Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, talep olmasına rağmen ziynet eşyaları yönünden bedele hükmedilmeksizin sadece aynen iadeye hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi, ayrıca hükümde ziynet eşyalarının iadesine dair "aynen ya da bedelinin iadesi" yönünde açık bir ifade yazılmaksızın, HMK 297 maddesine aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2) Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınıp kadına verilmesine, çeyiz ve ziynet eşyalarının tek bir dava olduğu kabul edilerek kabul ve reddedilen kısmı üzerinden vekâlet ücreti, harç ve yargılama giderlerine hükmedilmesine karar verilmiştir....
Dosyanın 03/02/2014 tarihli celsesinde, 2 nolu ara karar ile "Davacı tarafça davanın açılması sırasında davaya konu edilen 60.000 TL manevi tazminat ve ziynet eşyalarının bedelleri ve yine nakit 1500 TL ye talep ve evlilik mallarına dahil olduğu iddia edilen araç değeri, davacının ve çocuklarının ihtiyacı olan iadesi istenilen eşyaların bedel ve niteliklerinin neler olduğuna ilişkin (ziynet eşyalarının dava dilekçesinde sayılan nitelik ve sayıları itibariyle değerleri; davacının ortak konuta getirdiği belirtilen eşyaların nitelik ve değerleri, evlilik mallarına dahil olduğu bildirilen kamyonetin değeri) açıklamalı ve ayrıntılı dilekçe ibraz etmesi ve dilekçede belirtilen taleplere ilişkin ödenmesi gereken harca dair harca esas değerin bir bütün olarak belirtilerek harcın yatırılması hususunda Harçlar Kanununun 32.maddesi ile HMK.'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı koca tarafından; hüküm altına alınan ziynet ve eşya alacağı yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadın ziynet ve eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeline hükmedilmesini talep etmiş ve mahkemece yalnızca bedele hükmedilmiş ise de, bu hususun davalı-davacı kadın tarafından temyiz konusu yapılmamış olması nedeniyle bozma sebebi yapılamayacağına ve hükümde belirtilen 6285 TL.'nin eşya alacağına, 12050 Tl.'...
Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Somut olayda; Davalı-karşı davacının ziynet eşyalarına ilişkin davasını tanık ve diğer delillerle ispat edemediği, yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığında karşı tarafa yemin teklif ettiği, davacı-karşı davalının yemin teklifini kabul ederek yemin ettiği, dolasıyla ziynet eşyalarının davacı/karşı davalıda kalmadığı kesin delil ile ispatlandığından ilk derece mahkemesinin ziynet eşyalarıyla ilgili verdiği kararda isabetsizlik görülmemiştir....
HMK'nun 361/1. maddeleri gereğince boşanma ve fer'ileri yönünden kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay'a temyizi kabil, ziynet alacağı davası yönünden HMK 362/1- a md. uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
Taraflar 01.11.2001 tarihinde evlenmişler, 02.01.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 17.03.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Dava dilekçesinin içeriği, tarafların evlenme tarihi, ev eşyalarının edinme tarihi ve dosya kapsamına göre davacının talebi, 4721 sayılı TMK.nun 202 ve devam maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK'nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı ile kişisel malların (ziynet, giyim eşyası vb.) mevcutsa aynen, değilse bedelinin iadesi (TMK.m.688, 226/1. fıkrası), isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kesinleşen yönlerden yeniden hüküm kurulması ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece kurulan ilk hüküm davacı-davalı erkek tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 23.01.2018 tarihli kısmen bozma, kısmen onamaya dair ilamı ile, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümler ise onanmıştır....
kadarıyla altınlara el konulmasının gerçek sebebinin davalının ikinci el araba almak olduğunun ortaya çıktığını, ki gelinen noktada davalı tarafça fiili ayrılıktan kısa bir süre sonra araç alındığının, kuvvetle muhtemeldir ki sözü edilen aracın bedeli müvekkiline ait olan ziynet eşyalarının satılması suretiyle ödendiğinin, söz konusu aracın plakasının 34 XX 407 olup, hali hazırda boşanma ve ziynet eşyasına ilişkin davaların muhtemel sonuçlarından kurtulma ve mal kaçırma adına davalının halası olan İkbal Görmez adına alındığını ve kaydedildiğini, fiili ayrılıktan sonra taraflar arasında anlaşmalı olarak boşanabilme, çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesi hususunda bazı görüşmeler olmuş ve bir kısım eşyalar müvekkiline iade edilmiş ise de, ziynet eşyaları hususunda dava açılması gerektiği söylenerek taleplerinin olumsuz karşılandığını, müvekkiline söz düğün ve nişan merasimlerinde takılan ve iade edilmeyen 6 adet 15 gramlık bilezik, 8 adet yarım altın, 12 adet çeyrek altın, 1 adet turalı kolye...
Somut olaya bakıldığında; davacı dava dilekçesi ile cevaba cevap dilekçesinde davaya konu ettiği ziynet eşyalarının davalı tarafından satıldığını, düğünün ertesi günü borçları olduğu gerekçesiyle davalı tarafından davacıdan alınıp bozdurulduğunu iddia etmiş, davalı ise cevap dilekçesinde davacının annesinin evine giderken davaya konu edilen ziynet eşyalarını beraberinde götürdüğünü savunmuş, mahkemece de ziynet eşyalarının niteliği itibariyle kolayca davacının üzerinde taşınabilecek nitelikte olması,davacının müşterek eve gittiğinde davalının evde bulunmaması gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde görüleceği üzere davacı davasını, söz konusu ziynet eşyalarının müşterek hanede kaldığını iddia ederek açmamış, bu ziynet eşyalarının düğünün ertesi günü davalı tarafından borçları olduğu ve bunların ödeneceği gerekçesiyle kendisinden alınarak bozdurulduğuna dayandırmıştır....