WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından; kefaletin iadesine ilişkin bölüm tümden çıkarılarak yerine “Hükümlünün yatırdığı kefaletin cezanın infazına başlandığında hükümlüye iadesine,” tümcesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz '' düzenlemesi bulunmakta olup, anılan yasa az önce yukarıda belirtildiği üzere kefaletin geçerli olması için kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla ve bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu öngörmüştür. Davaya konu kira sözleşmesinde ise düzenlemeye uygun bir kefaletin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili ile Fadime Ocak arasında 29.03.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının ise sözleşmede kefil sıfatında bulunduğunu, sözleşmeye istinaden ticari kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın 27.03.2017 tarihinde kat edildiğini, banka tarafından yapılan yapılandırmanın amacının yeni bir akdi ilişki veya kredi oluşturmak değil, alacağın tahsilini sağlamak olduğunu, borcun davalı tarafından ödenmediğini, yapılandırmanın borcun yenilenmesi anlamına geleceğine dair beyan bulunmadığını, kefaletin unsurlarının olduğunu, dava konusu kredinin yapılandırmasının eski borcu sonlandırıcı etkisi bulunmadığını, kredi sözleşmesinin 3.5.2 maddesine göre, kefaletin ileride doğması muhtemel borçları da kapsadığını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı kiracı şirket ve davalı kefillerden ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı kiralayan vekili; borçlu davalılar hakkında, sözleşme gereğince ödenmeyen damga vergisi alacağı nedeniyle başlatmış olduğu icra takibine, davalı borçluların itiraz etmesi nedeniyle, itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili; taşınmazın iş yeri olarak kiralanmasına rağmen kullanılamadığından sözleşmenin feshedildiğini bu nedenle sözleşme gereği yükümlülüklerinin olmadığı savunarak davanın reddini talep etmişlerdir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2012/7625 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, itirazın iptali ile, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Davalı vekili, davacının önce rehni paraya çevirmesi gerektiğini, müvekkiline ihtarname keşide edilmediğini, sözleşmelerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, kaldı ki sözleşmenin şekil şartlarına uygun olmaması nedeniyle kefaletin geçersiz olduğunu, ayrıca, talep edilen faiz fahiş olduğu gibi, amir hükme aykırı olarak faize faiz yürütüldüğünü belirterek, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

              Mahkemece, takip dayanağı senette davalının borçlu olduğuna dair ifade bulunmadığı, kefil olarak sorumluluğuna gidilecekse bile kefaletin yasal şekil şartlarını taşımaması nedeniyle geçerli olmayacağı, davacının davalı ile arasındaki alacak borç ilişkisini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Dava konusu takibe ilişkin belgeler incelendiğinde, davalı borçlunun icra takibine itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya icra müdürlüğünce 19.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 13.08.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK 67/1. maddesi uyarınca, davacı alacaklı itirazın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir sene içinde itirazın iptali davasını açmamış olduğundan, mahkemece dava açma hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                V- DELİLLERİN TARTIŞILMASI, YARGILAMA ve GEREKÇE 9.Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 10.Davalı yanın genel kredi sözleşmesini kefil sıfatı ile imzalamış olması ve kefaletin geçersizliğine dair itirazlarının bulunması nedeniyle öncelikle kefaletin geçerli olup olmadığı hususu değerlendirilmiştir. Borçlar Kanunu 583. maddesinde; ''Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.'' düzenlemesine yer verilmiştir....

                  geçerli olup olmadığına yönelik olmadığını, kefaletin geçersizliğine ilişkin taraflar arasında bir çekişme bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

                  geçerli olup olmadığına yönelik olmadığını, kefaletin geçersizliğine ilişkin taraflar arasında bir çekişme bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu