Davacının ziynet eşyasına ilişkin talebi boşanma davasından tefrik edilmiştir. Mahkemece; ziynet eşyalarının bedeline ilişkin açtığı davanın kısmen kabulü ile 15.07.2013 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak 56.874,29 TL ziynet eşya bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Davacı dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilesi ile davalının 2006 tarihinde evlendiklerini, aralarında görülen boşanma davasında da açıklandığı üzere davacının 3.2.2007 tarihinde ortak konuttan atıldığını, karakola giderek şikayette bulunduğunu, polislerle döndüğünde davalının hakaret ve şiddet girişimleriyle karşılaştığından polis nezaretinde evden ayrıldığını, evden çıkarken ziynet eşyalarını istemesine karşın davalının vermeyeceğini beyan ettiğini, bir hafta sonra tekrar döndüğünde ise eşyaların taşınmış ve evin boşaltılmış olduğunu gördüğünü bu şekilde kendisine düğünde takılan ziynet ve ev eşyalarını alamadığını belirterek, dava dilekçesinde dökümü yapılan ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik bedeli olan 1.000 TL’nin tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, reddedilen boşanma davası, reddedilen tazminat talepleri ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle eşi evde yokken evden ayrılan kadına bu eylemi kusur olarak yüklenemeyeceği ve erkeğin tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadın düğünde takılan altınların ve düğünde takılan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.03.2016 günü taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Dava; ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere, TMK’nun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, düğünde takılan ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, bu talep kişisel malların iadesi kapsamındadır. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226. maddesinde düzenlenmiş olup, davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir....
Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmemesi suretiyle hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, dava konusu edilmeyen ziynet eşyaları ile ilgili de hesaplama yapan ve ziynet eşyalarının değerini dava tarihi itibariyle değil de 13.03.2014 tarihi itibariyle hesap eden yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlendikten sonra davalının müvekkiline takılan altınları düğünden hemen sonra alarak bir daha iade etmediğini, davalı ve ailesinin müvekkilini istemediklerini söyleyerek müşterek haneden kovduklarını, eşyalarını ve ziynetlerini almadan ayrılmak zorunda kaldığını belirterek dava dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının fiili ödeme tarihindeki bedellerinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, dava değerini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL olarak göstermiş, 01/02/2021 tarihli dilekçesi ile de dava değerini 88.724,00 TL olarak ıslah etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; nikah sırasında 8 adet burma bilezik, bir dolayım zincir, 6 adet reşat altın, bir adet taşlı yüzük, yatak odası takımı ve oturma grubunun kendisine mehir olarak verildiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarını eski eşinin ortak konutu yaptırmak için bozdurduğunu ve kendisine iade etmediğini, kişisel ve ev eşyalarının da ortak konutta kaldığını belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, mümkün olmazsa bedelinin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı; boşanma davası devam ederken davacının müşterek konuttan ayrıldığını ve ayrılırken de ziynet ve çeyiz...
Dava, mehir senedine dayalı olarak açılan ve mehir senedinde yazılan ziynet eşyalarının ve diğer çeyiz eşyalarının davalı koca tarafından alınarak iade edilmediği, mehir senedinde belirtilen ziynet eşyalarının ve diğer çeyiz eşyaların davalıda kaldığı talebine ilişkin olup, TMK 226/2 maddesi gereğince kişisel malların iadesi kapsamında açılan işbu davanın, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2018/7046 Esas 2019/4764 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Aile Hukuku prensiplerine göre çözülmesi gerektiği, bu nedenle Aile Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu itibarla Konya 7.Aile Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir. K A R A R : (Yukarıda açıklanan gerekçelerle) 1- 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Konya 7. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 2- Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen Konya 7....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı çeyiz ve ziynet eşyaları yönünden var olan tercih hakkını; bunların aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili yönünde kullanmış ise de; yargılama sırasında aynen iade talebinden vazgeçerek eşyaların bedelini talep etmiştir. Bu durumda, mahkemece çeyiz eşyaları yönünden bedelin tahsiline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, çeyiz eşyalarının iadesine de karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bundan ayrı, tanık olarak dinlenen davacının babası, hastanede doğum yapan davacıyı evine bile götürmeden kendi evine getirdiğini beyan etmiştir....