Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyaları ile bir kısım çeyiz (ev) eşyasının aynen ya da bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir. Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir....
Davalı; tarafların düğünlerinde takılan tüm ziynet eşyalarının davacıya teslim edildiğini, davalının hiçbir tasarrufunun olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacı kadının ziynet eşyalarının götürülmesini engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önceden de götürme fırsatını elde edemediği ya da evden ayrılışının olağan bir biçimde olmayıp, kavga, kovulma gibi olağan dışı biçimde olduğunu iddia ve ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek hükmün yalnızca ziynetler yönünden olan kısmına ilişkin istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin kendisine iadesi ile ev eşyalarının mal rejimi kapsamında tasfiyesine ilişkin alacak davasıdır. Ev eşyalarından kaynaklı katılma alacağı istinaf edilmemiştir....
Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Somut olayda; davalı karşı davacı tarafından, düğünde takılan ziynet eşyalarının yeniden alma sözü ile davalı tarafça elinden alınıp, bozdurulduğu iddia edilmiş, davacı karşı davalı ise cevaba cevap dilekçesinde; düğünde takılan takıların ailenin ekonomik durumu kötü olduğu için evlenirken yapılan borçlanmalar ve ortak aile giderleri için kullanılıp tüketildiği, geriye takı kalmış ise kadında olduğu savunulmuştur. Davalı karşı davacıya takılan ziynet eşyalarının, nitelik, cins ve miktarları, alınan bilirkişi raporu ve cd ile ispat edilmiş, davacı karşı davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edildiği hususu ise davalı karşı davacının ikrar etmesi ile ispat edilmiştir....
Davacı vekili, tarafların 2004 yılında evlendiklerini, boşanma kararının kesinleştiğini, her biri 20 gram 10 adet bilezik 7.000-TL, 1 adet set takımı, kolye, zincir ve küpe 2.679-TL, 32 adet çeyrek altın 1.968-TL, 1 adet 40 gram bilezik 1.400-TL ve 1 adet 20 gram bilezik 700-TL olarak toplam 13.747-TL değerindeki ziynet eşyasının müşterek evde kaldığını, ziynet eşyalarının evden alınıp ayrıldığı yönünde davacıya karşı açılan davada, savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, ev eşyalarını boşanma kararından sonra aldığını, evden ayrıldığı sırada evde kalan ziynetlerin aynen iadesine, olmadığı takdirde 13.747-TL bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Davasını maddi delillerle kanıtlayamayan davacının son celsede davalıya yemin teklifi üzerine davalıya herhangi bir ihtarat yapılmadığı davalının huzurda “Yemin teklifini anladım. Bu konuda yemin veriyorum. Yeminimde ısrar ediyorum....
Mahkemece, 27.09.2012 tarihli ilamla; eşyaların evlilik birliğinin kurulması amacıyla kadına verildiği, bu eşyaların çeyiz eşyası niteliğinde olduğu ve çeyiz eşyalarının kadına ait olup, geri istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından yalnızca vekalet ücretine ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava; koca tarafından açılan ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yargılama giderleri, davada haksız çıkan, yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. (HMK m.326) Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtasıyla takip etmiş ise haksız çıkan taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. Mahkeme, davada haksız çıkan tarafı kendiliğinden yargılama harç ve giderlerini ödemeye mahkum eder, bunun için haklı çıkan tarafın bir talepte bulunmuş olmasına geek yoktur....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğunu ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğu iddiasını ispat için tanık deliline dayanmıştır. İş bu dosyada ve boşanma dosyasında dinlenen tanıklar davacıya düğünde takılan altınları davalının aldığını beyan etmişlerdir. Davacının dinlettiği tanıkların beyanları somut ve görgüye dayalıdır. Davacıdan aktarılmış değildir. Ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunun davacı tarafça ispatlanmıştır. Bu durumda davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet alacağı ve eşya alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, birleştirilen boşanma davası ile eşya alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince eşya alacağı davasının tefrikine, asıl ve birleştirilen boşanma davası ile ziynet alacağı davası yönünden başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Davacı, kayınpederi olan davalının kendisinden ödünç olarak aldığı ve geri vermediği ziynet eşyaları ile çeyiz olarak getirdiği ve halen davalının evinde bulunan ev eşyalarının aynen iadesi, bu talebin kabul edilmemesi halinde bedellerinin davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece TMK.nun 178. maddesi gereğince boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında gelin-kayınpeder ilişkisi 2011/10134-17227 bulunduğu hususu çekişmesizdir.Bu durumda TMK.nun 178. maddesinin olayda uygulanma yeri yoktur. Taraflar arasında genel hükümlere tabi akdi ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlık bulunmaktadır. BK.nun 125.maddesine göre, aksine düzenleme bulunmayan hallerde, her dava(bütün alacaklar) 10 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak KARAR Davada uyuşmazlık ziynet eşyalarının mümkünse aynen iadesi, değilse bedellerinin ve ev eşyalarının da yalnızca bedellerinin tahsili istemine ilişkin bulunduğundan, hükme karşı yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi görevi Yargıtay Başkanlar Kurulunun 29.01.2009 tarih, 1 sayılı kararı uyarınca Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....