Esas sayılı dosyası üzerinden giriştikleri icra takibine davalının haksız itirazda bulunması nedeniyle hakkındaki icra takibini durdurduğundan bahisle davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir....
Esas sayılı dosyası üzerinden giriştikleri icra takibine davalının haksız itirazda bulunması nedeniyle hakkındaki icra takibini durdurduğundan bahisle davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Davaya konu somut olayda daha önce ifade edildiği gibi kefaletin oluştuğu son tarih 25/05/1997'dir....
Bu geçersizlik hakim tarafından resen dikkate alınır (Gümüş, M.A.: Borçlar Hukuku, Özel Hükümler, İstanbul 2014, s.348). 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun “uygulama alanı” kenar başlıklı 603 üncü maddesinde “Kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu madde ile kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümlerin kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanması öngörülmüştür. Böylece kanunkoyucu kefalet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulama alanını genişletmiştir....
Davacı tarafından, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun 72. maddesi uyarınca kefaletin geçerli olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır.Dava konusu uyuşmazlık temelde, kefaletin geçerli olup olmadığı davacının kredi borcundan dolayı sorumlu olup olmadığı noktasındadır.Dosya safahatı incelendiğinde davanın -----tarihinde ------- kararı ile mahkememiz--------- sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiği, ----- tarihinde iş bu birleşen davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili (birleşen dosya davacısı) tarafından istinaf edildiği, ------- kararı ile birleşen iş bu dava dosyası yönünden -------- tarihli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunana Borçlar Kanunu'nun 484. maddesine göre, kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes'ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır....
Davalı ... yönünden ise eş rızasının alınmadığı, davalı ...’in şirketteki hissesini 26.09.2012 tarihinde devrederek ortaklıktan ayrıldığı sözleşme tarihi itibariyle şirket ortağı olmadığı bu yönü ile kefaletin geçerli olabilmesi için eş rızasının zorunlu olup bu şartın gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Davalı ... Yönünden; sözleşmede kefalet türünün belirtilmediği, ancak sözleşmenin ticari kredi sözleşmesi olup teselsül karinesi gereği kefaletin türünün yasal karine ile tayin edilmiş olduğu davalı ... Yönünden kefaletin geçerli olduğu anlaşılmıştır. 03.03.2017 tarihli ve 24.04.2017 tarihli Sözleşmede; tek kefilin ... olduğu, bu kişinin sözleşmeyi hem kefil hem de şirket temsilcisi sıfatıyla imzaladığı, kefalete ilişkin şekil koşulların yerine getirildiği ve geçerli olduğu anlaşılmıştır. Davalı ... vekili; sözleşmelerde kefalet süresinin belirtilmediği bu nedenle kefaletin geçerli olmadığını savunmuştur. TBK 583....
Grubu şirketlerinde hissedarlıklarının ve kanuni temsilciliklerinin bulunduğu, davacının vekaletnameyi bilerek ve sonuçlarına katlanmak üzere verdiği, dava konusu şirketin borcundan dolayı 2000 yılında başlatılan icra takibi sonrasında açılan itirazın iptali davasından davacının 2003 yılında imzalanan Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi nedeniyle feragat ettiği ve takibin kesinleştiği, mezkur alacakların takip hukuku çerçevesinde kesinleştiği, davacının kefaletin geçersiz olduğuna ilişkin iddialarını itirazın iptali davasına konu etmediği, Fon Kurulu kararı gereği icra takibinden sarfınazar edildikten sonra dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, ......
Grubu şirketlerinde hissedarlıklarının ve kanuni temsilciliklerinin bulunduğu, davacının vekaletnameyi bilerek ve sonuçlarına katlanmak üzere verdiği, dava konusu şirketin borcundan dolayı 2000 yılında başlatılan icra takibi sonrasında açılan itirazın iptali davasından davacının 2003 yılında imzalanan Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi nedeniyle feragat ettiği ve takibin kesinleştiği, mezkur alacakların takip hukuku çerçevesinde kesinleştiği, davacının kefaletin geçersiz olduğuna ilişkin iddialarını itirazın iptali davasına konu etmediği, Fon Kurulu kararı gereği icra takibinden sarfınazar edildikten sonra dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, Bank Kapital'in hakim ortak istismarı ile Fon'a devredilmiş bir banka olduğu, Banka hakim ortaklarının Banka'nın kaynaklarını kendi lehlerine ve Banka zararına sebebiyet verecek şekilde kullandıkları, kefaletteki 10 yıllık hak düşürücü sürenin alacağın takip edilmesini düzenleyen süre olduğu, fiili durumda davacı hakkında kesinleşmiş 10 adet...
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının vekalet verdiği Mahmut Ceylan'ın yeğeni olduğu ve Bank Kapital'in hakim ortağı olan Ceylan Grubu şirketlerinde hissedarlıklarının ve kanuni temsilciliklerinin bulunduğu, davacının vekaletnameyi bilerek ve sonuçlarına katlanmak üzere verdiği, dava konusu şirketin borcundan dolayı 2000 yılında başlatılan icra takibi sonrasında açılan itirazın iptali davasından davacının 2003 yılında imzalanan Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi nedeniyle feragat ettiği ve takibin kesinleştiği, mezkur alacakların takip hukuku çerçevesinde kesinleştiği, davacının kefaletin geçersiz olduğuna ilişkin iddialarını itirazın iptali davasına konu etmediği, Fon Kurulu kararı gereği icra takibinden sarfınazar edildikten sonra dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, Bank Kapital'in hakim ortak istismarı ile Fon'a devredilmiş bir banka olduğu, Banka hakim ortaklarının Banka'nın kaynaklarını kendi lehlerine ve Banka zararına sebebiyet verecek şekilde...
in hakim ortağı olan Ceylan Grubu şirketlerinde hissedarlıklarının ve kanuni temsilciliklerinin bulunduğu, davacının vekaletnameyi bilerek ve sonuçlarına katlanmak üzere verdiği, dava konusu şirketin borcundan dolayı 2000 yılında başlatılan icra takibi sonrasında açılan itirazın iptali davasından davacının 2003 yılında imzalanan Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi nedeniyle feragat ettiği ve takibin kesinleştiği, mezkur alacakların takip hukuku çerçevesinde kesinleştiği, davacının kefaletin geçersiz olduğuna ilişkin iddialarını itirazın iptali davasına konu etmediği, Fon Kurulu kararı gereği icra takibinden sarfınazar edildikten sonra dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, ...'...