İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmede kefil olan davalının sorumlu olduğu miktarın ve kefalet tarihinin yazılı olmaması nedeniyle TBK'nun 583. maddesi veya BK'nın 484. maddesi hükmü gereğince kefaletin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
İhtiyati haciz sırasında verilen icra kefaleti de geçerli olup, asıl borçlu hakkında takip iptal edilmediği sürece kefaletin geçerliliği devam eder.İcra kefaletinin şekli hakkında ise, İcra ve İflas Kanunu'nda özel bir düzenleme bulunmadığından 06.10.2010 olan icra kefalet tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 483 ve takip eden maddeleri hükümlerinin gözetilmesi gerekir. Bu hükümlere göre de; kefaletin geçerli olabilmesi için, kefilin beyanının icra tutanağına geçirilmesi ve tutanağın altının imzalanması gerekir (İİK.m.8). Ayrıca, kefilin kefil olduğu miktarın belirli olması (borcun tamamı veya kefalet kısmi ise kısmen kefil olunan miktar) ve kefaletin herhangi bir koşula bağlı olmaması gerekir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacının, kefaletin tümüyle geçersiz olduğunu ileri süremeyeceği, kendi alacak miktarı kadar kısmının muvazaalı olduğu iddiasında bulanabileceği,iptali istenen senetlerin düzenleme tarihi ile takip tarihleri ile davacının alacağına konu çeklerin düzenleme ve takip tarihleri nazara alındığında davacının alacağının tasarruf işleminden sonra olduğu,davacı tarafça kesin süre içerisinde kat'i aciz belgesi sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, eski hale getirme talebini de kapsar şekilde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; borcun muaccel olmadığını, temerrüt koşullarının oluşmadığını, davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, takip talebinde hangi kredi sözleşmesine dayandığının belirtilmediğini, geçerliliğin kabul edilmeyen kredi sözleşmesinden sonra davalı ile asıl borçlu arasında başka kefillerde alınarak başka kredi sözleşmeleri yapıldığını, borcun yenilendiğini, kefaletin ortadan kalktığını, geçerli bir kefaletin bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; tüketici kredisi borçlanma ve rehin sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı şirket arasında genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşmede kefil sıfatı ile imzası bulunduğunu, kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davalı banka tarafından müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, TBK 583.maddesi uyarınca kefaletin geçerli olabilmesi için kefilin sorumlu olacağı muayyen bir miktarın belirtilmiş olması gerektiğini, bunun bir geçerlilik şartı olduğunu, müvekkilinin sorumlu olacağı azami miktarın sözleşmede belirtilmediğini,bu yönü ile kefaletin geçerli olmadığını belirterek kefalet sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespitine ve kefalet sözleşmesi kapsamında bu güne kadar müvekkilinin maaş hesabından kesilen paraların iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HD. 20.02.2014, E: 2013/17460, K: 2014/3325 ) örtüştüğünden; kefaletin geçerli olduğu ve bu nedenle kararının sair temyiz itirazları yönünden incelenmesi gerektiği kanaatiyle, aksi yönde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyoruz. ...
dan alınan kefaletin geçersiz olduğunu, kefaletin şeklini ve geçerliğini düzenleyen TBK'nun 582 ve devamı maddelerine uygun bulunmadığını, icra dosyasında yer alan kefalet tutanağının ... dışında bir kişinin el yazısıyla hazırlandığını, ...'ın okuma yazması bulunmadığını, kefaletin yapıldığı tarihte hareket etmesini zorlaştırıcak nitelikte hastalığı bulunduğunu, ağır derecede hasta olduğunu, kefaletin kanundaki sayılan şartlara aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunu, davacı müvekkili ... ...'dan alınan kefaletin de aynı yasa maddelerine dayalı olarak geçersiz olduğunu, 13.03.2011 tarihinde...Komutanlığı tarfından Multipl Skleroz tanısı konduğunu, bahsi geçen hastalığa sahip bir bireyin kefalet tutanağı hazırlayabilecek konumda olmasının mümkün olmadığını, sonuç olarak muris kefil ... ve kefil ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/04/2021 NUMARASI : 2019/246 ESAS - 2021/107 KARAR DAVA KONUSU : MENFİ TESPİT KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; dava harici babası Ramazan Kesmez hakkında davalı banka tarafından başlatılan icra takibi sebebiyle uygulanan haciz esnasında ve haciz baskısı altında icra kefili olmak zorunda kaldığını, ancak alınan kefaletin TBK 583 maddesinde aranan şekil şartlarına haiz olmadığını, zira kefil tarafından el yazısı ile yazılması zorunlu olan kefalet tarihi, sorumlu olunan azami miktar ve müteselsil kefalet altına girildiği anlamına gelecek ifadeye ilişkin yazıları kendisinin yazmadığını, bu yüzden kefaletin geçersiz olduğunu ileri sürerek, Denizli 9....
İcra Dairesi'nin ... esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığını, itirazların yerinde olmadığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına,davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalılar vekili,imzalanan kredi sözleşmesine istinaden kullanılan kredilerin bankaya ödendiğini ya da yapılandırılarak yeni sözleşmelerin yapıldığını, müvekkillerinin kefil olduğu ödenmeyen kredi borcunun bulunmadığını, kefaletin şekil şartlarına uyulmadığını,kefilin sorumlu olacağı azami miktarı, kefalet tarihi, müteselsil veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyi kendi el yazısı ile yazmasının yasal zorunluluk olduğunu, kefalet tarihi,tutarı ve kefilin beyanı yazılarının müvekkiline ait olmadığını,müvekkili ...'nun davalı şirket yönetiminden 2009 yılında ayrıldığını, 2012 yılında ise hisselerini devrederek ortaklıkdan ayrıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesinde düzenlenen rücu alacağına yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı, davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK.'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. İleri sürülen istinaf sebepleri, celp edilen ödeme ve kefalete ilişkin belgeler ile alınan bilirkişi raporunda hesap edilen miktarda kredi borcunun, murisin borcuna kefil olan davacı tarafından ödendiği anlaşılmıştır. Davalılar tarafından kefaletin eş rızası bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; TBK 596/6 maddesinde rücu hakkını ortadan kaldıran sebeplere yer verilmiş olup, ileri sürelen kefaletin geçersizliği sebebi sayılan sebepler arasında değildir. Bu sebeple, kefalet sözleşmesinde eş rızasının bulunmaması mirasçıların kefile karşı ileri sürebilecekleri defi mahiyetinde değildir....