WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu parselin kadastro tutanağının incelenmesinde, taşınmaza Haziran 1303 yoklama tarihli 110 sıra numaralı tapu kaydının revizyon gördüğü ve ... (...) adına kayıtlı olduğu ancak ölü olmasına rağmen mirasçıları belirlenemediğinden ölü olduğu beyanlar hanesine yazılmak suretiyle tespit yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya getirtilen Tokat Asliye Hukuk Mahkemesinin 1958/108-711 esas ve karar sayılı ilamının incelenmesinde; muris Ayrancıoğullarından ... oğlu ...'in nüfus yazımlarından önce 1320 Yılında vefat ettiğinin yazılı olduğu görülmektedir. Soyadı Kanunu 25.06.1934 tarihinde yayınlanıp 6 ay sonra yürürlüğe girdiğine göre 1320 yılında vefat eden birinin soyadı alamayacağı açıktır. Kaldı ki, kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle nüfusa kayıtlı olması gerekir....

    ın sağ olması nedeni ile nüfus kaydında 8.8.1976 tarihinde öldüğüne ilişkin tescilin iptal edilmesi gerektiği ve ...'ın doğum tarihinin gerçeği yansıtmadığı bildirilerek doğum tarihinin değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı ... Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada ...'ın sağ olduğunun tespiti ile nüfus kütüğündeki ölüm kaydının iptali, ayrıca adı geçen kişinin kayden 8.8.1965 olan doğum tarihinin 8.8.1957 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. 1-...'ın sağ olduğunun tespiti ile ölüm kaydının iptali istemi ile ilgili olarak; dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz itirazlarının reddi ile bu konuyla ilgili usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, 2-...'...

      Özetle; nüfus kayıtlarında T1 kayıtlarının mevcut olmadığı, davacının babası ile ilgili muris arasındaki bağın nüfus kayıtlarından tespit edilemediği ancak aynı hane kayıtlarında Hüseyin ismine Hüseyin ve Hatice oğlu 15/04/1929 doğumlu Ahmet, Hüseyin ve Hatice kızı 01/04/1931 doğumlu Emine Doğan, Hüseyin ve Hatice oğlu 15/03/1935 doğumlu İsmail Kavlakoğlu'ya ait kayıtlarda rastlanıldığı, davacının babasının nüfus kayıtlarında Hüseyin ve Hatice oğlu olduğunun belirtilmesine rağmen anne ve baba ile irtibatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı; babası T3'nun babasının; T1 (İsmail ve Kezban oğlu 1901 doğumlu) olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesini istemektedir....

      Kimlik Numaralı ELİF ERDOĞDU'nun ölü olduğunun tespitine ve nüfus kaydında ölü olduğunun belirtilmesine, 2- ) Erzurum İli Aşkale İlçesi Özler Mahallesi Cilt no:52, Hane no:52, Birey Sıra No:7 de nüfusa kayıtlı ZEYNAL ve GÜLESER oğlu Erzurum 11/07/1933 doğumlu, T.C. Kimlik Numaralı MEMET ERDOĞDU'nun ölü olduğunun tespitine ve nüfus kaydında ölü olduğunun belirtilmesine" şeklinde karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkeme kararında dahili davalı T34 lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava nüfus kaydının düzeltilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davacı vekili vekalet ücreti yönünden istinaf etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya içerisinde mevcut tapu kaydına göre davalılar ... ve ... kamulaştırılan taşınmazda tapu maliki olarak gözükmemekte olup, tapu kayıt malikleri ile irtibatlarını gösterir mirasçılık belgesi ve diğer belgelerin ayrıca tapuda malik olarak görünen ...'nin ölü olup olmadığı araştırılarak ölü ise mirasçılık belgesinin ilgilisinden temini ile dosya içerisine konulmasından sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        nın sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden bu kişilerin hisselerini idare etmek üzere ... Defterdarının kayyım atanması istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dosya içerisinde bulunan bilgi belgelere göre; ... kızı ...ile ... oğlu ...'a kayyım tayinine ilişkin dava yönünden yapılan araştırmada, ... Merkezde yapılan inceleme neticesinde ... isminde dört kişinin bulunduğu, bunlardan hangisinin tapu maliki olduğunun belirlenemediği, ... oğlu ... isminde bir kişiye ise rastlanmadığı, ... olan dört kişinin nüfus kayıtlarında kardeş bilgileri incelendiğinde, bu kişilerin ... oğlu ... isimli bir kardeşinin bulunmadığı, bu nedenle ... oğlu ... ve ...'...

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : TCK’nın 85/2, 62/1, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın idaresindeki yolcu minibüsü ile gündüz vakti, meskun mahal dışında, tek yönlü, üç şeritli yolun sağ şeridinde seyir halinde iken , önündeki tırı sollamak için orta şeride geçtiği, arkadan orta şeritte gelen aracın sıkıştırması üzerine tekrar sağ şeride geçmek istediği sırada, sağ şeritte seyir halinde bulunan tırın sağ arka köşe kısmına, minibüsün sol ön kısmı ile çarptığı ve bir kişinin öldüğü, bir kişinin de basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olayda; ticari minibüs sürücüsü olan sanığın, hız kurallarına riayet etmesi gerekir iken , olayın oluş şekline göre hızlı olduğunun ve...

            Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması halinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacının davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir. Ne var ki davacının davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir. Nitekim HMK’nin 124.maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır....

              Hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 28. maddesinde ise, kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayıp ölümle sona erdiği ve çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde ettiği hüküm altına alınmış olup, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti ölümle sona erdiğinden, ölmüş kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesinde, taraf ve dava ehliyetine sahip olunması, dava şartı olarak düzenlenmiştir....

              Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder (TMK m. 28). Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği; bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği öngörülmüştür (HMK m. 55; HUMK m. 41). Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması halinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır....

                UYAP Entegrasyonu