"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kayyımlık Kararının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek görülen; 1-... 16.Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/1449 esas 2000/881 karar sayılı kayyımlık dosyasının, 2-... 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/127 esas-2005/319 karar sayılı, 3-... 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/554 esas sayılı, 4-... 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1991/297 esas-1994/1031 karar sayılı, 5-... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 esas sayılı dava dosyalarının eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 08.02.2010 (Pzt.)...
DAVA TÜRÜ :Kayyımlık Kararının Kaldırılması Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin * 24.5.2007 gün ve 8290-8674 sayılı ilamiyle * bozulmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. Hüküm, kayyımlık kararının kaldırılmasına ilişkin olup, sulh mahkemesince verilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/lll – 1 ve 2 maddeleri gereğince, aynı yasanın 8. maddesinde gösterilen davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlara karşı, karar düzeltme yoluna gidilemez.Dava, 440/lll-2. maddede ayrık tutulan davalardan da değildir. Bu itibarla inceleme olanağı bulunmayan karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 09.10.2007...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kayyımlığın kaldırılması talebine ilişkindir. 3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un 2. maddesi ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 427. maddesinde, "Bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde; vesayet makamı, bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması halinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder." hükmü yer almaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kayyımlığın kaldırılması talebine ilişkindir. 3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un 2. maddesi ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 427. maddesinde, "Bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde; vesayet makamı, bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması halinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder." hükmü yer almaktadır....
Bilindiği üzere TMK'nın 588.maddesi ile "Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin mal varlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da mal varlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse, hazinenin istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir. " hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan temsil kayyımı belirli ve ivedi işlerde bir kimsenin kişisel ve mal varlığı ile ilgili hususlarda temsili için atanırken yönetim kayyımı uzun süreden beri haber alınamayan sağ olup olmadığı veya nerede olduğu bilinemeyen kimselerin mal varlıklarının yönetimi için atanır. Bu anlamda temsil kayyımlığında kişinin temsili esas alınırken, yönetim kayyımlığında mal varlığının yönetimi esas alınmaktadır. Nitekim, Tük Medeni Kanunun 588.maddesinde de, belirli mal varlığının yönetiminden bahsedildiğine göre, belirtilen kayyımın yönetim kayyımı olduğu anlaşılmaktadır....
Bilindiği üzere TMK'nın 588.maddesi ile "Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin mal varlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da mal varlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse, hazinenin istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir. " hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan temsil kayyımı belirli ve ivedi işlerde bir kimsenin kişisel ve mal varlığı ile ilgili hususlarda temsili için atanırken yönetim kayyımı uzun süreden beri haber alınamayan sağ olup olmadığı veya nerede olduğu bilinemeyen kimselerin mal varlıklarının yönetimi için atanır. Bu anlamda temsil kayyımlığında kişinin temsili esas alınırken, yönetim kayyımlığında mal varlığının yönetimi esas alınmaktadır. Nitekim, Tük Medeni Kanunun 588.maddesinde de, belirli mal varlığının yönetiminden bahsedildiğine göre, belirtilen kayyımın yönetim kayyımı olduğu anlaşılmaktadır....
Mal memuru kayyımlık yetki ve görevlerinin bir bölümünü, sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla, astlarına devredebilir. Yetki devri, yetki devreden kayyımın sorumluluğunu kaldırmaz. Kayyım tayin edilen mal memuru, Hazine avukatı bulunan yerlerdeki dava ve icra işlerinde vereceği yetki belgesi ile Hazine avukatı tarafından temsil olunur." şeklinde düzenlenmiştir. 3561 Sayılı Kanun uyarınca kayyım atanmasına ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 sayılı HMK 385/2. mad.) Ayrıca, bu davalar da mahallin en büyük mal memuru yönetim kayyımı tayin edilir....
İSTİNAF NEDENLERİ; Karara karşı davalı vekili; yerel mahkemece 2018/597 Esas 2018/506 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen mirasçılık belgesine dayanılarak tapu maliki Pavlina Bilaks ile nüfus kaydındaki kişilerin aynı kişiler olduğuna karar verildiği, ancak kayyımlık kararının kaldırılması istenen kişi ile davacılar murisinin aynı kişi olup olmadığının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespiti gerektiği gerekçesiyle eksik inceleme kapsamında yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, 3561 Sayılı yasaya göre verilen kayyımlık kararının kaldırılması istemine ilişkindir. 3561 Sayılı Kanun uyarınca atanan kayyımlığın kaldırılmasına ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 sayılı HMK 385/2. mad.)...
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, 3561 sayılı Kanun kapsamında kayyım atanmasının kaldırılması istemine ilişkindir. 3561 Sayılı Kanunun 2/1. maddesi uyarınca 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder. Yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere kayyım, sahipsiz mallar ile kimliği bilinmeyen şahıslara atanır....
DAVA KONUSU : Kayyımlık (Kayyım Atanması) KARAR : Taraflar arasında görülen, yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilama ilişkin olarak istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gönderilmiş olmakla incelendi....