CEVAP: Davalı kayyım vekili cevap dilekçesinde özetle; 4721 sayılı TMK 427 ve 588 maddeleri ile 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrası gereğince davanın yasal dayanağının olmadığını, taşınmazda kayyım tayini istenilen kişinin payının yönetimi hususunda TMK 427 madde ve 3561 sayılı Kanun hükümleri gözetilerek yönetim kayyımı tayin edilmesi gerektiğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece; kayyım tayini için TMK'nin 427. maddesi ile 3561 sayılı Kanun'un aradığı yasal şartların bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
Kayyım tayin edilen mal memuru, Hazine avukatı bulunan yerlerdeki dava ve icra işlerinde vereceği yetki belgesi ile Hazine avukatı tarafından temsil olunur." şeklinde düzenlenmiştir. 3561 Sayılı Kanun uyarınca kayyım atanmasına ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 sayılı HMK 385/2. mad.) Ayrıca, bu davalar da mahallin en büyük mal memuru yönetim kayyımı tayin edilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava kayyım tayini talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili T8 kayyım tayini için Erzurum 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği yetkiye istinaden kayyım tayini talebinde bulunmuş, yargılama aşamasında davacı davasını kooperatifin ihyası ve terditli olarak kayyım tayini olarak ıslah etmiş ise de kayyım tayini davasının hasımsız olarak açıldığı, kooperatifin ihyası davası ile kayyım tayini davasının farklı yargılama usullerine tabi davalar olduğu, davacılar vekilinin ıslah talebinin usule uygun olmadığı, davacılar vekilinin ihya davası için aldığı yetki ile hasımlı olarak usulüne uygun yeni dava açması gerektiği, mahkemece davanın reddi kararının isabetli olduğu anlaşılmaktadır....
Ancak eldeki işbu davada Kayyım adayı "davalı" sıfatına sahip olmadığından ve herhangi bir şekilde daha henüz "Kayyım" sıfatını kazanmadığından, yukarıda açıklanan gerekçeyle kayyım adayı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetli olmuştur. Açıklanan tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olmakla kayyım adayı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nin 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Sakarya Baro Başkanlığına müzekkere yazılarak, T5 Ayşe, Necip ve Sıdıka'ya kayyım olabilecek, aralarında menfaat çatışması olmayan, ilçede bulunan avukatlardan birinin görevlendirilmesi istenilmiş Sakarya Baro Başkanlığı'nın 03/01/2020 tarih, 46117343- 622.03 sayılı cevabi yazısı ile kayyım adayı olarak Av. T4 belirlendiği bildirilmiştir. Kayyım adayı Av. T4 duruşmadaki beyanında özetle; Kayyımlığının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Beyanda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Kayyımlık Bürosu vekili beyan dilekçesinde özetle; her ne kadar dosyada adı geçen Ayşe, T5 Necip ve Sıdıka için Sakarya Barosu avukatlarından Av. T4 kayyım olarak atandığını ancak Karasu Sulh Hukuk Memurluğu'nun 2022/15 sayılı satış dosyası ile satış yapılmışsa da ihale sonucu kayyım olarak atanan kişilere düşen bedelin usulüne uygun kayyım tayini kararı olmadığından Kayyımlık Bürosuna aktarılamadığını, 3561 sayılı Kanun'un 1....
CEVAP: Davalı kayyım vekili cevap dilekçesinde özetle; kayyım tayini talep edilen kişinin malvarlığının yönetimi hususunda Hazinenin menfaatinin bulunduğu gözetilerek T5nın söz konusu taşınmazda kayyım tayini istenen kişinin payının yönetimi için 4721 sayılı TMK 427 maddesi ile 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun hükümleri gözetilerek yönetim kayyımı tayin edilmesi gerektiğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; Rize İli Merkez İlçesi Dağsu Mahallesi 1086 ada 1 parsel sayılı taşınmazda malik olarak yer alan T4'nun kendisinin ve mirasçılarının kim oldukları bilinmediğinden Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/1180 esas sayılı dosyasında hak ve menfaatlerinin korunması için Rize İl Defterdarlığının kayyım olarak atanmasına karar verilmiştir. Karara karşı kayyım vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava kayyım tayini talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı...vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili ...Yapı Kooperatifine kayyım tayini için Erzurum 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği yetkiye istinaden kayyım tayini talebinde bulunmuş, yargılama aşamasında davacı...davasını kooperatifin ihyası ve terditli olarak kayyım tayini olarak ıslah etmiş ise de kayyım tayini davasının hasımsız olarak açıldığı, kooperatifin ihyası davası ile kayyım tayini davasının farklı yargılama usullerine tabi davalar olduğu, davacılar vekilinin ıslah talebinin usule uygun olmadığı, davacılar vekilinin ihya davası için aldığı yetki ile hasımlı olarak usulüne uygun yeni dava açması gerektiği, mahkemece davanın reddi kararının isabetli olduğu anlaşılmaktadır....
Maddede de belirtildiği üzere, mahkemece bu yoldaki istem yerinde görülürse, gündemi düzenlemek ve genel kurul çağrısı yapmak üzere azlık oy sahipleri adına bir kayyım atanmalı ve kararda kayyımın görev ve yetkilerinin gösterilmesi ile yetinilmelidir. Diğer bir söyleyişle, atanan kayyım, mahkemenin değil azlık oy sahiplerinin adına görev ifa etmelidir. Kanuni düzenleme, genel kurulu toplantıya çağıran süjenin mahkeme olmayıp azlık oy sahipleri adına hareket edecek olan kayyım olduğunu belirlemektedir. Bu durumda, toplantı çağrısında bulunmaya yetkili makamın atanan kayyım olduğunun ve esasen TTK'nın 413/(1). maddesinde de belirtildiği üzere, toplantı gündeminin belirlenmesinin mahkemenin değil 412. madde uyarınca atanan çağrıya yetkili kayyımın görevi bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere re'sen mali müşavir ...'ın kayyım olarak atanmasına karar vermek gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21.10.2013 tarih 2013/309 Esas, 2013/390 Karar sayılı ilamı ile kayyım atanmasına ilişkin davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği belirtilerek bu yönden Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, gönderilen sulh hukuk mahkemesi tarafından; 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun ve 4721 sayılı Medeni Kanunun 426 ve diğer maddelerinde belirtilen kayyım atanmasını gerektiren hallerin mevcut olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir....
Açıklanan bu hukuki düzenlemelere göre;istinaf dilekçesinin kayyımın şahsına itiraz olarak kabul edilip ileri sürülen sebeplerin öncelikle sulh hukuk mahkemesince değerlendirilmesi, itiraz nedenleri yerinde görülmediği takdirde buna ilişkin kararla birlikte evrakın denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi ve denetim makamınca bu konuda kesin bir karar verilmesi gerektiğinden kayyım adayı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur. HÜKÜM/: 1- Kayyım adayı vekilinin istinaf başvurusunun HMK' nın 352 ve 355 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2- Kayyım adayı tarafından yatırılan istinaf harçlarının hazineye irat kaydına, 3- İstinaf yargılama giderinin kayyım adayı üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK 362/1- b maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....