Davacının adi yazılı senede dayanarak 7.500 USD istemiyle davalı aleyhine yaptığı takibe davalı, 21.10.1993 tarihli asıl, 1.11.1995 tarihli ek sözleşmelerle kat karşılığı inşaat yapımını kararlaştırdıklarını, bunun haricinde ticari ilişkileri bulunmadığını, ayrıca dava açtıklarını, ödemenin borç değil kira alacağı olduğunu belirterek itiraz etmiştir. Gerçekten Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/440 Esas sayılı dava dosyasında davalı ve arkadaşlarınca kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemiyle davacı aleyhine dava açıldığı ve Kadıköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/75l Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği, Kadıköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde de yine davanın taraflarının da bulunduğu tazminat davası açıldığı ve halen derdest olduğu görülmüştür....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, inşaat ruhsatının alındığı tarihten 2 yıl geçmesine rağmen yüklenici tarafın edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile, harici sözleşme hükümleri gereği dava konusu 1 nolu bağımsız bölümün müvekkili adına tapuya tesciline, tapuda davalı lehine konulan inşaat sözleşmesi şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl dava; kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine, karşı dava ise; kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (15.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı davalar kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, tazminat talebine ilişkin olup mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı karşı davalının tüm, davalı karşı davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı davasında davalıların murisi ile aralarında düzenlenen 11.11.2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre sözleşmenin imzalanmasından hemen sonra işe başlayarak...
Davanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yapılan inşaat sebebiyle tazminat davası olarak Mahkememizce yapılan hukuki nitelendirme çerçevesinde, yukarıdaki delil, tespit ve değerlendirmeler neticesinde; Taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı ve tüm arsa malikleri ile yapılmadığı için geçersizdir. Ayrıca diğer maliklerin kat karşılığı inşaat sözleşmesine onayı bulunmadığından, yüklenicinin yaptığı inşaatın seviyesinin %90'ın çok altında kaldığından taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir. Ayrıca Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/560 esas sayılı dosyası ile de taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi feshedilmiş ve verilen karar kesinleşmiştir. Bu sebeplerle taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi geçersizdir ve geçerli hale gelmesi de mevcut şartlarda mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat istemine ilişkin olduğundan, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi, tapu iptâl tescil ve kira gelir kaybı nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sözleşmenin feshi halinde müsbet zarar kapsamında olan gecikme tazminatı istenemeyeceğinden maddi tazminat isteminin reddinde isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Yanlar arasında 04.05.1990...
Bu nedenle mahkemece, öncelikle tüm paydaşları ve yükleniciyi bağlayıcı olan arsa payı karşılığı sözleşme ya da sözleşmelerin yapılıp yapılmadığının ve yapılan sözleşmeleri imzalamayan paydaşların sözleşme ya da sözleşmelere onay verip vermediğinin ve dolayısıyla tüm paydaş ve yükleniciyi bağlayıcı nitelikte arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunup bulunmadığının saptanması gerekir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin inşaat yapılması kararlaştırılan taşınmazın maliklerini ve yükleniciyi bağlayıcı olduğunun belirlenmesi durumunda ise; davacılara davada taraf olmayan diğer paydaşların davaya onaylarının alınması, onay vermeyenlerin de davaya katılması işlemlerinin yapılabilmesi için davacı tarafa uygun süre verilmesi ve bu işlemlerin yapılması durumunda sözleşmenin feshi davasının esasının incelenmesine geçilmesi zorunludur. Bu halde ceza şartı alacağı dışındaki dava konusu taleplerin incelenerek uyuşmazlığın çözüme bağlanması gerektiği açıktır....
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında 08.03.2013 tarihli TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi vardır. Sözleşmede iş bedeli nakit bedel olarak kararlaştırılmıştır. Davacı iş sahibi davalı yüklenicidir. TBK 470. maddeye göre eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Davada nakit bedel karşılığı yapılan eser sözleşmesinin feshine karar verilmesi istenmiş, mahkemece sözleşmenin feshi ile iş bedeli tutarı üzerinden davalı aleyhine nispi vekâlet ücreti ödemesi kabul edilmiş ise de, sözleşmenin kat karşılığı inşaat sözleşmesi olmayıp nakit bedel karşılığı inşaat yapımına ilişkin bulunduğundan feshedilmesi yargılamaya muhtaç olmayıp tek taraflı irade beyanının karşı tarafa ulaşmasıyla sonuç doğuracağından sözleşmenin feshi davası açılmasında hukuki yarar yoktur....
Bu durumda kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi halinde, sözleşmenin az yukarıda açıklanan niteliği ve özelliği dikkate alınarak hüküm altına alınacak harcın, sözleşmeye konu inşaat değerinin dava tarihi itibariyle mahkemece uzman bilirkişiden ek rapor alınarak belirlenecek değeri üzerinden ikmal ettirilmesi zorunludur. Nitekim Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince eksik harç tamamlanmadan müteakip işlemlerin yapılmasına da imkan bulunmamaktadır. Bu itibarla davaya konu sözleşmenin feshi talebi yönünden eksik harç tamamlatılmadan yargılamaya devamla, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir. 2) Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....