"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, nüfus kaydında sağ gözüken ...'ın ölü olduğunun tespitine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın ölü olduğunun yazıldığı anlaşılmakla mahkemece duruşmaya katılan ve kendisine karar tebliğ edilen davalının ve tapu kayıt malikinin aynı şahıs olup olmadığının, kadastro tespit tutanağındaki bilgilerden ve nüfus kayıtlarından da yararlanılarak davalı ...'...
'nin sağ olup olmadığı araştırılıp, sağ ise Tebligat Yasasının 28 ve devamı maddelerinde belirtilen usullerle araştırma yapılıp, adres tespiti halinde bu adrese gerekçeli kararın ve temyiz dilekçesinin tebliği; eğer ölü ise bu husus nüfus kayıtları ile tespit edildikten ve mirasçıları saptandıktan sonra bu kişilere ve diğer dahili davalılara gerekçeli kararın ve temyiz dilekçesinin Tebligat Yasası ve Tüzük hükümlerine uygun olarak yöntemince tebliği sağlanıp temyiz süreleri beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın nüfus kayıtlarına göre sağ olmasına rağmen ölü olduğundan bahisle tebligat yapılmadığının anlaşılması üzerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10 uncu maddesi ve devamı hükümleri gereğince usulüne uygun tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenilmesi, müteakip işlemlerin tamamlanmasından sonra tebligat parçasının ve verilmesi hâlinde temyiz dilekçesinin dosyasına eklenmesi için Hukuk Genel Kurulunca dosya eksiklik tamamlama sistemiyle mahal mahkemesine müzekkere yazılmıştır. Mahkemece verilen cevapta; “…dahili davalı ...'ın nüfus kayıtlarında sağ olarak göründüğü ancak Mernis sisteminde ve Uyap sisteminde kayıtlı tebliğ adresinin bulunmadığı görülmekle, dahili davalı ...'ın tebliğe yarar açık adresinin tespiti hususunda kolluk araştırması yapılmış, kolluk tarafından düzenlenen 22.11.2023 tarihli tutanak ile dahili davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Müştekiye ait cep telefonunun alışveriş yapmak için gittiği marketten çalınması, kamera görüntülerinden hareketle çalan kişinin sanık olduğunun tespit edilmesi, buna karşılık sanığın aşamalarda alınan savunmalarında, görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını beyan ederek üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi ve görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığının tespiti bakımından alınan bilirkişi raporunda, sanığın sağ ve sol profillerinden çekilmiş fotoğraflarının Ulusal Kriminal Büro'ya gönderilmesi sonrasında ek karşılaştırma yapılması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, sanığın sağ ve sol profilden fotoğrafları dahil olmak üzere teşhise elverişli fotoğrafları usulüne uygun olarak temin edilip, gerektiğinde büyütme ve netleştirme teknikleri de kullanılmak suretiyle kamera görüntüleri değerlendirilerek, Ulusal Kriminal Bürodan veya Adli Tıp Fizik İhtisas...
K A R A R Davacı ... vekili, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazda malik olarak yer alan kişilerin kim olduğu ve nerede olduğu bilinmediği nedeniyle Hâzinenin hak ve menfaatlerinin korunması için malik olarak görünen ... (...)'na İl Defterdarının yönetim kayyımı atanmasını istemiştir. Mahkemece; kayyım atanması istenen kişinin nüfusa kayıtlı olduğu, ölü olmakla birlikte sağ ve yasal mirasçılarının bulunduğu, bu haliyle kayyım tayinine ilişkin kanunun aradığı şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili taralından temyiz edilmiştir....
nin hak ve menfaatlerinin korunması için malik olarak görünen Hasan (Ceritoğull): Ali oğlu'na İl Defterdarı’nın yönetim kayyımı atanmasını istemiştir. Mahkemece; kayyım atanması istenen kişinin nüfusa kayıtlı olduğu, ölü olmakla birlikte sağ ve yasal mirasçılarının bulunduğu, bu haliyle kayyım tayinine ilişkin kanunun aradığı şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir. 1- Dosya kapsamına, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un 2/4. maddesinde kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır hükmü yer almakta ise de maddede yer alan harçlardan müstesna olunan haller kapsamına yargı harçlarının dahil olduğuna dair açık bir hüküm bulunmamadığına (Y.H.G.K.'nun 08.06.2011 gün ve 2011/3-243-392 sayılı kararı), 3561 sayılı Yasa uyarınca ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölüm Tarihinin Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava; ...’in ölümünün tespitine ilişkindir. Tescil idari işlem ise de ölümün ve ölüm tarihinin tespiti adli yargının görevine girer. Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda yada başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse iddiasını ispat etmek zorundadır.(TMK.md.29) Delillerin bu çerçevede değerlendirilip karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Dosyanın tetkikinden; dava konusu Giresun İli Çamoluk İlçesi Yuvacık Mahallesi 283 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak belgesizden ve ölü olduğu bilinmekle birlikte mirasçılarının tespitine elverişli belgenin bulunamaması sebebiyle Osman oğlu T4 adına 01.10.2007 tarihinde tespit edildiği, T4'un ölü olduğunun beyanlar hanesine işlendiği, askı ilanın 03/07/2009- 03/08/2009 tarihleri arasında yapıldığı ve askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine tespitin kesinleştiği, tapu kaydında da kayıt malikinin ölü olduğunun belirtilmiş olduğu, davanın ise on yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 24/09/2019 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmıştır. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmadığı gibi, bu şekilde dava açılması durumunda, davanın sonradan mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır....
Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması hâlinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacıdan davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir. Ne var ki davacının, davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir. Nitekim HMK’nın 124’üncü maddesinde; “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir....