilişkilerin içerisinde olduğunun belirtildiğini, fotoğrafları konularak suçlu olarak lanse edildiğini ve kişiliklerinin zedelendiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur....