Köyü 500 parsel sayılı 17000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kısmen kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığından bu bölümün tapusunun iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin ... bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 6956.35 m2 bölümün ifrazı ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasanın 12/3. Maddesine eklenen hüküm gereğince kararın bozulması istemiyle temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1995 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır....
Dava, orman kadastrosunun iptaline ilişkindir. Toplanan deliller, uzman bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından dava konusu olan taşınmazın ... Köy hududu içinde yer aldığı, bu köyde 17/05/1990 tarihinde ilan edilen orman kadastro çalışmasında kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, eldeki davanın 6831 Sayılı Yasanın 11.maddesinde belirtilen 6 aylık askı ilan süresi içinde açılmadığı, bu nedenle uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olmadığı, davanın 10 yıllık süresi içinde orman tahdidinin iptali talebi ile açıldığı, her ne kadar davacı tapuya dayanmıyor, 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinin 1. fıkrası gereğince bu nitelikteki davalar, ancak tapuya dayalı olarak açılabilir ise de bu hususun görevli mahkemede gözönüne alınması gerektiği anlaşıldığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02/07/2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
Oysa ki, yukarıda belirtildiği gibi dava, orman kadastrosunun iptali istemiyle açılmış olup tapu iptali ve tescile yönelik bir dava ve talep bulunmamaktadır. Müşterek mülkiye tabi taşınmazlarda maliklerin her biri ayrı yarı orman kadastrosuna itiraz davası açabileceklerine ve yapılan araştırma ile varılan sonuca göre taşınmazın öncesinin orman olmadığı belirlendiğine göre, sadece orman kadastrosunun iptaline karar vermek ile yetinilmelidir.] denilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 04/05/1999 tarihinde ilân edilip 04/11/1999 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunun dava konusu parsel yönünden iptaline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 10 yıllık süre içinde tapuya dayalı olarak açılan orman tahdidinin iptali istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 04.05.1999 tarihinde ilân edilip 04.11.1999 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu vardır....
Yörede 1988 yılında yapılıp 13.02.1988 günü kesinleşen orman kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazın da içerisinde yer aldığı arazinin orman tahdit hattı dışında kaldığı, yapılan uygulama ile belirlenmiştir. Ancak arazi kadastrosunun yapıldığı yıllardaki kadastro ekiplerinin ormanlarla ilgili yukarıda anlatılan çalışma yöntemleri gözönünde bulundurulduğunda, davaya konu taşınmazın yer aldığı arazi bölümünün orman olarak tesbit dışı bırakıldığının kabulü zorunlu bulunmaktadır. H.G.K.’nun 24/10/2001 gün ve 2001/8-964-751 sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8 - 183- 187 sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerler, yukarıda yazılı gerekçelerle orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği kabul edilmiştir....
DELİLLER: Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, 22- a uygulama kadastro tutanak örnekleri, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı; GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, 22- a uygulamasına itiraz ve terditli olarak açılmış 1007 tazminat talebine ilişkindir. Uygulama/Yenileme kadastrosunun amacı, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesidir. Uygulama kadastrosunun amacı, mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirmektir....
Daha sonra 1975 yılında yapılarak 09/11/1976 tarihinde ilan edilip kesinleşen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu ile 6831 Sayılı Yasanını 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması; 1984 yılında yapılıp 06/05/1986 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2896 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması, 1997 yılında yapılıp 23/08/1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulamaları vardır. 1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada kısmen kesinleşen orman tahdidi içinde, kısmen dışında, kısmen de kesinleşen 2/B madde uygulama alanı içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığından Hazine ile davalı ... ...’nin tüm, Orman Yönetiminin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) Mahkemece çekişmeli taşınmazın (A) ve (B) ile işaretli...
Açıklanan tüm bu nedenlerle; tapu iptali ve tescil davası iken aynı zamanda uygulama kadastrosuna itiraz davasına da dönüşen bu dava için; uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin dava tefrik edilip mülkiyete yönelik dava elde tutularak, uygulama kadastrosuna itiraz davası için kadastro mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmeli, kadastro mahkemesinde; uygulama kadastrosu sonucu tesis edilen yeni paftaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık çözüldükten sonra genel mahkemede mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescil davası görülerek sonuca göre karar verilmelidir....
SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesi talepli davanın yapılan yargılamasında; davacı tarafça, dava konusu 107 ada 24 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının 1996 yılında ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu sırasında orman tahdit sınırları içinde bırakıldığının iddia edilmesi, davalı tapu maliki tarafından orman kadastrosunun ilan edilerek kesinleştiği tarihten itibaren eldeki davanın açıldığı 2019 yılına kadar 6831 sayılı yasanın 11. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde, dava konusu taşınmaz yönünden orman kadastrosunun iptali davasının açılmamış olması karşısında, yörede bu zamana kadar yapılmış tüm orman kadastrosu, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları ile 4999 sayılı yasa kapsamında yapılmakta olduğu ileri sürülen fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarına ilişkin tüm orman tahdit harita ve tutanakları ile işe başlama, çalışma, sonuçlandırma ve askı ilan tutanaklarının dosya...
Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzenlemelerin sağlanmasıdır. Uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda, uygulama kadastrosunun, yöntemine uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesine ilişkin itirazlar gündeme getirilebilir. Bu nedenlerle, uygulama kadastrosu sırasında mülkiyete ilişkin uyuşmazlıklar gündeme getirilemez ve buna ilişkin itirazlar değerlendirmeye alınamaz. 6100 sayılı HMK'nın 2/1. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulama alanında kalan taşınmazların tapusunun iptali ve tescil davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinde 3116 Sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 13.04.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 01/05/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....