Kamulaştırmasız el koyma müessesesi mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olmakla birlikte, çağdaş bir yaklaşımla ve sosyal devlet ilkesi gereği olarak uygulamada taşınmaz malikine, dava yoluyla mülkiyetin bedele çevrilmesi ya da idarenin hakkın özünü zedeleyen el koyma eylemine son verilmesi yolu açılmıştır. Kamulaştırmasız el koyma hâlinde kamu kurumu, Kamulaştırma Kanununa uygun hareket etmeden, ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmaktadır. Bu bakımdan dava, mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır (11.02.1959 tarihli ve 1958/17 E., 1959/15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesinden). Yargıtay 5....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2004/376 esas, 2007/255-396 ve 2007/256-397 sayılı dosyalar ile Kamulaştırma Kanunu 27. maddesi uyarınca acele el koyma talep edildiği ancak usulüne uygun olarak bedellerin tespit edilip hesapta bloke edilerek el koyma kararı verilmediği, para yatırıldığına dair dosyalarda belgenin bulunmadığı ayrıca tespit edilen bedel bankaya yatırıldığında idare tarafından el konulmasına şeklinde ileriye yönelik olarak bir karar verildiği anlaşılmıştır....
talebine ilişkin söz konusu davada mahkemece, CMK’nın 141/1-j maddesinde eşyasına veya diğer mal varlığı değerlerine koşulları oluşmadığı halde el konulan veya zamanında geri verilmeyen kişilerin tazminat isteyebileceğinin düzenlendiği, somut olayda davacının da malen sorumlu sıfatıyla sürücü sanıkla birlikte yargılandığı, araç içinde kaçak sigara bulundurulması nedeniyle 5607 sayılı Kanunun 10. maddesi ve CMK hükümleri gereğince sigarayla birlikte taşıta da el konulması işlemi yapıldığı, sürücü sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, sürücüye ait olmadığı için taşıtın müsadere edilemediği, ancak kaçak eşya taşıma suçunda kullanıldığından taşıta soruşturma aşamasında el konulmasında yasa hükümleri gereğince uygunluk ve zorunluluk bulunduğu, hukuka aykırı bir şekilde el koyma bulunmadığı, araca el koyma nedeniyle manevi tazminat istenemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada mahkemece, CMK’nın 141/1-j maddesinde eşyasına veya diğer mal varlığı değerlerine koşulları oluşmadığı halde el konulan veya zamanında geri verilmeyen kişilerin tazminat isteyebileceğinin düzenlendiği, somut olayda davacının da malen sorumlu sıfatıyla sürücü sanıkla birlikte yargılandığı, araç içinde kaçak sigara bulundurulması nedeniyle 5607 sayılı Kanunun 10. maddesi ve CMK hükümleri gereğince sigarayla birlikte taşıta da el konulması işlemi yapıldığı, sürücü sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, sürücüye ait olmadığı için taşıtın müsadere edilemediği, ancak kaçak eşya taşıma suçunda kullanıldığından taşıta soruşturma aşamasında el konulmasında yasa hükümleri gereğince uygunluk ve zorunluluk bulunduğu, hukuka aykırı bir şekilde el koyma bulunmadığı, araca el koyma nedeniyle manevi tazminat istenemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
Davacı, hayvan kaçakçılığı suçundan dolayı 180 adet büyükbaş hayvanına kolluk tarafından el konulduğunu ve yedi emine tevdi edildiğini, ...Karar sayılı ilamı ile hakkında beraatine ve el konulan hayvanların iadesine karar verilmesine rağmen iade edilmediğini, beyan ederek maddi zararının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu uyarınca belirlenen zarardan davacının da müterafık kusurunun bulunduğu gerekçesi ile BK'nun 43-44 maddeleri uyarınca indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından davacıya ait 162 adet büyükbaş hayvana menşe-i şehadetnamesi dışında belge sunulamadığı gerekçesi ile 22.11.1995 tarihinde el konularak aynı tarihte yedi emine teslim edildiği anlaşılmaktadır. Gerek el koyma tutanağında, gerekse yedi emin teslim tutanağında büyükbaş hayvanların tosun niteliğinde olduğu açık bir şekilde belirtilmiştir....
Yapılan incelemede; el atılan taşınmazlara ilişkin olarak davalı idarece Kamulaştırma Kanunun 27. maddesi uyarınca acele el koyma davaları açılmış ve halen devam etmekte olduğu ilgili dava dosyalarının incelenmesinden anlaşılmış olup, acele el koyma davalarının sonuçlanması ve makul süre içerisinde Kamulaştırma Kanunun 10. maddesinde düzenlenen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarının açılıp açılmamasına göre, dava açılmış ise sonucu beklenerek, karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde davanın kabulüne hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 12/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1) Dava konusu ...parsel sayılı taşınmazın 23.10.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda mavi renk ile taralı 2.410,14 m2 lik bölümünün bedeline hükmedildiği halde, bu kısmın da Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2) Acele el koyma talebine ilişkin davada, davalı adına bloke edilen miktarın mahsup edilmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a) Tescil ile ilgili 2. bendindeki (1.083,21 m2) rakamlarından sonra gelmek üzere (ve 2.410,14 m2) kelime ve rakamlarının yazılmasına, b) 4. bendindeki (56.271,19) rakamlarının çıkartılmasına, yerine (bedelden acele el koyma davasında bloke edilen bedel mahsup edilerek 51.681,20) kelimelerinin ve rakamlarının yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz edenden peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istenildiğinde iadesine, 26.06.2012 gününde oybirliğiyle...
Yapılan incelemede; Dava konusu taşınmaza ilişkin olarak açılan acele el koyma davasında davalılar adına bloke edilen bedelin mahsup edilmemesi nedeniyle de hükmün düzeltilmesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 28.11.2011 gün ve 2011/15700-2011/19197 sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Yapılan incelemede; Dava konusu taşınmaza ilişkin olarak açılan acele el koyma davasında davalılar adına bloke edilen bedelin mahsup edilmemesi nedeniyle de hükmün düzeltilmesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 28.11.2011 gün ve 2011/15698-2011/19198 sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Yapılan incelemede; Dava konusu taşınmaza ilişkin olarak açılan acele el koyma davasında davalılar adına bloke edilen bedelin mahsup edilmemesi nedeniyle de hükmün düzeltilmesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 28.11.2011 gün ve 2011/15697-2011/19199 sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....