İlk Derece Mahkemesince uygulama kadastrosunun usul ve kanuna uygun yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; davacı vekilinin istinaf istemi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince davacı tarafın kesinleşen uygulama kadastrosunun düzeltilmesi talebi yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte terditli talebin konusu olan tapu iptali ve tescil talebi yönünden, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosunun 1957 yılında kesinleşmesi, eldeki davanın ise 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra 15.04.2021 tarihinde açılması nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin de 3402 ......
SONUÇ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamına göre; davacı vekili tarafından, davalı şahıslar aleyhine, kesinleşen uygulama kadastrosu tespitinin düzeltilmesi, olmadığı takdirde tapu iptali ile tescil istemi ile açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; mahkemece yapılan keşfe katılan fen ve harita mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen, bilimsel ve teknik veriler içeren denetime elverişli bilirkişi raporuna itibar edilerek, kesinleşen uygulama kadastrosu tespitinde hata olmadığı gerekçesiyle, davacı tarafın kesinleşen uygulama kadastrosunun düzeltilmesi talebi yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte; terditli talebin konusu olan tapu iptali ve tescil talebi yönünden, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosunun 1957 yılında kesinleşmesi, eldeki davanın ise, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra 15/04/2021 tarihinde açılması nedeniyle, tapu iptali ve tescil talebinin de 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle...
Eksikliklerin istinaf aşamasında tamamlanarak karar verilmesi halinde, ilk derece mahkemesinin yeni toplanacak delillere temas ederek karar vermemiş olması nedeniyle, istinaf sisteminden amaçlanan, iki aşamalı daha adil ve daha güvenli yargılanma hedefleri yerine gelmemiş olacaktır. SONUÇ VE GEREKÇE: 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi gereğince yapılan ve kesinleşen uygulama kadastrosunun iptali talebiyle açılan davanın yapılan yargılamasında; denetime veri teşkil edecek şekilde tesis kadastro ve uygulama kadastrosuna ait tüm teknik belge ve haritalar eksiksiz olarak dosya içine getirtilmeden ve bilirkişilerce incelenip uygulanmadan karar verilmesi isabetli olmadığı gibi davacı tarafın terditli tazminat talebi yönünden mahkemece olumlu - olumsuz bir karar verilmemesi de hatalı olmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama (yenileme) kadastrosunun askı ilan süresi içinde açılmakla birlikte, uyuşmazlığın davacı şahıs parseli ile orman parseli arasında, orman kadastrosu ile oluşturulan mükerrerliğin iptali ve kesinleşen orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....
SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; 3402 sayılı yasanın 22/a maddesi gereğince yapılan ve kesinleşen uygulama kadastrosunun iptali ile bu talep kabul edilmez ise eksilen yüzölçümü nedeniyle tazminat ödenmesi talebiyle açılan davanın yargılaması sonunda; uygulama kadastrosunun usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle iptal talebinin reddine ve tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazla ilgili uygulama ve tesis kadastrosuna ilişkin tutanaklar, paftalar, ölçü krokileri ve eki olan tüm teknik belgeler ile dava konusu taşınmaz ve komşu taşınmazlara ait güncel tapu kayıtları ile dayanak tapu kayıtları tüm tedavülleri ve varsa tescil ilamları ile getirtilip uygulamadan eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşıldığından davalı Maliye Hazinesi vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılmak ve sonucuna göre karar verilmek üzere kararın 6100 sayılı HMK'nun 353/(1)-a/6 maddesi gereğince kaldırılmasına...
Somut uyuşmazlıkta orman kadastrosunun iptali için 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde görülen öngörülen hak düşürücü süreler çoktan geçmiş ise de ... ..., çekişmeli taşınmazın orman tahdit haritası içine alınması isteminde bulunmayıp, kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalan bölüm yönünden tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Bilindiği üzere orman kadastrosunun kesinleşmesiyle tahdit içinde kalan taşınmazlar kamu malı niteliğini kazanır ve her zaman açılacak dava ile tapu kaydı iptal ettirilebilir....
Müdürlüğüne aktarıldığının bildirildiğini belirterek, yapılan uygulama kadastrosuna itirazlarının kabulü ile uygulama kadastrosunun geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
köy ormanının 1947 yılında tapuya tescil edildiği, 1953 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmaları sırasında 418 ada 1 parsel numarasıyla Hazine adına tescilinin yapıldığı, dava edilen yerin 1744, 2896 ve 3302 sayılı Yasa uygulamalarına tabi tutulmadığı, halen tahdit içinde olduğu ve üzerinde eylemli olarak orman ağaçları bulunduğu, orman kadastrosunun kesinleştiği, kesinleşme tarihi itibariyle de zamanaşımı süresi dolduğundan davacıların tazminat isteyemeyecekleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosunun iptali, tapu kaydının iptali ve tescil ile tazminat istemlerine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744, 2896 ve 3302 sayılı Yasalar uyarınca yapılıp kesinleşen aplikasyon ve orman sınırları dışına çıkarma işlemleri vardır . ...
Davacı Orman İdaresi vekili, Sakarya ili Hendek ilçesi Çamlıca Mahallesinde orman kadastrosunun 1987 yılında yapılıp kesinleştiğini, 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi çalışmaları sırasında ... ada ... parselin davalılar adına tespit edildiğini, bu çalışma sonucu devlet ormanlarında daraltma yapıldığını ileri sürerek, uygulama kadastrosu tespitinin iptali ile .../... parselin kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kalan kısımlarının orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmış ve yargılama sırasında davacı Orman İdaresinin mülkiyete yönelik talebi bu davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir....
Mahkemece, davanın orman tahdidine itiraz davası olduğu ve 6831 sayılı Kanunun 11/2. maddesine göre Orman Genel Müdürlüğüne karşı açılması gerektiği gerekçesiyle, davanın husumetten reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Yörede 1986 yılında yapılan orman kadastrosu, 2002 yılında yapılıp 16/05/2002 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu ve 07/03/2014 tarihinde kesinleşen uygulama kadastrosu vardır....