Davacılar tarafından 27.04.2009 tarihinde açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında, taşınmazın daha önce kamulaştırma işlemi yapılmayan ve kamulaştırmasız el atılan 4/b harfi ile belirtilen kısmına ilişkin olarak dava tarihindeki değeri itibariyle bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verildiğine göre, davacılar belirtilen bu kısım için (kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının açıldığı) dava tarihinden öncesi için ecrimisil isteyebilirler. Buna göre; mahkemece, davanın esasına girilerek tarafların delillerinin usulünce toplanması, dava konusu taşınmazın, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/307 E.2010/1055 K....
, Kadıköy Mahallesi, 172 ada 27 parsel sayılı taşınmaz üzerinde elektrik hattı geçirilmesi nedeniyle kamulaştırmasız el atma tazminat bedelinin 50.383,05 TL olduğunun Tespitine, 2- Kamulaştırmasız el atma nedeniyle 50.383,05 TL tazminatın, dava tarihi olan 13/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T6 A.Ş.'...
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğu hususu sabit olmakla uzlaşma yoluna başvurulmaksızın doğrudan dava açılmış olmasında da herhangi bir usulsüzlük yoktur. c-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat ve tescil davalarında; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. Maddesi uyarınca 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan bu davalarda taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir. El atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise dava tarihindeki niteliklerine göre dava konusu taşınmazın değerinin tespiti gerekmektedir....
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğu hususu sabit olmakla uzlaşma yoluna başvurulmaksızın doğrudan dava açılmış olmasında da herhangi bir usulsüzlük yoktur. c-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat ve tescil davalarında; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. Maddesi uyarınca 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan bu davalarda taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir. El atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise dava tarihindeki niteliklerine göre dava konusu taşınmazın değerinin tespiti gerekmektedir....
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğu hususu sabit olmakla uzlaşma yoluna başvurulmaksızın doğrudan dava açılmış olmasında da herhangi bir usulsüzlük yoktur. c-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat ve tescil davalarında; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. Maddesi uyarınca 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan bu davalarda taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir. El atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise dava tarihindeki niteliklerine göre dava konusu taşınmazın değerinin tespiti gerekmektedir....
Gerçekten kamulaştırmasız el atma sebebiyle açılan tazminat davalarının amacı kamulaştırma bedelinin belirlenmesidir. Üstelik bu davalarda da kamulaştırma bedelinin tespiti davalarındaki yöntemle tazminatın miktarı belirlenmektedir. Mahkemeleri kamulaştırmasız el atma davalarında vekâlet ücretini ve yargılama giderlerini başvurucuya yüklemeye mecbur tutan açık bir kanun hükmü de bulunmadığına göre mahkemelerin Anayasa'nın 46. maddesindeki özel güvenceleri gözeterek yorum yapması ve 2942 sayılı Kanun'un 29. maddesinin kapsamını bu çerçevede tespit etmesi Anayasa'nın üstünlüğü ilkesiyle uyumlu olacaktır.... Kamulaştırmasız el atma sebebiyle açılan tazminat davasını inceleyen mahkemelerin idare tarafından 2942 sayılı Kanun'daki olağan kamulaştırma usulünün işletilmemesinin veya buna bağlı olarak kamulaştırma bedelinin tespiti davası açılmamasının basit bir tercih meselesi olmadığını gözönünde tutarak değerlendirme yapması gerekir....
Anayasa Mahkemesinin 28.07.2022 tarihli ve 04.10.2022 tarihili Resmi Gazetede yayımlanan 2018/32734 başvuru sayılı kararına göre; Kamulaştırmasız el atma sebebiyle açılan tazminat davasının amacı ve işlevi dikkate alınarak bu hükmün (2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun yargılama giderlerini düzenleyen 29.maddesi) kamulaştırmasız el atma sebebiyle açılan tazminat davalarında uygulanmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Gerçekten kamulaştırmasız el atma sebebiyle açılan tazminat davalarının amacı kamulaştırma bedelinin belirlenmesidir. Üstelik bu davalarda da kamulaştırma bedelinin tespiti davalarındaki yöntemle tazminatın miktarı belirlenmektedir....
Maddenin yürürlük tarihi olan 30.06.2010 tarihinden önce hüküm altına alınmış kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat alacakları ise anılan madde kapsamında bulunmadığından, böyle bir alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takipleri nedeniyle bu maddenin son fıkrasında yer alan haczedilmezliğe ilişkin hükmün uygulanması mümkün değildir. Ayrıca bu maddedeki haczedilmezlik düzenlenmesinin uygulanabilmesinin ön koşulu ise kamulaştırmasız el atmanın 4.11.1983 tarihinden öncesine ilişkin olması zorunludur.(HGK. nun 29.05.2013 tarih, 2012/12-1842 esas sayılı kararı) Öte yandan 6111 Sayılı Kanunun Geçici 2.maddesinde bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6.maddesi hükmünün, 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanacağı kabul edilmiş olup, bu madde ise 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir....
tazminat davasının mahkeme ve esas bilgilerini Adıyaman Tapu Müdürlüğüne gönderdiği şerh talep yazısına ekleyerek bu davayı kendi açtığı kamulaştırma davası gibi göstererek hatalı şekilde tapu kaydına 31/b şerhi tesis ettiğini, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında 2942 sayılı KK'nın sadece değer biçmeye ilişkin hükümlerinin kıyas yoluyla uygulandığını, bu davanın haksız fiilden kaynaklanan bir tazminat davası olduğunu, iki davanın sebep ve sonuçları bakımından hukuki statüde farklı davalar olduklarını, idarenin yaptığı işlemin yasaya aykırı olduğunu, kamulaştırma yapma yetkisine sahip kamu kurumu olarak davalının mahkeme eli ile yaptıramadığı ihtiyati tedbir işlemini 31/b ile kendisinin yaptığını, şerh işleminin yasal temelinin bulunmadığını, hak kısıtlamaları getiren şerhin kaldırılması gerektiğini, öte yandan somut olayda taşınmazın satışının 31/b ile engellenmesine gerek olmadığını, zira kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında istenenin irtifak bedeli...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf sebepleri: 1- Davacı tarafından müvekkil kuruma karşı daha önce kamulaştırmasız el atma davası açmış olup, tapu kaydına 31/b şerhinin anılan davaya istinaden konulduğunu, kamulaştırmasız el atma davasının amaç ve sonuç itibariyle kamulaştırma davasıyla aynı nitelikte olduğunu, yasanın bu maddesinin kamulaştırmasız el atma davalarında da uygulanabileceğini, 2- Kamulaştırmasız el atma davalarında kurum lehine hükmedilen irtifak hakkının tescilinin davacıların taşınmaz mülkiyetini devri sebebiyle yapılamadığını, 4- Kamulaştırmasız el atma davalarında sundukları cevap dilekçelerinde "davalıdır" beyanı konulmasını talep etmelerine rağmen mahkemelerce bu taleplerinin dikkate alınmadığını, bunun yanında mahkeme kararlarının tapu müdürlüğüne ivedi bir şekilde gönderilmemesi veya gönderilse dahi tapu müdürlüğünün işlem yapmaması sebebiyle satış yapılması sonucunda tescil işlemlerinin yapılamadığını, 5- Yeni malikler aynı taşınmaz ve ENH hattı için...