Bununla birlikte; yüklenici ile arsa sahibi arasında imzalanan geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, yükleniciye ait olacağı kararlaştırılan bir bağımsız bölümün, yüklenici tarafından resmi olmayan ancak yazılı bir sözleşmeyle üçüncü bir kişiye satılması, Yargıtay’ın kökleşmiş uygulamasına göre, tapulu taşınmaza ilişkin bir satış sözleşmesi değil, 6098 sayılı Kanun'un 183 ve devamı maddelerinde düzenlenen "alacağın temliki" hükümlerine tabi bir işlemdir. Başka bir ifadeyle, yüklenici kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan kişisel hakkını (bağımsız bölümün mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteme hakkını) üçüncü kişiye temlik etmiş sayılır. Yazılı şekilde düzenlenmiş olması şartıyla, "alacağın temliki" hükmünde olan böyle bir sözleşme geçerlidir. 4....
Bunun üzerine davalı yüklenici tarafından 06.12.2001 tarihli ihbarname ile 11.10.1995 tarihli arsa karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği davacı arsa sahibine bildirilmiştir. Davacı arsa sahibi tarafından 11.01.2001 tarihli dilekçe ile Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açılmış, bu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine de bu dava açılmıştır. Kat karşılığı yapılan inşaat sözleşmelerinin ... taraflı irade beyanı ile feshedilmeleri mümkün değildir. Davacı arsa sahibi 24.10.2001 tarihli azilname ile yüklenici kooperatife verdiği bazı yetkileri ortadan kaldırmıştır. Davacı arsa sahibinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi konusunda bir beyanı ve davası bulunmamaktadır. Davacı arsa sahibi bu davada, sözleşmenin aynen ifası mümkün olmadığı takdirde tazminat isteminde bulunmakla kat karşılığı inşaat sözleşmesini feshetmediğini belirtmiştir....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edilnmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda eldeki davada uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından, davanın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Dosya kapsamı itibariyle dava konusu edilen tüm kat karşılığı inşaat sözleşmeleri dosya arasında bulunmadığından dava konusu 1441 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tüm kat maliklerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayıp imzalamadıkları, hangi sözleşmelerin kimler tarafından imzalandığı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayan tüm tüm kat maliklerinin davada davacı olup olmadıkları hususları anlaşılamamaktadır. Kat malikleri-hissedarların tamamı ile sözleşme imzalanmadığının anlaşılması halinde sözleşmenin iptali değil sözleşmenin geçersizliği söz konusu olacaktır. Geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı anlaşılırsa sözleşmenin feshine değil geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaza ilişkin imar uygulamasının iptali talepli dava açıldığı halde mahkemece bu davanın neticesi beklenmeden karar verildiği görülmektedir....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının istemi davalı ... Grup Yapı İnşaat ... Kuyumculuk San. Tic. Ltd. Şti. arasında yapılan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca davacıya sözleşmeye uygun şekilde bir adet daire tesliminde yapılan hatadan dolayı tapu iptali ve tescildir....
Taraflar arasındaki 01.05.1997 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi noterde düzenleme şeklinde yapıldığından geçerliliği tartışmasızdır. Arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmeleri karşılıklı edimleri içerdiğinden kural olarak mahkeme kararıyla feshedilebilir. Bunun istisnası tarafların fesih konusunda iradelerinin birleşmesidir. Arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi feshedilmediği, geçerli olduğu sürece tapu maliki olan arsa sahibi yüklenicinin müdahalesinin önlenmesini isteyemez. Bunun nedeni yüklenicinin sözleşme gereği taşınmazı elinde bulundurmasıdır. Somut olayda, arsa sahibi ...1. Noterliğinden gönderdiği 03.09.2004 gün, 8335 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle 01.05.1997 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesini feshettiğini bildirmiş, ihtarname davalı kooperatife 06.09.2004 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkemece sözleşmenin feshi konusunda bir dava bulunmadığı sözleşmenin ayakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu 3273 ada 11 parselin İmar Kanunun 18. maddesi uygulaması sonucunda 32750 ada 4 parsel 114648/746587 hissesi olarak tescil edildiği ve artık inşaat yapılacak taşınmazın hisseli taşınmaz olduğu ve taşınmazda başka paydaşlarında bulunduğu, davalının beyanından paydaşların tamamıyla kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapılmadığı, bu durumda, taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin TMK'nın 692. maddesi uyarınca geçersiz olduğu, ilk derece mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu gözden kaçırılarak sözleşmenin feshi şeklinde karar verilmesinin doğru olmadığı, davacının tek bir parsel yönünden fesih talebinde bulunmasında ve ilk derece mahkemesinin de talep doğrultusunda sadece 32750 ada 4 parsel 114648/746587 hissesi (3273 ada 11 parsel) yönünden tescil kararı vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi...
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının tapu iptali ve tescil, tazminat isteğine ilişkindir. Davalılar vekili, dava konusu villanın davacıya teslimi için süre öngörülmediğini, davacının dayandığı sözleşmeye göre 200.000,00 TL borcu bulunduğunu, harici olarak düzenlenen sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının satış sözleşmesi gereğince ediminin tamamını ifa ettiğinin kabul edilemeyeceği, davacı adına tescil şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Noterliğinin 23.02.2004 tarihli ve 3399 yevmiye nolu vekaletnamesi ile davalıyı kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazla ilgili tapuda işlem yapma yetkisini de içerek şekilde gerekli işlemleri yapması için yetkilendirdiği ancak ... 4. Noterliğinin 17.01.2006 tarih ve 01778 yevmiye nolu azilnamesi ile de davalıyı vekaletteki yetkilerden azlettiği ve bu azilin davalıya 24.01.2006 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tapu kaydının ve ilgili evrakların incelenmesinde ise davalının 19.10.2011 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmaz üzerinde kat irtifakı işlemi yaptığı tespit edilmiştir....
Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda, eldeki davada uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından, davanın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 13....