WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlu her ne kadar kefil olması için eşinin muvafakati olmadığını ve bu sebeple kefaletin iptali ile borçlu olmadığının tespitini talep etmişse de; dava konusu icra takibinde ödeme emrinin davacıya 25.01.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının borca itiraz etmediğini ve takip kesinleştiğini, davacının emekli maaşına herhangi bir haczin konulmadığını ve dosyaya para girmediğini bu nedenle davacının şikayetinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit - itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

    Davalı vekili, müvekkilinin 20/06/2005 tarihli ve 180.000,00 TL bedelli genel kredi taahhütnamesinin sadece 27. sayfasında kefil olarak imzasının bulunduğunu, diğer sayfalarda imzasının bulunmadığını, imzası olan sayfada ise hangi miktara kefil olduğunun belli olmadığını, kefaletin yasal şartlarının mevcut olmadığını bildirerek davanın reddini ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalının kefalet imzasını taşıyan 20/06/2005 tarihli sözleşme gereğince dava dışı şirkete 20.000,00 TL kredi kullandırıldığı, davalının da bu miktar krediden bilgi sahibi olduğu ve kefaletin bu miktarla sınırlı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Ankara 17....

      Kefaletin, aynı borca diğer kimselerinde kefalet etmesi şartiyle vaki olduğuna alacaklının vukufu bulunduğunu kabule mahal olan hallerde bu şart tahakkuk etmezse, kefil mes'uliyetten beri olur.” hükmünü içermektedir. Hükme esas alınan 05.12.2011 tarihli bilirkişi raporunda borcun diğer kefilleri olan davalıların hisselerine göre davacı şirkete BK.nun 488. maddesine göre ödemekle yükümlü oldukları sorumluluk tutarları ayrı ayrı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece BK.nun 488. maddesi uyarınca davalı kefillerin sözleşmede belirlenen oranlarda sorumlu olacakları gözetilerek hüküm kurulması gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde kefil olan davalıların sorumlu oldukları miktar ayrı ayrı belirtilmeksizin toplam takip miktarı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 11. Davalı borçluların borç tutarına, faiz tutarına, faiz oranına, yetkiye yönelik itirazları ile kefaletin geçerliliği aşağıdaki şekilde değerlendirilmiştir; 12. Öncelikle davalıların genel kredi sözleşmesini kefil sıfatı ile imzalamış olduğu dikkate alınarak kefaletin geçerliliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. ... bekar olduğundan, 14.12.2017 tarihli kefalet sözleşmesine, eş muvafakatinin alınmasına 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun "eşin rızası" ile ilgili 584. Maddesi ve Ek fıkra: 28.3.2013-6455 S.K. / m.77'ye göre gerek olmadığının tespit edildiği, ...'in, en son ilan edilen sermaye yapısını gösteren 06.09.2010 tarih ve 7643 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde, dava dışı asıl borçlu .... Ltd....

          Ne var ki, davacı taraf takip talebinde istediği gecikme faizini dava konusu etmeyip sadece esas alacak yönünden itirazın iptali talep edildiğinden mahkememizce de işlemiş faize ilişkin hüküm kurulmamıştır. Davalı tarafın rapora itirazları esaslı ve yerinde görülmediğinden kabul edilmemiş, rapor hükme esas alınmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalıların ise müteselsil kefil olduğu olduğu, kefaletin geçerli olduğu, kefaletin takip ve dava konusu miktarı karşıladığı anlaşılmıştır. Davalılar savunmalarında, kefaletin geçersiz, faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürmüş ise de, tarafların tacir ve işin ticari olması nedeniyle sözleşmeyle kararlaştırılmış olan faiz oranına itirazları kabul edilmemiştir....

            Ne var ki, davacı taraf takip talebinde istediği gecikme faizini dava konusu etmeyip sadece esas alacak yönünden itirazın iptali talep edildiğinden mahkememizce de işlemiş faize ilişkin hüküm kurulmamıştır. Davalı tarafın rapora itirazları esaslı ve yerinde görülmediğinden kabul edilmemiş, rapor hükme esas alınmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalıların ise müteselsil kefil olduğu olduğu, kefaletin geçerli olduğu, kefaletin takip ve dava konusu miktarı karşıladığı anlaşılmıştır. Davalılar savunmalarında, kefaletin geçersiz, faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürmüş ise de, tarafların tacir ve işin ticari olması nedeniyle sözleşmeyle kararlaştırılmış olan faiz oranına itirazları kabul edilmemiştir....

              İcra dosyasının incelenmesinde takibe itirazın 1 haftalık süresi içinde yapıldığı itirazın iptali davasının ise 1 yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır. Dosya takipte yapılan hesaplamanın sözleşmeye uygun olup olmadığının denetlenmesi açısından bankacı bilirkişiye verilmiş alınan raporda kefaletin usulüne uygun olduğu, borcun 169.645,00 TL asıl alacak, 8.097,20 TL işlemiş faiz, 404,86 TL gider vergisi olmak üzere toplam 178.147,06 TL olduğunun bildirildiği görülmüş; rapora karşı somut ve teknik bir gerekçeye dayanmayan itirazların reddine karar verilmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe Eldeki dava kredi sözleşmesi kapsamında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili borcun ödenmediğini savunmuş davalı vekili ise asıl borçlu konkordato süreci içindeyken müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu öne sürmüştür....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/527 Esas KARAR NO: 2022/532 DAVA: İtirazın İptali ( Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan ) DAVA TARİHİ: 20/10/2020 KARAR TARİHİ : 08/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muvekkili bankanın ---- davalılardan --- imzalanan -----diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, müvekkili banka tarafından ilgili kredi sözleşmesine istinaden davalı --- ticari kredi kullandırıldığı, davalı ------ yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili bankanın taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesini feshettiğini, ilgili fesih işleminin-------yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlulara bildirildiğini, müvekkili bankanın bildirimine rağmen borcun ödenmediğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine --------sayılı dosyası üzerinden davalılar aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını...

                  Müşteriye kullandırılacak----- nakdi krediler genel olarak bu sözleşmede yer alan kredi işlemlerini kapsadığı gibi, --- tarafından uygulamaya konulan/konulacak diğer ---- kapsar.” şeklinde bir hükme yer verildiğini, fakat------ doğması muhtemel borçları da kapsayacağına dair kaydın kefaletin belirli olması şartını ortadan kaldırdığını,--------- kayıtların geçersiz olduğunun ifade edildiğini, gerek ------------- kararlarında kefaletin ----- olduğunun belirtildiğini, bir an için kefalet sözleşmesinin geçerliliği kabul edilse dahi ----doğmuş doğacak her türlü hak ve alacağına kefil olunması” şeklindeki kaydın kefaletin fer-i niteliğine aykırı olduğunu, sonraki tarihli kredi sözleşmeleri bakımından kefilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, asıl borçlu ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerinden kefil konumundaki müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, davacının dayandığı kefalet sözleşmesinin belirlilik ilkesine aykırı olması dolayısıyla müvekkillerinden talep edilen alacağın...

                    UYAP Entegrasyonu