WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin artırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 2942 sayılı Kanun'un 4650 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 14 üncü maddesi. 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Dava konusu Konya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 7845 ve 7846 parsel sayılı taşınmazların davalı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığı, kamulaştırma kararlarının davacı hak sahibine 16.10.1995 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 10.11.1995 tarihinde açıldığı, kamulaştırma kararından ve dava tarihinden önce taşınmazların ......

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1987/749 Esas sayılı dosyası ile kamulaştırma bedelinin artırılması davası açıldığı, artırılan bedelin kayyıma ödenmesine karar verildiği ve ferağ verilmemesi nedeniyle Kamulaştırma Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca idare adına tescili talebiyle Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/554 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığı, kesinleşen tescil hükmü gereğince taşınmazın idare adına tescil edildiği ihtilafsızdır. 3- ) Kayyıma ödenen kamulaştırma bedelinin 107.260,421- TL olarak 08.02.2002 hazine hesabına devredilmiş olduğu , bu açıklamalar doğrultusunda; idarenin Kamulaştırma K. 7. maddesi kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirerek açık kimlik ve adres bilgileri bilinmeyen tapu malikleri Ekrem kızı Kamile ve Halil kızı Müşerref için kayyım tayin ettirdiği, kayyım tarafından açılan tezyidi bedel davasında hükmedilen bedeli ödediği böylece kamulaştırmanın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği kanaatine varılmıştır. Yargıtay 5....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/888 esas nolu dava dosyası huzurdaki dava dosyasıyla birleştirilmiş ise de, Mhkemece 23.09.2020 tarihli oturumda verilen ara kararla işbu davadan tefrik edilerek 2020/10 esas sırasına kaydedildiğini, kamulaştırma bedelinin müvekkillerin murisine ödenmediğini, tebliğ evrakında murisin isminin Sahime Taşkıram olarak yazıldığını, taşınmazın bir kısmını, kamulaştırma bedelinin artırılması davası sonrasında olmak üzere 1985 yılında, idarenin satın aldığını, bu nedenle bedel artırım davasının işlemsiz bırakıldığını, Ziraat Bankası tahsilat fişinin kamulaştırma işlemlerinin kesinleşmiş sayılması için yeterli olmadığını ileri sürmüştür. GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: Dava, 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 17.maddesine göre davalı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tescili talebinden ibarettir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 09.05.2013 gün ve 2013/3154 Esas - 2013/9101 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın kabulüne dair mahkemece verilen karar, davalı idare vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmış, bu karara karşı davalı idare vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....

      Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 18/06/2014 NUMARASI : 2013/252-2014/464 Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırma bedelinin artırıması istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-2942 sayılı Yasanın 11. maddesinin (d) bendi gereğince, emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir....

          yıkıldığını, davalı belediyenin kamulaştırma için belirlediği bedelin artırılması için taşınmaz malikleri tarafından yasal süresinde Ladik Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/325 esas sayılı dosyası ile kamulaştırma bedelinin artırılması için dava açıldığını, dava dosyasında bilirkişi incelemelerin yapıldığını, raporların düzenlendikten sonra bedelin fazla artacak olduğunun görülmesi ile davalı belediyenin karar duruşması olan 26/03/1998 tarihinden bir hafta önce haklı bir neden olmadan kötü niyetli olarak kamulaştırmadan vazgeçtiğini, kamulaştırmadan vazgeçilmesi nedeni ile 26/03/1998 tarihinde konusuz kalan bedel arttırım davasının reddine karar verildiğini, idarenin kamulaştırma sonucu olarak mülkiyeti tescilden önce kazanacağı Medeni Kanunun 633....

          Bu durumda; tapu kayıtlarına konulan kamulaştırma şerhlerinin idarece 2 yıllık süre içerisinde tebliğ işlemlerine başlanmamış olması nedeniyle kaldırılabileceği düşünülebilirse de; kamulaştırma işlemi davacıya noter kanalıyla bizzat tebliğ edilmesine rağmen davacının 14. maddede yazılı 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde İdare Mahkemesine, kamulaştırma işleminin iptali için Adli Mahkemeye kamulaştırma bedelinin artırılması için dava açtığı iddia ve ispat edilmediğinden, kamulaştırma işlemi hukuken kesinleşmiş olmakla, artık bu şerhin kaldırılması açısından davacının korunabilir bir hakkı kalmadığı açıktır. Bu nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle hüküm kurulması, 2) Resmi kuruluşların yargı harcından bağışık tutulabilmesi için genel bütçeye dahil idareler arasında yer alması veya özel kanunlarında yargı harcından muaf olduğunun açıkça belirtilmesi gerekir....

            Konuya kamulaştırma hükümleriyle de bakmak gerekir. İdarece yapılmış olan kamulaştırma işlemleri 2001 yılından önce gerçekleşmiştir. 4650 sayılı kanunla 2001 yılında yapılan Kanun değişiklikleri ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırma konusu hakkın tescili için dava açılması gerekmekte ise de bu değişiklikten önceki hükümlere göre kamulaştırma tebliği ile idari yargıda kamulaştırmanın iptali için adli yargıda ise bedel artırımı için malikin dava açma hakkı vardır. Değişiklik öncesi hükümlerle değerlendirildiğinde malik için kamulaştırma tebliğle başlar. Kamulaştırma işlemleri 2001 değişikliklerinden önce başlamış ise tebliğ sonra yapılmış olsa bile kamulaştırma işlemlerinin önceki hükümlere göre tamamlanması gerekir. Bu durumda davacının taşınmazı satın aldığı maliklere öncesinde tebliğ yapılmamış olsa bile tebliğden itibaren 30 gün içinde bedele ilişkin olarak açılacak olan dava kamulaştırma bedelinin artırılması davası olacaktır....

              nin 1062 sayılı Kanun hükümlerine tabi olması nedeniyle Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen kamulaştırma bedelinin düşük olduğunu ileri sürmüştür. 3. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu maliki ...in Suriye uyruklu ... ile ... ’nin kızı olup 24.01.1922 tarihinde Suriye uyruğuna geçtiğini, 1062 sayılı Kanun’un 1 inci maddesine dayanılarak çıkarılan 25.09.1967 tarihli ve 6/8890 sayılı Kararname ile Suriye uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin malvarlıklarına Hazinece el konularak Hazine tarafından idare edildiğini, bu nedenle davacı tarafın taraf ehliyetinin bulunmadığını ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, temel olarak davacı ile davalı idare arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması hususundadır. 2....

                UYAP Entegrasyonu