Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28/02/2019 tarih ve 2018/327- 2019/62 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Davanın kabulü ile, İstanbul ili,Esenler ilçesi,Atışalanı Mahallesi,1010 ada,4 parsel sayılı 991m2 yüzölçümlü taşınmazın davalı idare tarafından yol olarak kullanılmak suretiyle fiilen el atılan ve davacıların murisi HÜSEYİN YİĞİT adına kayıtlı 35/848 hisseni karşılığı olan 40,90 m2'lik kısma ilişkin kamulaştırmasız el atma bedelinin 163.600,00- TL olduğunun TESPİTİNE, 3- Toplam 163.600,00- TL kamulaştırmasız el atma bedelinden davacı T8'un hissesine düşen kamulaştırmasız el atma bedelinin 20.450- TL, davacı T7'in hissesine düşen kamulaştırmasız el atma bedelinin 20.450- TL, davacı T1'ın hissesine düşen kamulaştırmasız el atma bedelinin 20.450- TL -davacı T5'in hissesine düşen kamulaştırmasız el atma bedelinin 20.450- TL, davacı T3'in hissesine düşen kamulaştırmasız el atma bedelinin 20.450- TL, davacı T6'in hissesine düşen kamulaştırmasız el atma bedelinin 20.450- TL, davacı...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2020 NUMARASI : 2019/486 ESAS, 2020/203 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, Nilüfer ilçesi, Ertuğrul mahallesi, 6476 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerine ait olduğunu, dava konusu taşınmaza trafo yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını ve taşınmazın tasarruftan fiilen men edildiğini, müvekkillerinin hissedarı olduğu taşınmaza el koymanın kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olduğunu, taşınmaza fiilen el atan davalı idarenin kamulaştırma ya da acele kamulaştırma kararı olmadan el atmasının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, taşınmazın imar parseli...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın usulden reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/483 E. - 2019/43 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince hukuki el atma nedeniyle idari yargının görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen kararına karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5....
Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.Bu itibarla dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle, fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup, taşınmazın aynına ilişkin bu davaya bakmak Adli Yargının görevidir....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 14. Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan el atmanın önlenmesi, taşınmaz ve muhtesat bedellerinin tahsili davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası, davaya konu taşınmaza kamulaştırmasız olarak el atılmasından kaynaklanan tazminat, ve ecri misil bedelinin tazmini davasıdır. Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırmasız el atma talebinde bulunabilmek için idarenin taşınmaza hukuken veya fiilen el atması ve sahibinin tasarrufunu engellemesi gerekir. Dosya kapsamından dava konusu taşınmaza sedde ve yol yapılmak suretiyle kamulaştırmasız olarak el atıldığı anlaşılmıştır....
Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....
Anayasası'nın 4709 Sayılı Yasanın 18. maddesi ile değişik 46/son maddesinde yer alan kamulaştırma bedelleri ile mahkemece kesin hükme bağlanan arttırma bedellerine, son fıkraya göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı" hükmünden farklı olarak, "Kamulaştırmasız el atmanın hukuksal niteliği itibariyle bir haksız eylem olduğu, haksız eylemden doğan borçların, tazmini nitelikte olmaları nedeniyle uygulanacak faizin 3095 Sayılı Yasada belirlenen yasal faiz olduğu belirtilerek, uygulama bu güne kadar yasal faizin uygulanması şeklinde sürdürüle gelmiştir....
Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....
Anayasası'nın 4709 Sayılı Yasanın 18. maddesi ile değişik 46/son maddesinde yer alan kamulaştırma bedelleri ile mahkemece kesin hükme bağlanan arttırma bedellerine, son fıkraya göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı" hükmünden farklı olarak, "Kamulaştırmasız el atmanın hukuksal niteliği itibariyle bir haksız eylem olduğu, haksız eylemden doğan borçların, tazmini nitelikte olmaları nedeniyle uygulanacak faizin 3095 Sayılı Yasada belirlenen yasal faiz olduğu belirtilerek, uygulama bu güne kadar yasal faizin uygulanması şeklinde sürdürüle gelmiştir....