Dava, mirasçılar arasında görülen miras haklarının tasfiyesi olmayıp TMK'nun 202 ve devamı maddelerinde düzenlenen edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkindir. Anılan kanun maddelerinde önce ölen eşin mirasçılarının sağ eş ya da sonra ölen eşin mirasçılarına dava açmasını engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna göre mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak mal rejiminin tasfiyesine ilişkin uyuşmazlığın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yanlışa düşülerek yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir....
Mahkemece, dava konusu meskenin rayiç değerinin 80.000 TL, bu meskene ilişkin kredi borcunun ise 82.831,43 TL olduğu, mal rejiminin tasfiyesi gereğince davacı eşin katılma alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak, mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallar üzerinde karşılıklı katılma ya da katkı alacak hakları vardır. Eşlerden birine ait edinilmiş mallarda, diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebi söz konusu değildir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, alacaklı eşe tanınan hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir alacak hakkıdır (7.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK.nun 227/1, 231, 236/1.m). Ancak, borçlu eş isterse borcunu ayın olarak ödeme hakkına sahiptir(TMK 239/1). Somut olayda, davalı eş ayın ödeme tercihinde bulunmadığından davacının iptal ve tescil isteğine ilişkin davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Mal rejimi tasfiyesi ... ile ... ve ... aralarındaki mal rejimi tasfiyesi davasının kabulüne dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.09.2012 gün ve 311/391 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... kayyumu tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu taşınmazın 25.05.2005 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğine, davacı eş ...’ın TMK’nun 231 ve 236/1. maddeleri gereğince bu taşınmaz üzerinde yarı oranında artık değer bakımından katılma alacağına sahip olduğuna, katılma alacağı terekenin öncelikli borçlarından olup, ödenmesi gerektiği halde, davacının miras payı da gözetilerek ve aynı zamanda davacı ...'...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların ziynet davasına ve davalı-karşı davacı kadının münhasıran ziynet alacağına bağlı vekalet ücreti yönünden temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı erkek, TMK'nun 166/son maddesi uyarınca boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise karşı dava dilekçesinde erkeğin boşanma davasını kabul ederek, erkeğin boşanma davasına yönelik olarak fer'i talebinde bulunmuş, karşı davasını ise münhasıran ziynet ve mal rejimi tasfiyesi talebine yönelik olarak ikame etmiştir. Öyleyse, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından boşanmaya ilişkin açılmış bir karşı dava mevcut değildir. Karşı dava sadece ziynet ve mal rejimi tasfiyesi davalarına ilişkindir. Hakim iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK m. 24/1)....
Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 17.03.2008 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....
Edinme tarihleri itibariyle yasa gereği eşler arasında kural olarak mal ayrlığı rejimi geçerli ise de davacı taraf dava dilekçesi ekinde muris ile sağlığında yapmış oldukları sözleşmeyi sunmuştur. ... 23. Noterliği'nde düzenlenmiş ... yevmiye nolu evrak incelendiğinde yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin evliliklerinin başlangıcından itibaren geçerli olduğuna ilişkin davacı ve muris arasında sözleşme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf ... tarihli cevap dilekçelerinde usul ve esasa ilişkin itirazları arasında, söz konusu dayanak mal rejimi sözleşmesinin yapıldığı sıralarda babasının kanser hastası oluşu, davacının baskı kurması ve bakımsız kalma korkusu ile sözleşmenin yapıldığını bu nedenle geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Davacı tarafın sunduğu mal rejimine ilişkin sözleşmenin geçerliliği eşler arasında uygulanacak mal rejiminin tespiti ve dolayısı ile uygulanacak tasfiyeye ilişkin ilkelerin belirlenmesi için önem arzetmektedir....
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ölüm tarihine kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m). Dava konusu 2 nolu bağımsız bölüm 02.03.1989 tarihinde, 6 nolu bağımsız bölüm 22.12.2008 tarihinde satın alınarak miras bırakan adına tescil edilmiştir. Miras bırakanın ölüm tarihi itibarı ile döviz ve Türk Lirası hesabında mevcut bulunan bakiyeler tasfiye hesabında dikkate alınmıştır....
Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde “T.M.Y.’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri taktirde bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.” hükümleri yer almaktadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasaya 5133 Sayılı Yasa ile ekleme yapılan 4/2. maddesinde “22.11.2001 tarihli 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitabı, 03.12.2001 tarihli ve 4722 Sayılı Türk Medeni Yasasının Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasaya göre aile hukukundan ... dava ve işlerin” aile mahkemesi görevinde olduğu açıklanmıştır....
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2.m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m.). 1-Dosya kapsamına dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava konusu edilen araca ilişkin kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinden; dava dilekçesinde, dava konusu araca ilişkin talep aracın yarı değeri olarak belirtilip harca esas değer 5.000,00 TL olarak yazılmıştır....