Sadece mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallara ilişkin artık değerler üzerinde karşılıklı alacak hakkı vardır.Bu nedenle katılma alacağı ile ilgili talep bakımından ayın isteme imkanı bulunmayıp alacak istenebildiğine, katılma alacağının tahsili bakımından satışın iptali davasının dinlenebilme imkanı bulunmakta ise de az yukarıda açıklandığı üzere davacı koca katılma alacağı isteğinde bulunamayacağından katılma alacağı isteği redde mahkum olup, bu alacağın tahsilini sağlama, taşınmazdaki payını alma amacına yönelik TMK’nun 229.maddesi kapsamında açılan satışın iptali davasının da bu sebeple reddi gerekmektedir....
Mahkemece, dava konusu 3610 parsel ile 212 ada 6, 7, 9,10 ve 11 parsellerin mal rejimi sona erdikten sonra 2006 yılında alındığını, 411 ada 1 parselin öncesi olan 4128 parsel evlilik birliği içerisinde mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 21.08.1995 tarihinde alınmış ise de, davacının katkısını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 20.01.1989 tarihinde evlenmiş, 17.04.2000 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin yabancı Aile Mahkemesi hükmünün 05.06.2000 tarihinde kesinleşmesi üzerine Aksaray Aile Mahkemesinin 10.05.2006 tarihinde kesinleşen tanıma kararıyla boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden (4722 s.K. m.10) eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m. 202, 225 )....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; yoksulluk nafakası ve iştirak nafaklarının miktarları yönünden, davalı erkek tarafından ise, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli müzaharetten yararlanması sebebiyle başlangıçta yatırılmayan aşağıda yazılı onama harcının ve temyiz başvuru harcının davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, nafaka miktarı ile reddedilen tazminat istemine yönelik davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka, velayet ve mal rejimi tasfiyesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00'şar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/10/2019 NUMARASI : 2015/300 ESAS 2019/707 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejimi KARAR : İstanbul Anadolu 10....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2022 Tarihli Ara Karar NUMARASI : 2021/894 ESAS DAVA KONUSU : Mal Rejimi KARAR : İstanbul Anadolu 10....
K A R A R Davacı-birleşen davalı-karşı davalı ... vekili, vekil edeninin babası ve annesinin vefat ettiklerini, geride vekil edeni ile davalıların mirasçı olarak kaldıklarını açıklayarak dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, karşı davanın reddini savunmuş, birleşen davaya ilişkin beyanda bulunmamıştır. Davalı-birleşen davacı-karşı davalı ... vekili, asıl davaya ilişkin beyanda bulunmamış, birleşen davada, vekil edeninin babası ve annesinin vefat ettiklerini, geride vekil edeni ile davalıların mirasçı olarak kaldıklarını açıklayarak dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, karşı davaya ilişkin beyanda bulunmamıştır. Davalılar-birleşen davalılar-karşı davacılar ..., ... ve ... vekili, davanın ve birleşen davanın reddini savunmuş, karşı davada, karşı dava dilekçesinde bahsi geçen taşınmazlar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur....
Dava boşanma sebebiyle mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkin olduğuna göre mahkemenin davanın görülebilirlik koşulunun bulunmadığı gerekçesi bu durumda doğru olmaktadır. Ancak, davalı ... yargılama devam ederken 8.12.2007 tarihinde ölmesi üzerine davacı tarafından mirasçılık belgesine göre tüm mirasçıları davalı olarak davaya dahil edilmişler böylece taraf teşkili tamamlanmıştır. TMK.nun 225.maddesine göre eşlerden birinin ölümü halinde mal rejimi ölüm tarihinden itibaren sona erer. Davalı ...’ın yargılama devam ederken ölümü sebebiyle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdiğine göre mahkemenin taraflardan birinin ölümünün mal rejimini sona erdirmediği gerekçesi yerinde bulunmamaktadır....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Mahkemece, davaya konu arsa üzerindeki yapının ruhsat tarihinin 1999 yılı olduğu ve aynı yıl yapının tamamlandığı dolayısıyla davalının kişisel malı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki dosya içinde yer alan evraklara göre tasfiyeye konu arsa 31.12.1997 tarihinde satış yolu ile davalı adına tescil edilmiş, yapı ruhsatı ile inşaata 31.03.1998 tarihinde başlanmış olup, yapı kullanma izin belgesi ise 17.01.2003 tarihinde düzenlenmiştir....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlenme tarihinden 01/01/2002 tarihine kadar 743 sayılı TMK uyarınca mal ayrılığı, TMK nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden boşanma dava tarihine kadar taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasa m.10, TMK m.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179). Mahkememizce davaya konu eşyaların bulunduğu mahalde keşfen inceleme yapılarak alanında uzman bilirkişi marifetiyle eşyaların tasfiye tarihindeki değerleri hesap edilmiştir....