miktara, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, el koyma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 2. bendinde yer alan “ el koyma tarihi olan 05.04.2012” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “dava tarihi olan 04/03/2013” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Ancak; Değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından, hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, el koyma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; 2. paragrafında yeralan (el koyma) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (dava) kelimesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01/07/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
El koyulan kısım ile imar planında kamusal alana özgülenen kısımların niteliği, el koyulan bölümün imar planında büyükşehir belediyesinin bakım ve sorumluluğunda bulunan alanda kaldığı ancak diğer davalı ... tarafından el koyulan dikkate alındığında, imar planına uygun bir el koyma olmadığına göre; proje bütünlüğünden söz edilemeyeceğinden; dava konusu taşınmaz üzerinde yalnızca fiilen el koyulan bölümün bedeline hükmedilmesi; fiili el koyma bulunmayan bölümlerde davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca...
uygulamalarının ihlali halinde Gürcistan'ın gemilere el koyma yaptırımı uyguladığı, somut olayda, davacı şirket tarafından seyrüsefer uygulamaları gereği Gürcistan makamlarına bildirimde bulunulmadığı, bu nedenle, Gürcistan makamları tarafından el koyma işlemi uygulandığı, davacının gerekli izni almış olması halinde el koyma işleminin yapılmayacağının anlaşıldığı, dava konusu el koyma olgusunun, Enstitü Zaman Üzerine Tekne Savaş ve Grev Klozlarının 5.1.4 maddesinde öngörülen istisna kapsamında olup, davalı ... şirketinin tazminat ödemekle yükümlü tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava konusu taşınmazın niteliği ve bilirkişi raporuna yansıyan özelliklerine göre % 50 oranında objektif değer arttırıcı unsur ilavesinin doğru olduğu, Dairemizce aldırılan ek rapor da gözetildiğinde, dava konusu taşınmaz hakkında verilen acele el koyma kararı sonrasında kadastro yenileme işlemi yapıldığı, parselin zemindeki yerinin değişmediği, acele el koyma sırasında koordinatsız pafta ile işlem yapıldığı, kamulaştırma hattını çakıştırınca 8424,03 m² lik kısmın kamulaştırma ve acele el koyma sahasında kaldığı, el atılan kısımda ölçüm hatası olmadığı, yüzölçüm farkının yenileme çalışmasından kaynaklandığı, bu iki alanın parsele denk gelen kısımlarının da aynı yer olduğu göz önüne alındığında, kamulaştırılan bölüm hakkında öncesinde acele el koyma kararı verildiği anlaşılmıştır....
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında dolandırıcılık suçundan soruşturma yürütüldüğü ve bu suç neticesinde elde ettiği iddia edilen makinelere, arama neticesinde el konulduğu, el koyma kararına itiraz nedeniyle, Tarsus 2....
/K. sayılı ilamı ile taşınmaza el konulmasına karar verilmiştir. İş bu acele el koyma davasında taşınmazın acele el koyma bedeli 68.788,07- TL olarak tespit edilmiş olup, bu bedel Ziraat Bankası, Mut Şubesi'ne bloke edilmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca bu bedel yatırılmadan zaten Mahkemece acele el koyma kararı verilememektedir. Dolayısıyla davacının ifade ettiğinin aksine, Mahkemece tespit edilen acele el koyma bedeli davacının tasarrufuna tahsis edilmiştir. Mahkemece verilen acele el koyma kararından sonra davacı ile uzlaşma hususunda anlaşılmış; ancak taraflar hazır bulunarak tapuda tescil işlemini gerçekleştiremediklerinden dava konusu taşınmaz Maliye Hazinesi adına tescil edilememiş ve taşınmaz davacı üzerinde tescilli olarak kalmaya devam etmiştir. Taşınmaz malikine Mut Asliye Hukuk Mahkemesi'nin acele el koyma kararı ile el koyma yetkisi verilmiş olup, yaklaşık kamulaştırma bedeli de kendisine ödenmiştir....
konulup, 20.06.2007 tarihinde iadesine karar verildiği, ancak zabıt katibinin zimmetine geçirmesi nedeniyle iadesinin yapılamadığı, iade edilemeyen malvarlığı değerlerinin el koyma anındaki piyasa koşullarına uygun fiyatı esas alınarak, tespit edilen miktarın talep uyarınca el koyma anından itibaren yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, ve aynı hususa ilişkin olarak mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 11.04.2022 tarihli bozma ilamının gereği de yerine getirilmeden, davacını talep ettiği tazminat miktarının el koyma tarihinden faizi ile hesap edilen 22.11.2022 tarihli bilirkişi raporu uyarınca yazılı şekilde hüküm tesisi, hukuka aykırı bulunmuş ve bu nedenle tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir....
Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, tebliğnamede de manevi tazminatın fazla hükmedildiğine yönelik görüşe de iştirak edilmeyerek davacı lehine el koyma nedeniyle 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....