Yönetim kayyımlığının asıl görevi malların idaresi olup, kayyımlığın kaldırılması ile görevi sona erer. Somut olayda, davacı kayyım tarafından ecrimisil talepli dava açıldıktan sonra, yargılama sırasında kayyım atanan kişinin mirasçıları tarafından tapuda intikal işlemi gerçekleştirildiği gibi kayyımlık kararının da kaldırıldığı ve kayyımın görevinin sona erdiği hususları dosya kapsamı ile sabittir. Dava tarihi itibarıyla kayyımın davayı açmaya ehil olduğu, ancak dava görülürken taşınmazın mirasçılara tapuda intikal ettiği ve kayyımlık kararının mahkeme kararıyla kaldırıldığı ve temsil sona erdiğine göre, tapu maliklerinin mirasçılarına davanın resen ihbar edilmesi ve davayı takip edip etmemelerine göre bir karar verilmesi gerekirken, kayyımın taraf sıfatı kalmadığından bahisle davanın usulden reddi karar verilmesi isabetsiz olmuştur....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/814 esas sayılı dosyasında 14/11/2016 tarihinde şirketin olağanüstü genel kurulunda alınan kararların yürütülmesinin geri bırakıldığını, şirket temsilcisi ile şirket ortakları arasındaki açılan ve devam eden davalardan ötürü şirketin haklarını koruyacak bir kayyımın atanması gerektiği belirtilerek davalı şirkete kayyım atanması talep ve dava edilmiştir....
Davalı kayyımın harç ve giderlerden sorumlu tutulmasının yasal dayanağı yoktur. Bu itibarla 3561 sayılı kanunun 2. maddesinde muafiyet tanınan harç kelimesi ile atıf yapılan harç; 492 sayılı kanunun 1. maddesinde tahdidi sayılan tüm harç kalemleridir. Bu itibarla 3561 Sayılı Yasa gereğice tüm kayyımlık işleri; 492 sayılı kanunda sayılan harçlardan muaftır. Dolayısıyla davada temsil görevini de kapsayan kayyımlık işlerinin yargı harçlarından muaf olduğu izahtan varestedir. 492 sayılı harçlar kanunun 13/j maddesi gereğince; kayyım idaresine yargı harçlarından muafiyet tanınmamış ise de; 3561 sayılı yasanın 492 sayılı yasaya göre özel yasa nitelikte olduğu açık olup; kayyımlık işlerinin yargı harçları da dahil olmak üzere tüm harçlardan muaf olması yasal bir zorunluluktur. Davacı hazinenin yargılama gider_i talebi bulunmamıştır....
Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir." hükmünü düzenlemiştir. Davacı pay sahibinin çağrı istemine yönetim tarafından yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği bunun üzerine aynı pay sahibi tarafından genel kurulun toplantıya çağrılmasının mahkememizden istenildiği,------- yılından beri---------- yapılmadığından mahkememizce toplantı yapılmasına gerek görüldüğü anlaşıldığından gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere ------- atanmasına, kayyımın, görevlerinin ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerinin kararda gösterilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Maddesi gereği de kayyımlık hesabında bulunan 12.679,73 TL'nin (hesabın kapanacağı tarihe kadar işleyecek faizi ile birlikte) Hazineye irad kaydedilmesi için iş bu davanın açılmasının zarureti hasıl olduğunu beyan ederek T3 hakkında gaiplik kararı verilmesini ve Halk Bankası Yozgat Şubesinde açılan AK001065 nolu kayyımlık hesabında bulunan 12.679,73 TL'nin (hesabın kapanacağı tarihe kadar işleyecek faizi ile birlikte) Hazineye irad kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, sulh hukuk mahkemesinin kayyımlık kararının hala mevcut olduğunu, mahkemece mirasçı olduğunu iddia edenlere kayyımlığı kaldırılması davası açmak üzere süre vermek ve davanın sonucunu bekleyerek sonucuna göre bir işlem yapmak gerekirken doğrudan veraset ilamına dayalı olarak davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Açılan dava, ecrimisil istemine ilişkindir....
Velayetin kaldırılması davasında davalı anne ve küçük çocuk arasında menfaat çatışması vardır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4. ve 9. maddeleri ve Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince çocuğu bu davada temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, çocuğu temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde tarafların ve kayyımın delillerinin toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan, davanın velayetin değiştirilmesine ilişkin olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
erdiğini, açıklanan nedenlerle Niyazi Altınel, Hüseyin Abbas, Şengül Önal, Namık Şengün, Günay Acıçimen, Kadir Cemal Dinçdoğan, Naci Salmaner, Nurettin Arslan, Abdulkerim Göktürk, ve Zehra Başaran adına Defterdarlık Kayyımlık bürosu tarafından yönetilen paranın Hazine'ye intikaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararın gerekçesinde gaipliğine karar verilen şahıs için açılan kayyım tayini davasında verilen kararda atanan kayyımın temsil kayyımı olduğunu, yönetim kayyımı olmadığını ve bu sebeple de kayyımın davada taraf sıfatının bulunmadığına değinmiş ise de gerekçenin yerinde olmadığını, zira Ürgüp Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/86 Esas 2009/146 Karar sayılı dosyasında verilen kayyımlık kararını müteakip ilgili şahsın Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/320 Esas sayılı kamulaştırma dosyasında önce temsil edildiğini, daha sonra taşınmazın satılması ile şahsın payına düşen miktarın yine kayyımlık kararı olduğu için kayyım adına banka hesabında yöneltildiğini, bu paranın yönetiminin ve idaresinin kayyım tarafından yapıldığını, daha önce de aynı gerekçelerle açmış oldukları birçok davada, evvel itibariyle verilen kayyımlık kararlarında özellikle yönetim kayyımı şeklinde bir ibare olmadığı halde bu hususun...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararın gerekçesinde gaipliğine karar verilen şahıs için açılan kayyım tayini davasında verilen kararda atanan kayyımın temsil kayyımı olduğunu, yönetim kayyımı olmadığını ve bu sebeple de kayyımın davada taraf sıfatının bulunmadığına değinmiş ise de gerekçenin yerinde olmadığını, zira Ürgüp Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/86 Esas 2009/146 Karar sayılı dosyasında verilen kayyımlık kararını müteakip ilgili şahsın Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/320 Esas sayılı kamulaştırma dosyasında önce temsil edildiğini, daha sonra taşınmazın satılması ile şahsın payına düşen miktarın yine kayyımlık kararı olduğu için kayyım adına banka hesabında yöneltildiğini, bu paranın yönetiminin ve idaresinin kayyım tarafından yapıldığını, daha önce de aynı gerekçelerle açmış oldukları birçok davada, evvel itibariyle verilen kayyımlık kararlarında özellikle yönetim kayyımı şeklinde bir ibare olmadığı halde bu hususun...