Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen taşınmaza Yalova-Bursa yolu yapımı nedeniyle 1955 yılında el konulduğu, taşınmazın 1957 yılında tapulama sonucu malikleri adına tahdit ve tespit görmesi ile ilk olarak 1958 yılında tapuya tescil edildiği, taşınmazın son kayıt maliki tarafından 22.01.2004 tarihinde kamulaştırmasız el koyma hukuksal nedenine dayalı olarak tazminat istemli dava açıldığı ve temyiz aşamasında dava konusu taşınmazın davacı tarafından, dava dışı...isimli şahsa satıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda; 1-Dava konusu edilen taşınmazın, karar tarihinden sonra, dava dışı 3. şahsa satılması nedeni ile, satın alan kişi yönünden HUMK.nun 186. maddesi hükümlerinin uygulanması, 2-Dava konusu taşınmazın 31.10.2008 tarihinde yapılan imar uygulaması sonucu 6935 metrekarelik kısmının imar düzenleme ortaklık payı olarak kesildiği anlaşılmıştır....
Dava ; "Kamulaştırma (Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi)" istemine ilişkindir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin iş bölümü, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Ancak 01/09/2022 tarihinden itibaren Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümü kriterleri yeniden düzenlenmiştir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 1. maddesinde" 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar " ile 2. Maddesinde "Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan el atmanın önlenmesi, taşınmaz ve muhtesat bedellerinin tahsili davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" düzenlenmiş olduğundan, istinaf incelemesi görevinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat istemi ile imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş, davalı idare vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 14/12/2021 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek, dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat istemi ile imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması istemine ilişkindir...
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır. Bu itibarla; davalı idarelerden ......
, davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın el koyulan müvekkillerine ait gayrimenkullerin hisse bedeli olarak şimdilik 15.000 TL’nin kamulaştırmasız el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği ve bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğundan, kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucunun, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibinin, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini isteyebilmesi olduğu açıktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2020 NUMARASI : 2019/423 ESAS 2020/48 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi) KARAR : Bursa 12....
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın emsale göre üstün ve eksik yönleri tartışılmak suretiyle m2 bedeli 5.977,80 TL olarak tespit edildiğine göre bu bedel esas alınarak kamulaştırmasız el koyma tazminatının belirlenmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın 2014 yılı emlak beyan değerinin 6.928,00 TL olması nedeniyle birim değerin emlak beyan değerinden daha düşük olamayacağı belirtilerek emlak vergi beyan değeri esas alınmak suretiyle hesaplama yapılması, 3-Davaya konu taşınmazda yapılaşmanın tamamlanmış olduğu, el atılan arsanın aynı amaçlı kullanılması mümkün olmadığı, el atılan alanın yapı alanına tesiri olmadığı gerekçeleri ile dava konusu taşınmazın belirlenen m² değerinden %10 değer azalışı uygulayan bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması, 4-Davacılar vekili dava dilekçe ile tazminatın faizi ile tahsilini talep ettiğine ve dava konusu taşınmazın tazminat bedelinin tespitine ilişkin değerlendirme dava tarihlerine göre yapıldığından hükmedilen bedele, davacılar...
Mahallesi 10444 ada 12 parsel sayılı taşınmazın “Y1”,”Y2” ile gösterilen kısımlarının kamulaştırmasız el koyma nedeniyle bedeline hükmedilmesi ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-Taşınmazlardan 10006 ada 1 ve 2 parsellerin fiilen el atılmayan bölümleri yönünden yapılan incelemede; dosya içindeki bilgi ve belgelere, özellikle bilirkişi kurulunun 04.03.2013 tarihli rapor ve fen bilirkişisinin krokisine göre; dava konusu taşınmazlardan 10006 ada1 parselin A ve Y2,10006 ada 2 parselin Y2 ile gösterilen kısımlarına zeminde asfalt yol yapılmak suretiyle ... tarafından fiilen el koyulduğu, fiilen el koyulan bu kısımların imar planında ... ve ...'...